Özel Haber / Ersen Berk Çelik- Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin'in bir dönem yakın korumalığını yapan Iraklı General Ahmed Al- Obaidi, Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde ailesi ile birlikte müstesna bir hayat sürüyor.
Dönemin Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin zamanında orduda tek yıldızlı general olarak görev yapan ve 2003 yılında Bağdat'ın işgal edilmesinin ardından Türkiye’ye yerleşen Ahmed Al- Obaidi, o dönemi ve sonrasını Şafak Gazetesi Muhabiri Ersen Berk Çelik’e anlattı, sorularını yanıtladı.
General Ahmed Al-Obaidi, Irak ordusunda teğmen rütbesinden başlayarak Tuğgeneralliğe kadar yükseldiğini ve çeşitli görevlerde bulunduğuna dikkati çekerek, asker kökenli birisi olarak birçok savaşa katıldığını söyledi.
O dönem saraylarda devlet büyüklerinin, kralların ağırlandığı çok lüks ve konforlu bir hayat sürüldüğünü de hatırlatan Al- Obaidi, Amerika ve İngiltere öncülüğündeki koalisyon güçlerinin Bağdat’ı işgal etmesi ile başlayan süreçte bir asker olarak ülkesini savunmak için ellerinden gelen mücadeleyi yaptıklarını ifade etti.
General Al- Obaidi, Saddam Hüseyin’in devrilmesi sonrasında asker üniformasını çıkararak ülkesini terk etmek zorunda kaldığını, daha sonra da can güvenlikleri olmadığı için ailesiyle birlikte sınırdan geçerek Türkiye’ye yerleştiklerini dile getirdi.
- “Türkiye’ye minnettarız”
Türkiye’nin o zor günlerde kendilerine kucak açarak insani ve komşuluk görevini en iyi şekilde yerine getirdiğini dile getiren General Ahmed Al-Obaidi, Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk halkına teşekkür ederek, minnettar olduklarını belirtti.
Kendisinin ve ailesinin yetkililer tarafından her türlü ihtiyacının karşılandığını, Ereğli ilçesine yerleştirildikten sonra da hayatın olağan akışına alışmaya çalıştıklarını anlatan Al- Obaidi, daha sonrada ticarete atılarak, hayatını sürdürmeye devam ettiğini kaydetti.
- “Demokrasi yerine iç savaş yaşadık”
Gazeteci Çelik’in ‘Bugün Irak’ta Baas rejimi ve Saddam Hüseyin yönetiminin devam etmesini ister miydiniz?’ sorusu üzerine, Iraklı General Ahmed Al- Obaidi, “Irak'ta Saddam Hüseyin rejimine son verilmesinin üzerinden uzun yıllar geçti. Saddam’ın biyolojik silahlar ürettiği iddiasıyla başlatılan kanlı işgal, ülkeye sözü verilen ‘demokrasi’ yerine iç savaş, terör ve kaos getirdi.
Kimse ülkesinin işgal edilmesini, ülkesinde düzenin bozulmasını, kan akmasını istemez. Keşke mevcut düzen bozulmasaydı, o kadar insan ölmeseydi. Bugünkü tabloyu hepimiz görüyoruz. Evet, Saddam yönetimi katıydı, baskıcıydı yönetim değişmeliydi belki ama rejim değişikliğinde sonuç böyle olmamalıydı.” diye konuştu.
Irak'a ‘istikrar ve demokrasi’ getirileceği vaat edilen operasyona ‘Irak'ı Özgürleştirme Operasyonu’ adı verildiğini anımsatan Al- Obaidi, şöyle devam etti:
“Ancak bu askeri müdahale çıkartılan mezhepsel savaş ve terör eylemlerinden dolayı yüz binlerce sivilin hayatını kaybetmesine, milyarlarca doların harcanmasına ve son olarak terör örgütü DEAŞ'ın ortaya çıkmasına zemin hazırladı.
ABD'li işgalci güçler, 9 Nisan 2003'te rejimin sembollerinden Bağdat merkezindeki Firdevs Meydanı'na girerek, Saddam Hüseyin'in dev heykelini zırhlı araç vasıtasıyla Iraklıların gözleri önünde devirdi. Bu olay 35 yıl süren bir dönemin sonunu getirdi.
Saddam sonrası ülke yönetiminde söz sahibi olanlar, vatandaşlara en temel yaşam hizmeti sunmazken, büyük oranda nüfusun işsiz kaldığı ve bir o kadarının da ülkeyi terk ederek, yurt dışında hayatını sürdürdüğü biliniyor.
Iraklıların çoğu Saddam'ın baskıcı dönemini geride bıraksa da geleceklerinin ‘belirsiz’ ve ‘umut vermediği’ kanaatini taşıyor. Irak halkı aynı zamanda 9 Nisan'a ilişkin, "Bağdat'ın çöküşü" veya ‘Rejimin çöküşü’ ikilemi içinde bulunuyor.”
- “Onlarca Saddam türedi”
Iraklı eski General Ahmed Al-Obaidi, 9 Nisan tarihini diktatörlük döneminin sona ermesi olarak addettiklerini ifade etseler de ‘9 Nisan 2003'te Baas ve Saddam'dan sonra onlarca Saddam türedi." ifadelerini kullandı.
‘Ülke yönetimini ele geçiren siyasetçiler net şekilde başarısız oldular ve halka hiçbir hizmet sunmadılar.’ diyen Al-Obaidi, söz konusu ülke yöneticilerinin de çoğunun Iraklı değil, çifte vatandaş olduklarından dolayı ülkeye bağlılıklarının olmadığını eleştirerek, şunları anlattı:
"Saddam rejimi çöktü ama değişen hiçbir şey olmadı. Irak halkı en kötü dönemini yaşıyor. Iraklılar yönetimden umutsuz şekilde yaşıyor. Irak'ta yaklaşık 4 buçuk milyon vatandaş işsiz ve 3 buçuk milyon dul kadın bulunurken bunlara hiçbir devlet desteği sunulmuyor. Bağdat'ta 2003'ten beri 448 fabrika atıl şekilde duruyor.
Nisan 2003 sonrası tek parti ve aile rejimine (Saddam) son verildiğini ifade ederek, "Bugün ise birçok parti ve ailelerin iktidarı söz konusu. Irak'ı bu şekilde yönetenlerin ülkeyi nereye götürecekleri meçhul.”
- “Iraklılar, geleceğini kestiremiyor”
Irak'ta siyasi kaosun yaşandığı ve halkın bundan dolayı geleceğini kestiremediğini değerlendiren General Al-Obaidi, Irak’ın bazı ülkelerin çıkarlarını gerçekleştirmek için saha olarak kullanıldığını iddia etti.
General Al-Obaidi, Irak'ta mevcut siyasi kaosun süreceği endişesinin hâkim olduğunu anımsatarak, “Ekonomik olarak ise ülkede hiçbir yerli üretim olmadığı için halk yaşanan pahalılıktan da yakınıyor. Irak halkı, ülkenin yeraltı servetinden de (petrol) yararlanamıyor. Irak'ta 2003 sonrası eğitim ve sağlık alanında da ciddi gerileme yaşandı. Ülkede mezhepçilik ve hizipçilik arttı.” değerlendirmesinde bulundu.