Siyasette geri sayım başladı. Hem de çok yüksek. Şunu söyleyebiliriz. Partiler çalışıyor. Çalışırken halka gidiyor.
Dert dinliyor dert anlatıyor. Neden böyle olundu. Niye böyle.
Bir çok konu başlığını görüyoruz.
İktidar tarafı küresel kriz diyor.
Hayat pahalılığını biz yapmadık diyor.
İktidar kendini böyle savunurken.
Muhalefette biz en iyisini yaparız diyor.
Onlarda hayat pahalılığının nedeni iktidar tezini savunuyor.
Şuraya gelmek istiyorum.
Bir taraf başarısızlığını örtme üzerine yol alıyor..
Diğer taraf ise başarısızlıkları iktidar kanadının sorumluluğunda diyor.
Halkta buna göre karar verecek.
Oyunu kullanacak.
Hayat pahalılığı tabi ki bir çok iktidarı koltuğundan etmiştir.
Edecektir.
Bakalım düzelecek mi?
Yeni yıldan umutluyuz.
Ümitliyiz.
Ve diğer bir konu.
Partiler kendi içinde rakiplerini eleme yoluna gidiyor.
Pasif duruma getiriyor.
Bunu hangi partilerde görüyoruz.
Hemen hemen her partide bu durum var.
Rekabet ederken belden aşağıya durumları görebiliyoruz..
Ak Parti'de il başkanı ve vekiller arasında sert rüzgarlar esiyor.
Ak Parti gelecek genel seçim adına yeniden dizayn ediliyor.
Bunu da güçlü olarak görüyoruz.
Ak Parti için tüm vekillerin değişeceği olgusu hakim.
Kimler olur?
Onu bilemeyiz.
MHP ise bir çok kadın yöneticisini pasif duruma getirdi.
Söz hakkı bile tanımadı.
MHP resmen üye öğütme fabrikası gibi.
Üyelerini yok ediyor.
Özellikle kadın üyelere karşı çok acımasız davranıyor.
O zaman MHP üyesi olmadan.
Kadın üyeleri olmadan.
Acaba ne yapacak?
Bu seçimde MHP ne oy alacak önemle bekleniyor.
CHP ise bildiğimiz gibi.
İl ile merkez ilçe kavgalı.
Neredeyse birbirlerine tahammülleri hiç yok gibi.
Görmeye bile yok.
Konuşma ise hak getire.
Tabi ki kanlı ve bıçaklı değil ama.
Hemen her gün merkez ilçe başkanı, il başkanı hakkında olumsuz, algılar yaydığı, il başkanı olumsuz duruma düşürme gayreti içinde olduğu çok güçlü bir şekilde iddia ediliyor.
Bir merkez ilçe başkanı düşünün.
İl başkanını yerden yere vurduğu iddiaları ortalıkta dolaşıyor.
Sokakta konuşuluyor.
Ve bu durum kime zarar veriyor.
Tabi ki partiye.
O zaman il başkanı ne yapmalı?
Merkez ilçe başkanını görevden hemen almalı.
İhraç edilmesini adına genel merkeze yazısını göndermeli.
Disipline vermeli.
Genel merkeze şikayet etmeli.
Onu da yapamıyor.
Yapamaz ise o zaman olacakların sonuçlarına kendi adına katlanacak.
İl başkanına cephe almış bir isim.
Merkez ilçe başkanı dahi olsa.
Görevden alınmalı.
El çektirilmeli.
Uyarıya bile gerek yok.
Bugün yapmazsan ne zaman yapacaksın diye sorarlar.
Ve bu durumu il başkanı bildiği halde seyrediyor.
Görüyorsunuz tüm partilerde kavga var.
İç çekişme var.
İYİ Parti’de çok karışık.
Orada iktidar olma hevesi var.
İl başkanı olma durumu var.
Merkez ilçe başkanı olmak isteyen tam üç aday var.
Mevcut merkez ilçe başkanın çalışmadığı söyleniyor.
Partiyi turistik seyahat gibi gördüğü ifade ediliyor iddiası ise çok yaygın..
Yukarıda dört partinin iç çekişmesini kısaca bir kaç başlıkta değerlendirdik.
Bu dört parti için o kadar çok daha değerlendirecek ayrıntılı konu başlığı var ki.
Anlat anlat bitmez.
Yazarak hiç bitmez.
Ve bu partiler ülkeyi ve ili yönetmeye talipler.
Daha değerlendirilecek diğer partiler var.
Onları da sonra değerlendirelim.
Son olarak.
Ak Parti kendi için de güç çekişmesini ve partiye hakim olma mücadelesini çok güçlü yaşıyor.
CHP ise tepetaklak.
İçten resmen vuruluyor.
MHP kadın üyelerinin gözünün yaşına bakmıyor.
İYİ Parti ise herkes genel seçim öncesi koltuk kapma ve koltuk alma sevdasına düşmüş bir görüntü sergiliyor.
Bakınız siyaset olarak en güçlü görünen dört partinin içinde birlik, bütünlük, güç birliğini maalesef göremiyoruz.
Ve bu partiler genel seçime hazırlanıyor.