İktisadi açıdan yaşanan kur hareketleri ve buna bağlı girdi maliyetlerindeki artışlarla çift rakamlı enflasyonun geldiği noktada TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, 2022 yılının ilk Enflasyon Raporu sunumunu gerçekleştirirken; Kavcıoğlu’nun açıklamaları arasında “yerinde hedefli ve ucuz finansmanı sağlayarak, üretimi, istihdamı ve yatırımı destekleyecek ve istihdamı artıracağız, bu kanunda da mevcut, hükümete yapacağımız en önemli desteklerin başında geliyor” sözlerine bakıldığında;yeni para politikası çerçevesinin de tanımı niteliğinde. Bu şekilde parasal destekle yüksek enflasyon-seçim sürecinin birleşiminin oldukça tehlikeli noktaya gelmesine zemin hazırlarken, TCMB’nin beklediği %23 TÜFE enflasyonunu daha da zora sokacağı ihtimalini de güçlendirdiği görülüyor.Çünkü Kavcıoğlu’nun haberini verdiği kamu bankaları kaynaklı kredi genişleme ile birleştiğinde enflasyonun varacağı aşamaları hep birlikte izleme imkanı bulacağımız hiç şüphe götürmez bir durum.

* * *

T.C.Merkez Bankası Başkanının Sunumunda enflasyon tahminleri beklendiği gibi yukarı yönlü bir şekilde yenilendi.2022 yıl sonu için %11,8 olan enflasyon tahmini 11,4 puan artışla %23,2’ye yükseltildi. 2023 yılı sonunda ise bir önceki raporda %7 olarak tahmin edilen enflasyon %8,4 seviyesine yükseldi.TCMB TÜFE enflasyonunun %55 civarına yükselmesinin ardından muhtemelen TL’de değer kaybını engelleyeceğine inanarak sene sonunda baz etkisi ile %23 gibi neredeyse yarı seviyeye dönüş bekliyor. Fed’in para politikasını sıkılaştırmada iyice ilerleyeceği 2023 yılında %8,2’ye mucizevi şekilde inmesinin ardından yine %5’e ulaşılacağına dair güven bekliyor. Gerçekçi olmak gerekirse reel açıdan bu tahminler ya da öngörüler gerçekleşir mi? Eğer kurdaki dalgalanmalarla buna bağlı girdi maliyetlerindeki yukarı yönlü artışlar yansımalı olarak devam ederse ki akaryakıt zamlarının sürdürüldüğü bir ortamda 1 Ocaktan itibaren uygulamaya konulan elektrik zamları ile doğalgaz zamları da dikkate alındığında TCMB bu tahminleri belli ki revize etmek mecburiyetinde kalacak.

* * *

Bu kapsamda TCMB Başkanı Kavcıoğlu’nun öne çıkan başlıklarından biri olan”Küresel iktisadi faaliyet üzerindeki risklerin sınırlı olduğunu değerlendiriyoruz, Türkiye’ nin dış talep görünümü olumlu seyrini korumaktadır.”

“Doğalgaz fiyatları yüksek seyrediyor.”

“Küresel enflasyonda dikkat çeken artışlar gözleniyor. Dünya genelinde manşet ve çekirdek enflasyon hız kazandı.

Enflasyonun etkileri merkez bankaları tarafından yakından takip ediliyor. Gelişmiş ülke merkez bankaları arasındaki söylem ayrışması artıyor. Şeklindeki sözleri de analiz edildiğinde; bu sözler daha önce açıklanan enf lasyon rakamları ile tam olarak örtüşmüyor. Kaldı ki Amerikan Merkez Bankası FED’in önümüzdeki Mart ayında ve daha sonraki aylarda yapabileceği faiz artırım larının ne getirip ne götüreceği bilinmediği halde olası risklerin sınırlı olarak görülmesi ise fazladan bir iyimserlik havası yaratmaya yönelik bir durum. Ancak bahse konu bu riskler öyle sanıldığı gibi de sınırlı görünmüyor.

* * *

Sonuç olarak,TCMB Başkanı sunum detayında;”Fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan adımların sonuçlarına ek olarak, arz-talep uyumsuzlukları ve tedarik süreçlerindeki aksaklıkların kademeli olarak azalması ile önümüzdeki aylarda dezenflasyon sürecinin başlamasını öngörüyoruz.” Açıklaması ise mevcut belirsizliğin tolerasyonu için önlemler dizinini kendi içinde yüzeysel bir şekilde geçiştirme cihetine gidildiğini göstermesi bakımından yeterli değil. Çünkü bireysel kredilerin özellikle son dönemde arttığı bir süreçte bireysel kredilerin ekonomi üzerindeki olumlu etkilerinin yanında bazı önemli olumsuz etkilerinin olduğunu da unutmamak gerekmektedir. Nedeni de Bireysel krediler ithal mallara ve özelliklede lüks ithal mallara olan talebi artırabilmektedir. Bu durumda dış ticaret dengesinin bozulmasına ve dış ticaret açıklarının artmasına bu yolla da ülkenin cari işlemleraçığının büyümesine neden olabilmektedir.Bu olumsuz etkinin yanında, bireysel kredilerin ekonomi üzerindeki ve toplumun genelini ilgilendiren diğer önemli bir olumsuz etkisi ise, fiyatlar genel seviyesini ya da enflasyonu arttırmasıdır. Bireysel krediler ekonomide harcama yoluyla toplam talebi artırmakta, bu toplam talep eğer üretim artışı ile karşılanmazsa piyasadaki mal ve hizmetler kıt hale gelmekte, mal ve hizmetlerin kıt hale gelmesi fiyatlarının artmasına, yani enflasyonun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu açı dan Türkiye ekonomisinde fiyat istikrarının sağlanması, yani enflasyon oranlarının düşürülmesi için, bireysel krediler ve onun bileşenleri olan ihtiyaç kredisi, taşıt kredisi, konut kredisi ve bireysel kredi kartlarının enflasyon üzerindeki etkisinin tespit edilmesi ve bireysel krediler ile enflasyon arasındaki dengenin sağlanabilmesi için gerekli önlemlerin alınması da büyük önem arz etmektedir.