Spor

Pazarspor'a son sıradaki takım değil de, lidermiş gibi bakmalıyız!

Abone Ol

Günümüz futbolu rehaveti, küçük görmeyi asla kabul etmiyor. Hele hele puantaj cetveline bakıp da fikir yürütmek, ön görüde bulunmak sürpriz sonuçlar doğurabilir.

Zonguldaklı futbolseverler geçmişte bunun örneklerini çok fazla yaşadı. Takım iyi durumdayken, en sondaki takımla oynadığımız hatta galibiyeti bile olmayan rakiplere karşı aldığımız birçok yenilgi var. O günün şartlarında hepimiz puantaj tablosuna aldandık. “Yenmeyeni dövüyorlar” mantalitesi, “Çantada keklik” düşüncesi, “3 puan cepte” öngörüleri her defasında yanıltıcı sonuçlar ortaya çıkardı.

Pazar günü ilk yarının son haftasında oynayacağımız Pazarspor maçı da böyle bir maç. Haftanın ilk mesai gününden bu yana köşe başlarında futbol sohbetlerinde işittiğimiz “Pazarspor’u da yenemeyeceksek” gibisinden sözler, şehirde sanki bir rehavet havası oluşturmuş gibi. Evet, bakıldığında kağıt üzerinde favori Zonguldak Kömürspor görünüyor ama futbolda favorilerin yüzde 100 kazanacağının bir garantisi yok.

Öncelikle kafalarda oluşan bu algıdan kurtulmalıyız. Şehirde özellikle taraftar arasında oluşan bu algının takıma yansımasının olumlu olacağı pek söylenemez. Hele hele böyle bir havanın takım üzerinde oluşması, bize Pazar günü pahalıya malolabilir. 3 maçlık yenilmezlik serisi tutturmuşken, Play-Off yarışına sıkı sıkıya tutunmuş ve ilk 6 için büyük bir avantaj yakalamışken hesap dışı bir sürprizle karşılaşmayı kim ister?

Benim nazarımda son sıradaki Pazarspor’un lider Kocaelispor’dan hiçbir farkı yok. Sonuçta futbol 11’e 11 oynanan bir oyun. Futbol puantaj cetveline bakmaz, rakip üstteymiş, alttaymış, uzun zamandır kazanamıyormuşa hiç bakmaz. Başlama düdüğüyle birlikte kim daha fazla kazanmayı isterse, kim daha çok motive olursa galibiyet onun olur.

Bizim takım son haftalarda iyi bir ivme yakaladı. 3 maçlık yenilmezlik serisiyle tırmanıştayız. Geçmiş sezonlarla yapılan kıyaslamalarda ortaya çok iyi istatistikler çıktı. İlk yarı itibariyle kendi sahamızdaki rakamlarımız çok iyi, hep artılardayız.

İç saha sıralamasında ikinci basamakta olmak, genel gol averajının +8 olması önemli bir başarı. Ve ilk yarılar itibariyle ilk kez 30 puanı görmek başarının da başarısı. Belki çok abartıyoruz lakin 2015-2016 sezonundan bu yana aralıksız 7 yıldır mücadele ettiğimiz 2. Ligde maalesef bu rakamları hiç görememiştik. İlk kez gördüğümüz için biraz keyfini sürmek lazım.

Her şey iyi giderken tekere çomak sokmak olmaz. Her zaman kendime prensip edinmişimdir, “İyi değil hep daha iyi olacaksın.” Bu Zonguldak Kömürspor için de geçerli. İyiyiz ama yetinmemeliyiz. Daha iyisi mümkün. Daha iyisini Pazarspor’u yenerek yapmalıyız. Daha iyisini ikinci yarıda istikrarı sürdürerek başarmalıyız. Daha iyisine Play-Off’a çıkarak ulaşmalıyız. Çıtayı ne kadar yukarıda tutarsak, başarı seviyemiz o kadar yukarıya çıkar.

Takıma olan güvenimizi her platformda dile getiriyoruz. Bu takım gider Pazarspor’u da yener. Bundan yana kuşkumuz yok. Yine de temkinli olmalıyız, itidalli düşünmeliyiz. Benim aklımda kalanlar bir Tepecik Belediyespor, bir Tokatspor maçları... Ligin önemi yok, futbol her ligde aynı futbol.

Rakipler son sıradaydı, hatta birisinin galibiyeti bile yoktu. Gittik İstanbul’da yenildik, geldiler Zonguldak’ta berabere kaldık. Geçmiş arşive bakarsak, bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Bizimkisi sadece ufaktan bir dikkat çekmek, geçmişi hatırlatmak, rehavetin futbol adına ortaya çıkardığı sonuçları anlatmak. Diyeceksiniz ki futbol üç ihtimalli bir oyun. Ben de size dönüp derim ki, puan kaybetme kredimizi böylesi maçlarda kullanacaksak Play-Off hayalcilikten öteye gitmez.

Futbolda tarih tekerrürden ibaret. Yıllar geçse de yaşananları bir daha yaşamak mümkün. Bir Tepecik karşısında, bir Tokat karşısında yaşadıklarımızı yaşamamak adına yazıp yorumluyoruz. Pazarspor bakıldığında puan cetvelinin son sırasında. 18 maçta sadece 1 kez kazanmışlar. 4-0’lık farklı Adıyaman yenilgisinin ardından Kemalettin hocayla yollarını ayırdılar. Durumları iyi değil, moralsizler ama şu çok iyi bilinsin. Kaybedecek hiçbir şeyleri yok. Buradan yürümek lazım. Asıl püf nokta burası. Kaybedecek hiçbir şeyi olmayanı kesinlikle hafife alma. En alttalar fakat bize karşı rahat oynayacaklar. Kazanmak isteyecekler, kesinlikle bu ruh ve istekle oynayacaklar.

Pazarspor’a son sıradaki bir takım değil de, sanki lider bir takımla oynayacakmışız gibi bakıyorum. O yüzden “En zor maç” başlığını attık. Kolay gibi görünen maç, aslına bakarsanız en zor olan maçtır. Haliyle rakibi fazlasıyla ciddiye alıyoruz.

Ciddiyet, disiplin, yüzde 100 konsantrasyon ve motivasyon. Bu dört ana unsuru temel prensip edinirsek galibiyet bizim olur. İşin taktik boyutuna girmiyorum bile. Taktik işi Şenol hocada. Rakibi analiz eden, artı ve eksi yönlerini bilen ve buna göre strateji belirleyecek olan o. Biz işin başka boyutundayız. Futbol sadece saha içinde oynanan bir oyun değil. Bu işin bir de sahaya mental ve psikolojik yansıması var. Mental olarak rakibi ne kadar ciddiye alırsak, Pazar günü Rize’de galibiyete o kadar yakın oluruz.

YORUM HABER/ Hüseyin EKİNCİ