Zonguldak

Osmanlı çileğini koruyamadık

Ünlü Dilaver Paşa’nın girişimleriyle Ereğli’de üretilen Osmanlı Çileği yok olmaya yüz tuttu

Abone Ol

Ereğli çileğinin ortaya çıkışı konusunda önümüze Dilaver Paşanın ismi çıkar.Osmanlı donanmasında önemli hizmetlerde bulunan Dilaver Paşa, Kaptan-ı Derya tarafından Ereğli Maden Müdürlüğüne de atanmış ve işçi-işveren ilişkisini düzenlemek amacıyla Ereğli Maden-i Hümayun Nizamnamesi’ni hazırlamış bir isimdir.

1866-1898 yılları arasında Ereğli Maden nazırı ve kaymakamı Dilaver Paşa’nın girişimleri sonucu Zonguldak Ereğli’de yetiştirilmeye başlanmış olan Osmanlı çileği, bir zamanlar Osmanlı saray sofralarına lâyık görülmüş güçlü kokulu yoğun tadını hala koruyor; ancak bu çileği bulmak neredeyse olanaksızlaştı.

Meyilli arazilerin organik maddelerce zengin kumlu, tınlı ve dinlenmiş topraklarında yalnızca çiftlik gübresi kullanılarak yetiştirilen ufak, pembe ve hassas,  çıplak elle özenle toplanıp sofralarımıza tıngıl adı verilen ahşaptan örülmüş yöresel sepetlerde taşınan bu çileği gerektiği  gibi koruyamadık.

Bir zamanlar Amerikalılar bu çileğin fidelerini Ereğli’den toplayıp ülkelerine kadar götürdüler ve orada yetiştirmeye çalıştılar ama başaramadılar. Çünkü Ereğli’de üstünde yetiştiği özel ve verimli toprak oralarda yoktu.

Gele gele bu günlere kadar geldik. Şimdi Ereğli çileği arasanız da bulunmuyor. Kimileri bu çileği Bartın ve diğer yörelerde yetişen çilekle harmanlayıp tadını kaçırdılar, kimileri de halkı avanak sanıp daha verimli başka çilekleri Ereğli’de ekerek “işte Ereğli’de yetişti, bu da Ereğli çileği” şeklinde kandırmaya kalktılar.

En acısı da tarım ile uğraşan devlet kurumları Ereğli Çileğine gereken önemi verip yaygınlaştırılması için teşvik sağlayamadılar.

Ve gelinen nokta da Ereğli çileğinin kaybolmaya yüz tuttuğu nokta oldu. İkide bir Osmanlı torunları olmakla övünen kimileri Osmanlı mirasına işte böyle ihanet etti.