Şimdiden başladılar;
“Şu benim amcaoğlu, listenin ikinci sırasına…”
“Bu benim bacanak, Belediye meclis listesinin 5 sırasına…”
“Benim komşu mutlaka listeye girecek…”
“Oğlumu da alın, biraderimi unutmayın…”
“kadınları boşver, önce bıyıklılar…”
Aynen böyle konuşuyorlar…
Özellikle CHP’de, partiyi babalarının malı zanneden çok bilmişler!.. İl-İlçe başkanlıklarına gelip oturup çay kahve içince partili mi olunuyor?
Lütfen adayınızı rahat bırakın, eğer seçilecekse meclisini de kendi seçmeli, karışmayın adama, kendi listesini kendi yapsın.
Her dönem aynı terane… Yeter artık… Geçin bu işleri…
Liste de kesinleşsin artık, onlar da çalışmalara katılsınlar…
Anlaşıldı mı arkadaşlar?
TÜKENİŞ…
Her yönden battık; şu ülkeyi takan kalmadı dünya üzerinde; Gazze katliamının önlenebilmesi için dünya ülkeleri “Biz çözeriz, biz ederiz, biz arabulucu oluruz…” gabilerden konuşan bizimkileri değil, Katar’ı ve Mısır’ı muhatap alıyorlar… Bu hükümetin kabağına konuştuğunu ve güvenilir olmaktan çok uzak olduğunu biliyorlar. Kaypak politika kayıtlara geçtiği zaman bir daha silinmiyor…
İşimiz gücümüz palavra… Ama dünya yemiyor işte. Oralarda körü körüne itaat ve biat yok, sorgulama var… Balık hafızası da bize mahsus bir özellik.
Tükeniyoruz her alanda…
Hani şu TÜİK’i “enflasyonu yüzde 50, yüzde 70 az gösteriyor” diye beğenmiyoruz ya, maliyeden sorumlu bakan Şimşek açıkladı; bundan böyle maaş zamlarında o rakamlara da itibar edilmeyecek. Hükümetin yılbaşlarında hedeflediği enflasyon oranları baz alınacakmış… Yani enflasyon yüzde 150 olsun, eğer hükümet “ben yılbaşında yüzde 10 enflasyon hedeflemiştim” derse, emekliye zam işte o kadar… TÜİK’i çok arayacağız yani…
31 Mart’taki seçimlerden sonra da bunların elini tutabilene aşk olsun; öyle bir giydirecekler ki, ananızdan emdiğiniz süt burnunuzdan gelecek…
Tükenmişler çünkü…
Para yok, pul yok, borçlanmalar o biçim, faiz ödemelerine giden para dudak uçuklatacak cinsten… Para basıyorlar o da çözüm olmuyor…
Geliyor zamlar, göreceğiz,
Görüşeceğiz!..
MİLLİ EĞİTİM Mİ, MİLSİZ EĞİTİM Mİ?
Milli Eğitim Bakanlığı, özel okullar yönetmeliğini değiştirdi. Değişiklikle, "milli ve kültürel değerlere aykırı, öğrencilerin psikososyal gelişimlerine katkı sağlayamayacak etkinlikler" yasaklandı. Noel, Cadılar Bayramı ve Paskalya kutlamaları yasakmış…
Ama "sosyal etkinlik ve gelişim merkezi" adıyla yeni bir oluşum kurulmuş, bu serbestmiş…
Ya birader,
İlkokulu, ortaokulu bitiren milyonlar var bu ülkede, hangimiz okulda öğrenciyken noel kutladık, cadılar bayramı kutladık? Ben kolejde okudum, hocalarımız İngiliz’di, Amerikan’dı, bunlara rağmen böyle bir etkinlik yapmadık, şimdi nereden çıktı bu? Kaldı ki kutlayan kutlar, sana ne? Çocuklar Hristiyan adetlerini tatbiki öğrenmiş olunca Hristiyan mı oluyorlar yani? Benim anneannem 100 küsur sene önce Zonguldak’ta papaz mektebinde okumuş, Hıristiyan mı olmuş? 5 vakit namazını kılardı rahmetli…
Şu Milli Eğitimin ne kadar milli olduğundan şüpheliyim ben, o “Sosyal etkinlik ve gelişim merkezleri” neymiş öyle? Hangi sosyal etkinlikler bunlar? Zikir mi, tarikat şeyhlerine secde mi, ne?
İyi ki Şule Öğretmen gibi öğretmenler çıkıyor da, minikleri şen şakrak eğitime hazırlıyorlar da, bakıp bakıp “böyle öğretmenler de olmasa yanmışız” diyoruz… İnşallah ayağını kaydırmazlar Şule Öğretmenin “çocuklara ilahi yerine Barış Manço öğretiyor” diye…
Milli Eğitimmiş…
Sen önce parasızlıktan simit bile alamayan çocukların karnını doyur birader…
Sana ne noelden, moelden!..
Yapacak bir şey bulamıyorsun, adet çıkarıyorsun…