Son gelinen noktada Rusya-Ukrayna Savaşı ve sonrasında açıklanan yaptırımlar Rus enerji kaynaklarının Avrupa açısından ne kadar hayati öneme sahip olduğunu yeniden ortaya koymuş durumda.Görünür o ki bu kapsamda başta Almanya olmak üzere birçok Avrupa ülkesinin Rus gazına olan bağımlılığı Rus ekonomisine yönelik açıklanan yaptırımlarda temkinli davranıl masına yol açıyor. Öte yandan, Avrupa cephesi geç de olsa bu bağımlılığı kırmak için enerji üretimi ve ithalatında dönüşüm planlarını hızlandırma sürecine girdiği açıklanıyor. Gerçekte Almanya’nın ne seviyede Rus gazına bağımlı olduğu? Sorusunun yanında; Avrupa Rus tarafından misilleme olduğu takdirde bu durum dan ne kadar etkilenir? Mevcut bağımlılığı kırabilmek için Avrupa tarafından neler yapılabilir? Her halükâr da bu soruların yanıtının olsa olsa ancak önümüzdeki günlerde verilmesi bekleniyor.
* * *
Diğer taraftan da ABD başta olmak üzere Batılı ülke ler, mevcut gelişmelere göre Rusya'nın işgaline karşı sıcak savaşyerine,sadeceekonomik savaşla karşılık veriyor.Dolayısı ile Ukrayna, Rusya ve dünya; işgal ve yaptırımların etkilerini daha şimdiden derinden hissetmeye başladı bile. Bu anlamda Rus bankaları, uluslararası enerji,gıda ve ilaç ödemeleri hariç SWIFT sisteminden çıkarıldı. Rusya Merkez Bankası'nın yurt dışındaki varlıklarına erişimi de dondurulmuş durum da. Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Dünya Bankası Başkanı David Malpass, Ukrayna'daki savaşın küresel ekonomik büyümeyi azaltacağını söylerken;BBC'ye konuşan Malpass "Ukrayna'daki savaş dünya için kötü bir zamanda, enflasyonun halihazırda yükselmekte olduğu bir anda geldi" sözleri yansıra; en büyük endişelerinin savaşın neden olduğu ölümler olduğunu belirten Malpass, savaşın ekonomik etkilerinin Ukrayna sınırlarının çok ötesinde de hissedileceğini, artan enerji fiyatlarının ve enflasyonun en çok yoksulları etkileyeceğini” belirttiği izleniyor.
* * *
Diğer taraftan enerji konusunda açıklamada bulunan Malpass "Ukrayna ve Rusya'dan kesilen arzı telafi etmenin hızlı bir yolu yok. O yüzden fiyatlar artıyor"diyerek;aynı şeyin Rus enerji arzı için de geçerli olduğunu, bunun özellikle de Batı Avrupa'ya zarar verdiğini” açıklamasına ek olarak;Avrupa Birliği'ndeki elektrik üretiminin yüzde 39'u fosil yakıt kullanarak gerçekleşiyor ve AB en fazla doğal gaz ve petrolü Rusya'dan alıyor.” Şeklindeki vurgusuyla;Malpass, “AB'nin enerji kaynaklarını çeşitlendirme çalışmalarına hız verdiğini, bunun sonucunda Putin hükümetinin pazarlarının bir kısmını kalıcı olarak kaybedebileceğinide belirtirken;Rusya'nın yaşayacağı böylesi bir gelir kaybı ülkedeki hayat kalitesini düşüreceği gibi, Rus rublesinin değerini azaltarak enflasyonun yükselmesine de yol açabilir” şeklinde değerlendirmede bulundu izleniyor.
* * *
Sonuç olarak,Rusya'nın işgalinden bir ay önce, Ukrayna Merkez Bankası 180 milyar dolarlık ekonomisinin bu yıl yüzde 3,4 büyüyeceğini tahmin edilirken; Devlet Başkanı VolodimirZelenskiy'in Ekonomi Danışmanı AleksandrRodnyanski "Savaş, ekonomimiz için ve bölgenin geneli için felaket oldu"sözlerine bakılırsa; iş galin Ukrayna üzerinde yarattığı etkiler yönünden;Yollarımız, köprülerimiz ve altyapımız imha edildi. Savaştan sonra bunların yeniden inşası yıllar alacak."Boyutunu şimdiden kestirmek zor ama ekonomimiz savaşın ilk haftasında olanlar nedeniyle küçüldü bile." Sözlerine ek olarak;”Çok sayıda kişinin ülkeyi terk etmesi veya savaşa katılması iş gücünün keskin bir şekilde azalmasına yol açtı” açıklaması savaşın Ukrayna üzerindeki yıkıcı etkilerini alenen ortaya koyuyor. Çok tabii olarak Malpass’agöre;”savaşın Ukrayna ekonomisinin uzun vadeli dönüşümüne ve bundan fayda gören insanlara zarar vermesinden de endişe ediliyor”.AslındaDünya Bankası'nın Ukrayna'ya 350 milyon dolarlık bir yardım paketi açıklamasının arkasında da bu neden yatıyor.Malpass "Bu Ukrayna bütçesine yardımcı olacak" diyor.Özetle Rus-Ukrayna savaşının yarattığı olumsuz sonuçlar dikkate alındığın da dış ülkelere olan bağımlılığın gerek enerji gerekse gıda arzına yönelik doğurduğu olumsuz gelişmeler göz önüne alındığında; talep konusu olan enerji,buğday ve diğer öteki ihtiyaçların temininin doğrudan iç kaynak lardan karşılanmasının ne kadar önemli olduğu da açık ça ortaya çıkmış oldu.