Tüm ülkede olduğu gibi Zonguldak'ta da TMMOB Mühendis Mimar ve Şehir Plancıları dayanışma günü kutlandı.
Zonguldak TMMOB Maden Mühendisleri Odası Lokalinde yapılan kutlamaya da oda başkanları katıldılar. İl dışından gelen başkanlar bile vardı.
Çeşitli konuşmalar yapıldı ve sorunlar dile getirildi.
19 Eylül 1979 tarihinde TMMOB tarafından gerçekleştirilen iş bırakma eyleminin 41. Yılında, TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü nedeniyle, Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz tarafından da Genel Merkezde bir basın açıklaması yapıldı.
İşte o açıklamada tüm sorunlar dile getirilerek çözümler arandı.
Yönetim kurulu başkanının açıklaması şöyleydi:
"Türkiye çapında yüz binin üzerinde mühendis, mimar ve şehir plancısının katılımıyla gerçekleştirilen 19 Eylül 1979 İş Bırakma Eylemi’nin 41. yılındayız. Ülkemizin kalkınmasının ve büyümesinin en önemli dinamiklerinden biri olan teknik emeğin birliğinin ve gücünün simgesi olan “19 Eylül TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü” kutlu olsun.
70’li yılların sonunda yaşanan derin ekonomik kriz karşısında mühendis, mimar ve şehir plancılarının yaşadığı hak kayıplarını ve ücret adaletsizliklerini protesto etmek için gerçekleştirilen iş bırakma eylemi, teknik elemanların üretimden gelen gücünü en açık biçimiyle ortaya sermiştir. 19 Eylül 1979’da TMMOB’nin çağrısıyla gerçekleştirilen eylemle maden ocaklarından enerji santrallerine, fabrikalardan şantiyelere, kamu kurumlarından limanlara kadar pek çok iş yerinde üretimin durdurularak teknik elemanların yaşadıkları sorunlara dikkat çekilmesi sağlanmıştı.
Bizler için 19 Eylül 1979 İş Bırakma Eylemi; ülkesi için düşünen, planlayan, üreten mühendis, mimar ve şehir plancılarının kendi öz güçlerinin farkına vardığı tarihtir. Bu yüzden bu anlamlı gün, "TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü" olarak kutlanmakta ve yeniden hatırlanmaktadır.
SORUNLARIMIZ DERİNLEŞİYOR
19 Eylül İş Bırakma Eylemi’nin 41. yılında, tüm dünyamızı etkisine alan bir virüs salgını ve ülkemizde giderek derinleşen ekonomik krizle yüz yüzeyiz. Salgının toplumsal yaşama ve çalışma hayatına etkileri, uzun süredir devam eden ekonomik krizin toplumsal etkilerini ne yazık ki daha da arttırıyor.
Küresel salgının ortaya çıkardığı en önemli gerçeklerden birisi, hastalıklarla mücadelede ve gündelik hayatın sürdürülebilmesinde bilime ve tekniğe ne kadar ihtiyaç duyduğumuz olmuştur. Bilimsel-tıbbi çalışmalara, teknik gelişmelere ve teknolojik yatırımlara ayrılacak kaynaklar; insanlığın ortak geleceğinin korunmasının biricik teminatı durumundadır.
Salgın döneminde daha da derinleşen krizle birlikte birbiri ardına kapanan işletmeler ve hızla azalan üretim nedeniyle geniş çaplı bir işsizlik ve yoksullaşma süreci içine sürükleniyoruz. Yurtdışı kaynaklı sıcak para akışına dayalı büyüme modelinin sürdürülebilir olmaktan çıkması nedeniyle ülkemiz, büyük bir borç batağı ve yüksek kur şokuyla baş başa bırakılmıştır.
BİRLİKTE DAYANIŞMAYLA
TMMOB olarak salgın koşullarında derinleşen ekonomik kriz ve siyasi iktidarın artan baskıları karşısında mesleğimizi, meslektaşlarımızın çıkarlarını ve meslek örgütlerimizi korumak için mücadele ediyoruz. Mühendis, mimar ve şehir plancılarının mesleki hak ve çıkarlarını korumak aslında tüm toplumun geleceğini korumak demektir. Çünkü bizim meslek alanımız, toplumun ortak yaşamının üretimini ve devamlılığını sağlamaktadır. Bizler bu anlayışla, mesleğimize ve meslektaşlarımıza sahip çıkarken ülkemizin ve toplumumuzun ortak geleceğine de sahip çıkıyoruz.
Meslek alanımızı, meslektaşlarımızı ve ülkemizin geleceğini tehdit eden uygulamalar karşısında sessiz kalmayacağız. Bizler mesleğimizi bilimden, üretimden ve toplumdan yanan kullanan bir mücadele geleneğinin sürdürücüsüyüz. Bu anlayışla TMMOB’nin bilim ve tekniği esas alan, kamu çıkarını savunan, eşitlik, özgürlük ve demokrasiden yana tavrını korumaya devam edeceğiz.
Ülkemizin ve meslektaşlarımızın dayanışmaya ve birlik içinde olmaya en fazla ihtiyaç duyduğu bu dönemde 19 Eylül Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü’nü kutluyoruz.
Evet; mühendislerin sorunları böyle,
Çözüme kavuşmalarını beklemek de onların hakkı!