Ülkemiz ekonomisindeki gerek Covid-19 pandemi salgını sebebiyle ortaya çıkan gelişmeler kapsamındaki Hindistan menşeli Delta mutasyonu ile diğer ayrışma gösteren mutasyon türlerinden kaynaklı halen bulaş durumundaki belirsizlikler yanında; gerekse resesyon (durgunluk) ile eşleşen stagflasyon (durgunluk içinde enflasyon) nedeniyle mevcut belirsizliğin daha da arttırdığı görülürken, Merkez Bankası, 2021 yıl sonu için yüzde 12,2 olan enflasyon tahminini yüzde 14,1 olarak yukarı yönlü revize ederek güncellediği açıklandı.

Çok tabii olarak 2021 yıl sonu itibarıyla revize edilen yüzde 14,1 lik enflasyon tahmini ne derecede isabetli olur? Bunu yıl sonu enflasyonunun geldiği noktada göreceğiz. Çünkü piyasalardaki bahsi edilen belirsizlik şartlarında olası kur şokları ile sektörel bazdaki girdi maliyetlerindeki yükselişler de dikkate alındığında Merkez Bankası’nın bu enflasyon öngörüsünün yıl sonu itibarıyla tutması biraz zor gözüküyor. Yani perşembenin geleceği çarşambadan belli durumda. Merkez Bankası Başkanının; ”Takip ettiğimiz yüksek frekanslı veriler, ikinci çeyrekte büyümenin baz etkisiyle oldukça yüksek oranda gerçekleşeceğine işaret ediyor. Sıkı para politikası duruşunun enflasyonda düşüşü sağlama önceliği doğrultusunda kararlılıkla sürdürülmesi oynaklıklara karşı önemli bir tampon işlevi görmektedir” şeklindeki açıklaması gerçekte oldukça iyimser bir değerlendirme olarak kabul edilebilir.

* * *

Mamafih Kavcıoğlu’nun; ”İhracattaki güçlü artış eğiliminin yanı sıra turizm faaliyetlerinin canlandırılmasıyla yılın geri kalanında cari işlemler hesabının fazla vermesini bekliyoruz. Fiyat istikrarı temel amacımız doğrultusunda, elimizdeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edeceğiz.” Sözleri yanı sıra; ”Politika duruşu, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edecektir. Yılın üçüncü çeyreğinin sonu ve son çeyreğinde enflasyonun belirgin şekilde düşüşe geçeceğini düşünüyoruz. Yeni SWAP anlaşması için görüştüğümüz ülkeler var. Yakında yeni anlaşmaları açıkladığımızda hepiniz duymuş olacaksınız.” değerlendirmesinin ana hatlarına bakıldığında; Temmuz ayının başlarında gündeme gelen elektrik (Sanayide %20) ve doğalgaz (%12) zamlarının temel girdi maliyeti etkisiyle sonraki aylara da kadem eli olarak yansıması düşünülürse; çift rakamda yukarı yönlü seyreden enflasyon oranının önümüzdeki aylar itibarıyla da yükselişini sürdürmesi kaçınılmaz görünüyor. Kaldı ki doğalgazla ilgili döviz kurundaki değişikliklerle orantılı neredeyse her ay zam yapıldığı da dikkate alındığında durum çok daha da barizleşiyor

* * *

Merkez Bankası’nın, 2021 yıl sonu için yüzde 12,2 olan enflasyon tahminini yüzde 14,1 olarak yukarı yönlü günceller ken;2022 yıl sonu için yüzde 7,5 olan enflasyon tahminini yüzde 7,8 olarak revize ederek,2023 enflasyon tahminini ise yüzde 5 olarak koruması da ayrı üstünde durulması gereken bir durum.

Sonuçta T.C.Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu’nun;”Küresel enflasyon gelişmelerine baktığımızda hem arz hem talepten kaynaklanıyor ama büyük ölçüde emtia fiyatları ve arzdan kaynaklandığını görüyoruz. Bu enflasyonun geçici olduğunu düşünüyoruz. Gelişmekte olan ve gelişen ülkelere baktığımızda bu ülkelerin bir kısmında faiz arttı. Gelişmiş ülkelerde ise sözlü yönlendirme dışında ne faiz artırımı ne varlık alımlarının azaltılması eylemleri yok. Türkiye olarak baktığımızda biz daha önce cari işlemler nedeniyle başladığımız sıkı para politikası duruşunun etkilerini görmeye başladık. Yılın son çeyreğinde enflasyonun belirgin bir şekilde düşüşe geçeceğini düşünüyoruz. Dünyada bu yükselme eğiliminde. Sıkı para politikası duruşumuz meyvelerini vermeye başladı, bütün küresel risklere rağmen bunu sürdürmeye devam edeceğiz.” Şeklinde bir açıklamada bulunsa da; finansal kırılganlık pozisyonu düzeltilemediği sürece normalleşmenin zamana bağlı olduğu görülüyor