Şu bir gerçek;
Politikaya ve politikacılığa soyunmuşsanız eğer,
1-Gündem oluşturmayı bileceksiniz…
2-Genel Kültür sahibi olacaksınız…
3-Konuşmayı da becereceksiniz…
Yoksa öyle Genel Başkanın tüm ülke kanallarında söylediklerini ertesi günü tekrarlarsanız, bulunduğunuz vilayet için dağarcığınızda söyleyecek bir şeyler yoksa, sokağa çıktığınızda arkanızdan kalabalıklar yerine sadece partide sabahtan akşama çay içen bir kaç kişi geliyorsa, siz iyisi mi fazla rezil olmadan bu işi bırakın…
Öyle “geldim koltuğa oturdum, ben ne dersem o olur, kapris de yaparım, çalım da atarım”derseniiiiizzzz…
Gidersiniiiizzzzzz!
“Milletvekili de olurum, bakan da…” diye düşündüğünüzde ve partililer “acaba kimin ayağını kaydırıp sıralamaya girecek?” diye dedikoduya başladığında, sizin için de sonun başlangıcıdır!..
Bu hep böyle olmuştur, böyle olmaya da devam edecektir.
ŞAMIN ŞEKERİ
Son bir haftadır tv kanallarındaki Suriye haberleriyle yatıp kalkıyorduk, “Allahuekber” seslerine karışan makinalı tıkırtılarının yükseldiği gruplar bize Afganistan’daki Taliban başıbozuklarını hatırlatıyordu…
Yanı başımızda ikinci bir şeriat yönetimi rüyalarımıza bir kabus gibi girerken hiçbirimiz “ne Şam’ın şekeri, ne Arab’ın yüzü” diyemedik, çünkü geç kalmıştık. Coğrafyamızın altında bir emrivaki ile karşılaşınca belki biraz aydık ama Şam Şeytanının ülkesi çoktan başına geçirilen bir çuval incir gibiydi. Her ne kadar bizimkiler “elimizi uzattık ama kıymetimizi bilmediler” gibilerden “ben dememiş miydim?” havalarına yatsalar da, bizim ülkenin kaypak dış politikasına güvenmemeyi yeğ tutan Avrupalılardan sonra Araplar da uyanmıştı…
Milyonlarca Suriyeliyi içeri alıp bizin insanımızın nafakasını onlara yedirince ve kendi halkımız kıtlık çeker gibi yaşamaya başlayınca anca aklımız başımıza geldi;“Gönderelim, mönderelim” sesleri çıkmaya başladıama “Ba’deharab-ül Basra”, yani geç kalınmıştı, çünkü ülkelerini bırakıp bize kaçan Suriyelilerin yerini PKK gibi terör örgütleri ile İŞID gibi şeriatçı çağdışı kafalılar doldurmuştu.
Şimdi geri gitmelerini bekliyoruz, daha doğrusu ümit ediyoruz…
Keriz mi adamlar?
Üçü beşi gider, gerisi üreme işine bizde devam eder…
Ve Suriye’nin başına da batı emperyalistlerinin istediği dinci geri zekalılar geçer!
Yalan mı?
BAHRİ BEY KENTE MAKYAJİSTEDİ
Yazılarımıza gelen yorumlara da ara sıra bu sütunlarda yer veriyoruz. Hepsine değil tabii, benim canımın istediklerine : )))))
Bu kez sıra Bahri Bey rumuzlu arkadaşımızda, kendisi kentin başkan aşağı badana boya yapılmasını istemi, biz de hak verdik.
Şöyle demiş Bahri Bey:
“Abi şu çarşıdaki binaların çoğu iş hanı ve dış cepheleri yıllardır boyanmıyor, bakımsız. Belediye öncülüğünde bir proje yapılsın, yazın bunu, bu çirkin görünümlü binalar boyansada içimiz açılsa. Örneğin Gazipaşa cd. Acılık ve Soğuksu cd. birçok binanın dış cephesi rezil gibi. Yine çarşıda küçük sokaklarda yol bozuk, yürürken düşme tehlikesi var. Bu belediye bu küçücük sokaklara parke taşı döşese. Kısaca masa başı belediyecilik olmaz, benim yazdığım gibi küçük dokunuşlarla çarşı güzelleşebilir. Trafik sorununu ve çözümünü yazmışsınız ve doğru tespitler. Sermet abi ben senin yazılarını uzun zamandır beğenerek okuyorum. Selamlar”
Aleykümselam Bahri Bey kardeşim,
Bak, belediyeciler görsün diyerek dileğini duyurdum buradan ama yazını düzeltene karar da akla karayı seçtim, bidaaa yazarken gramer kurallarına uy, yoksa uğraşmam walla… Benim yazıma da bakma, ben ara sıra diyalekt kaptırırım…