Sağlık Bilimleri Üniversite Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kemalettin Aydın,Dünya Sağlık Örgütü tarafın dan koronavirüsünün global düzeyde ele alınacak anlamına gelen 'pandemik hâl'i nasıl okumamız gerek tiğine ilişkin verdiği bilgilere göre; Salgın pandemi halini aldı olarak tanımlamak lazım.Doğru tanım bu dur.Salgın çok küçük alanda, lokal bölgede insan grup ları arasında yayılırsa bunun adı endemidir.Çin'de baş ladığında ilk başladığında endemi, eyalete bulaştığın da epidemi olmuştur.Tüm dünyaya yayıldığında bunu artık pandemi olarak tanımlarız. Yani küçük, orta, bü yük olma hali. Dünya Sağlık Örgütü, artık bu salgın dünyada her yere buluşabilir anlamında pandemi de miştir.Açıklamasını sürdüren Aydın;”Pandemi tanımı nı Dünya Sağlık Örgütü kullandıktan sonra ülkelerin bireysel tedbirlerden ziyade dünyayı ilgilendiren glo bal otoritelerini dinlemek lüzumu vardır.Ülkeler dün yaya karşı sorumluluğunu yerine getirmek durumunda dır.Getirememesi durumunda uluslaralası finans kuru luşları destek vermek zorundadır.Örneğin yakın za man içerisinde Afrika'da da vakalar başlamıştı.Afrika' nın sosyo ekonomik durumunu, sağlık altyapısını bili yoruz. Afrika'nın kendi başına buna yetemeyeceği bü tün dünya, ekonomistler ve sağlık yöneticileri biliyor. O zaman dünyanın tüm ülkeleri Afrika'ya destek ver mek yükümlülülüğüne sahiptir.”değerlendirmesi de kayda geçiyor.
* * *
Bu arada Prof.Dr.Kemalettin AYDIN;” Virüs mutas yona uğrayarak ikinci bir enfeksiyon salgınını oluştu rabilir. Ekonomiyi önemli bir oranda etkileyecektir. Seyahat, iş gücü, üretim tekniklerini etkiliyor. Dünya da üretim kapasitesinin düşeceği için dünyanın büyü me hızı ve gayri safi milli hasılası düşecektir. Türkiye de dünyayla ticaret yaptığı için büyüme hızını ve gay ri safi milli hasılasını düşüreceğini söylemek mümkün dür.”şeklindeki uyarısı da büyük önem taşıyor.Konuy la ilgili olarak korono virüsle mücadelede şeffaflık il kesinin ne kadar büyük önem taşıdığının bilhassa dik kate alınması gerektiğinden bahisle KONDA ilk Koro na virüs (COVID-19) salgını konusunda yaptığı saha araştırmasını açıkladı.Buna göre toplumun yüzde 45’i Sağlık Bakanlığı ve devlet kurumların yeterli önlem aldığına ve topluma doğru bilgi verdiğine inanmıyor. 7-8 Mart tarihlerini arasında yapılan araştırmanın so nuçları toplumun yüzde 97’sinin Koronavirüs’ün ne olduğu konusunda duyuma sahip olduğunu gösteriyor Yüzde 86,5’i virüsün nasıl yayıldığını ve yüzde 85’i de tedbir amaçlı olarak neler yapılması gerektiğini bi liyor. Buna rağmen toplumun yüzde 55’i sadece yapıl ması gerekenleri yapıyor.KONDA’nın bir diğer bulgu su da Sağlık Bakanlığı ve devlet kurumlarının Korona virüs konusunda yaptıkları açıklamaların toplumdaki algısıyla ilgili. Buna göre “toplumun yüzde 45’i Sağ lık Bakanlığı ve devlet kurumlarının Koronavirüs’e karşı yeterli önlem aldığına ve yine yüzde 45’i ilgili kurumların topluma doğru bilgi verdiğine inanmıyor.”
* * *
Sonuç olarak, KONDA’nın bulgulardan yola çıkarak yaptığı tespit ise aynen şöyle:
“-Riskin ne olduğu ve tedbir amaçlı olarak neler yapıl ması gerektiği bilinmekte ve fakat toplumun yarıya yakını pratikte bu tedbirleri almamakta veya uygula mamaktadır.
-Ülkedeki siyasi kutuplaşmanın ve buna bağlı olarak da devlet kurumlarına olan güvenin böylesi bir top lum sağlığı ve salgın meselesinde bile etkili olduğu anlaşılmaktadır.
-Virüs ve salgının ne olduğuna dair bilgi amaçlı çaba dan daha çok tedbirlerin uygulanması amaçlı çabala rın yoğunlaştırılması ve hatta sorumlu olduğumuz alanlarda tedbir amaçlı uygulamaların zorunlu hale ge tirilmesi daha yararlı olacaktır.
-Salgına karşı güvenli ortamı sağlamanın yolunun çalı şanların, katılımcıların, yani tüm paydaşların arzulu ve gönüllü gayretlerinin ön koşul olacağından hareket le güven ortamının sağlanması, şeffaflık,açıklık ilkele rinin esas alınmasının elzem olduğu hatırdan çıkarıl mamalıdır.”önerisi yer alıyor.Bu arada Yurt dışındaki uygulamalarda yüksek teknoloji ürünü mikro chiple rin korono virüsü bulaşmış hastalara takip açısından dağıtılabildiği bir ortamda özellikle test olayının ne kadar önem taşıdığı ve bu sayının bilinmesinin bulaş manın önüne geçilmesinde ne kadar caydırıcı olbilece ğini de dikkate almak gerekiyor. Çok tabii olarak koro no virüs salgınının önüne geçmek üzere başta TTB ol mak üzere toplum kitle örgütleri arasında dayanışma nın temini ile desteklerini almak da büyük öneme sa hip.