Zaman zaman özellikle kritik dönemlerde gündeme gelen fırsatçılıkla “kısa dönemin kârı” diyerek keyfiyete tabi yaratılan fiyat artışları ile sürekli tırmanan haksız kazanç olayı bu defa da geçen yılın mart ayından bu yana karşımıza kovid-19 pandemi fırsatçılığı şeklinde bizleri karşı karşıya getirdi. Öyle ki özellikle tavuk etinde 10 gün içinde üç kez artış yaşandığı izlenirken beyaz etin fiyatında yüzde 50 artış meydana geldi. Öyle ki bir taraftan dar gelirli olanların kırmızı et tüketebilme imkanından yoksun olduğu bir dönemde ikame olarak tükettiği beyaz et de bu zamdan nasibini fazlasıyla alarak artık cep yakmaya başladı. Bu kapsamda Covid-19 salgını sürecine kadar beyaz ete herhangi bir zam yapılmadığına dikkat çeken kasaplar ve şarküteri işletmecileri, salgın sürecinden sonra neredeyse her hafta tavuk fiyatlarına zam yapıldığının altını çiziyor. Konuyla ilgili tavukçuluk sektöründe fırsatçılık yapıldığını söyleyen esnaf, tavuk eti fiyatının neredeyse kırmızı et fiyatlarıyla yarıştığını belirterek kırmızı et tüketemeyen halkın artık beyaz eti de tüketemez hale geldiğine vurgu yaparak,tavuk tedarikinde ve sayısında da bir sıkıntı olmamasına rağmen yapılan zamların hem esnafı hem de halkı mağdur ettiğine dikkat çektikleri görülüyor.
Diğer taraftan Ülkemizdeki mevcut beyaz et sektörüne bakıldığında ise;Türkiye’de yumurta ve kanatlı eti kişi başına düşen tüketim düzeylerinde artış olduğu görülmekle birlikte bu tüketim miktarları, beyaz ette ABD, Brezilya, Arjantin, Avustralya, Meksika, Kanada ve bazı AB ülkelerinden; yumurtada ise Japonya, Meksika, ABD, Arjantin, Avustralya gibi ülkelerden çok daha düşüktür.Türkiye’deki mevcut tablo projeksiyonel şekilde değerlendirildiğinde hayvancılık sektörünün hem iç piyasada diğer sektörlere göre hem de ihracatta en rekabetçi sektörü olan kanatlı hayvancılık sektörünün üretim artışlarını önümüzdeki dönemde de sürdüreceği açık olarak görülmektedir Mamafih içinde bulunduğumuz dönem açısından TÜİK’in beyaz et üretim tablosuna bir göz atıldığında; beyaz et üretiminde açıkça azalma görünüyor.
Gerçekte TÜİK’in 2020 verisi ile tahmini 2021 yılı verileri birlikte incelendiğinde beyaz ette görülen düşüşler pandemi den ziyade girdi maliyetlerindeki yüksek artıştan kaynaklanır ken TÜKEBİR'den alınan bilgilere göre 2018 Kasım'da Sakarya-Kocaeli Bölgesi'ndeki 1465 üretici firmanın 470'i; Ege Bölgesi'ndeki 3 bin firmanın da 400'ü artan maliyetlere dayanamayıp üretimini sonlandırdığı bilgisi alınıyor. Hal böyle iken,koronavirüs salgını tüm dünyayı ve ülkemizi derinden etkilediği gibi, süt ve kırmızı et sektörleri de doğal olarak salgının etkilerine maruz kaldı. Sürece kronolojik olarak bakacak olursak, öncelikle salgının ilk dönemlerinden itibaren yurtdışı kaynaklı girdilerde yaşanan ithalat sıkıntısı sorun olarak karşımıza çıktı. Sonrasında uluslararası ticarette her ülkede farklı uygulanan karantina kaynaklı ihracat lojistiği sorunları baş gösterdi. Ancak en önemlisi, özellikle gıda sektöründe ev dışı kanalın neredeyse kapanması oldu. Sektörün ticaret hacminin yüzde 30’una denk gelen bu tıkanıklık, beraberinde ciddi bir finans yükü de getirdi. Salgın koşullarının tüm dünyada yarattığı ortak sıkıntı, küresel bir ekonomik darboğazı da ortaya çıkarınca, başta döviz kurları olmak üzere tüm girdi maliyetleri de bu etki ile yükseldi.