Halen piyasalarda TCMB’nın şok faiz indirimimi sonrası süregelen şaşkınlığa bakılırsa; böylesi bir ortamda TÜİK’e göre manşet enflasyonun yüzde yirmileri bile geçme ihtimalinin olduğu bu dönemde değil enflasyonu önleyebilmek;TCMB’nin kurda istikrarı bozan faiz indirimi ve global enerji şoku sonrasında yüksek enflasyonun geçici de olsa gerilemesi imkânsızlaşıyor. Çünkü küresel piyasalarda fiyat hareketlerine yukarı yönlü duyarlı olan enerji fiyatlarının gittikçe yükselmeye başladığı bu ortamda bırakalım çift rakamdaki yüksek enflasyonu düşürmeyi aksine şu sıralarda enflasyonun yükselmesi için tüm sebepler bir araya gelme noktasında birleşti. Nitekim QNB Finansbank Araştırma Birimi ise yıl sonu TÜFE öngörüsünü yukarı revize ederken; “Yükseliş eğilimindeki yıllık tüketici enflasyonu Eylül ayında %19.6 olmuştu. Ekim ayındaki gelişmelere ve yaptığımız gözlemlere dayanarak, yükselişin devam edeceğini öngörüyoruz. Belirsizlik yüksek olmakla beraber, TÜFE’de yıllık enflasyonun %20.4 civarında olacağını tahmin ediyoruz.”açıklaması oldukça iyimser bir değerlendirme olarak kayda geçiyor.

* * *

Bundan daha çarpıcı olarak da son 2 aydır piyasa beklentilerinin ötesinde faiz indirimi (toplam 300baz puan) yapılırken enflasyondaki arızi unsurları dikkate almadığını belirten TCMB’nin, yılın geri kalanına arızi unsurlar kaynaklı indirim alanının sınırlı olduğunu ifade etmesi de ciddi bir çelişki olarak göze çarpmakta. TÜFE sepetinin yaklaşık %56’sını kapsayan ve en düşük seviyedeki çekirdek gösterge olan C Endeksinin (enerji, gıda ve alkolsüz içecekler, alkollü içecekler ve tütün ile altın hariç) Eylül’de %16,98 seviyesinde olduğunu da not etmekte fayda bulunuyor. Hal böyle iken enflasyon görünümü üzerindeki mevcut risklere ek olarak, TL’deki son değer kayıpları ile gerçekleşen/beklenen zamlar (özellikle akaryakı) da hem manşet hem de çekirdek göstergeler üzerinde ilâve yukarı yönlü baskı oluşturduğu da yine mevcut gözlemler arasında yer alıyor.Mamafih tüm bu etkenlerin yanında içinde yaşadığımız son dönem itibarıyla döviz kuru ve petrol fiyatlarında yaşanan artışlar, başta enerji olmak üzere mal fiyatlarına yansıyor.

* * *

Bu anlamdaki akaryakıt ve LPG fiyatlarına istikrar sağlayan eşel mobil sisteminde, ÖTV oranları sıfıra indiğinden, zam ihtiyacını otomatik ÖTV indirimiyle karşılama imkanı da kalmadı. Bunun bir neticesi olarak da pompa fiyatlarına yansıyan zamlar sebebiyle enerji grubu genelinde aylık %3.5 artış olacağını ve yıllık enerji enflasyonunun %22.8’den en az %24.5 seviyesine çıkacağıyönünde piyasalarda böyle bir öngörü de mevcut bulunuyor.Gıda grubunda mevsimsellikten arındırılmış artış eğiliminin geçmiş aylara göre yavaşlama gösterse bile Ekim ayında mevsim normaliyle uyumlu olarak %2 civarındaki bir aylık artış olacağını ve yıllık gıda enflasyonunun %28.8’den %27.5 dolaylarına gerile meşine karşılık;Yurtiçi üretici fiyatlarında ise döviz kuru ve petrol fiyatlarının yanı sıra, sanayi ve elektrik üretimine yönelik yapılan %15 oranındaki doğalgaz zammının da etkisi görülecek.Ekim’de yılın son Enflasyon Raporu’nu basın toplantısıyla tanıtacak. Bu toplantıda TCMB’nin 2021 yılı için %14,1 ve 2022 yıl için %7,8 olan yılsonu enflasyon tahminlerinde önemli yukarı yönlü revizyona gidilmesinin neredeyse kesin olduğu da belirtilebilir

* * *

Sonuç olarak,TCMB’nın son faiz indirimi ve iktisadi açıdan son gelinen nokta ile ilgili yayımladığı bir makalede;”Merkez Bankası, faiz oranlarını yükseltmek yerine faiz indirimine giderek bunu dünyada gerçekleştiren tek büyük para politikası yapıcısı olduğunu gösterdi” denilirken; makalede BlueBayAssetManagement'tanTimothyAsh’ın görüşlerine de yer verilerek, “Muhalefet gerçekten kazanabileceklerinden emin. (İktidardaki) AKP giderek daha da umutsuz hale geliyor. Erdoğan'ın yanılabileceğini düşünüyorlar" ifadelerinin kullanılmasıyanısıra,“Son anketler, muhalefet partilerinin Erdoğan'ın AKP’si ve müttefikleri karşısında öne geçtiğini gösteriyor. 20 yıl önce göreve geldikten sonra Türkiye ekonomisini canlandırmak için çok şey yapan bir zamanların son derece popüler cumhurbaşkanı, ilacını bulmayı büyük ölçüde başaramadığı enflasyonun kurbanı olma riskiyle karşı karşıya.Analistler, hasarın seçmenler tarafından şiddetle hissedildiğini”yönündeki açıklamasına ek olarak;”Ancak yatırımcılar,Erdoğan'ın yakın zamanda sahneyi terk edeceğini varsaymamalı. 2023'e kadar seçim olmayacak.”Şeklindeki açıklamalardan da geri durmuyorlar.Kısaca karşı karşıya kalınan iktisadi ve politik riskler karşısında AKP’nin 2023 seçimlerine kadar kullanabileceği zaman süreci olsa da, bu gelecekteki zaman aralığını zor şartlara rağmen sonucu kendi lehine çevirebilmesi de oldukça zor görünüyor.