"Karalığın Yüreği" oyunuyla 3 Mart Grizu Faciası’nı sahneye koyan Tiyatro Sanatçısı Fazilet Küçük, facianın 30. Yıl dönümünde açıklamalarda bulundu. Açıklamasında Türkiye İşçi Sınıfı için kara bir gün olduğunu belirten Sanatçı Fazilet Küçük, ‘İşçiler yürümesin diye alınan önlem, işçiler ölmesin diye maalesef alınmıyor” dedi.
Şehit Madenci Aileleri arasında yıl ayrımı sebebiyle 3 Mart Şehit Madenci ailelerinin maden şehidi sayılmadığını belirten Sanatçı Küçük, bu ayrıma son verilmesinin gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“Bugün 3 Mart, Türkiye’nin en büyük maden facialarından birinin, Kozlu 92 Grizu Faciası’nın yıl dönümü. Maalesef Türkiye İşçi Sınıfı Tarihi’ne geçmiş, 264 Madencinin maden ocağında hayatını kaybettiği günün 30. Yıl dönümü.Facianın üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen halen görüyoruz ki “İşçiler yürümesin” diye alınan önlem kadar “İşçiler ölmesin” diye önlemler alınmıyor.
Çok yakında Soma’da, Ermenek’te kaybettiğimiz madenciler hala aklımızdalar. Çok değil 3 gün önce de yine Zonguldak’ta iki madencimizi daha toprağa verdik.Biliyorsunuz bir madenci oyunu oynuyorum, oyunumla Türkiye’yi geziyorum ve 3 Mart’ta yitirilen bir işçinin evinde yaşanılanları insanlarla paylaşıyorum.
Bu oyunu ortaya çıkartırken yitirdiğimiz madencilerin aileleri ile, çocukları ile, mesai arkadaşları ile konuştuk, hikayeleri topladık. Öyle şeyler işittik ki yarısını bile sahneye koymaya cesaret edemedik.
Ne yazık ki diyorum ki bu yitirdiğimiz Madencilerin aileleri 2002 öncesi hayatlarını kaybettiği için yasa kapsamının dışında kalıyor ve maden şehidi ailesi olarak yasa önünde sayılmıyor.
Yani maden şehidi ailelerinin kamuda istihdam edilme ve sosyal haklarından yararlanamıyor. Maden şehitleri arasında yapılan bu ayrıma son verilmesi gerekiyor.Ben ve Karalığın Yüreği oyunundaki ekip arkadaşlarım, sahnede başımızda taşıdığımız bareti alnımızın akı olarak görüyor, madencinin baretini taşımaktan onur duyuyoruz. Madencilerin ve geride kalan ailelerinin anılarını, hatıralarını sahnelere taşımaya devam edeceğiz. And olsun ki madencinin feneri sönmeyecek.” (Meryem DEMİR)