Bolu’da meydana gelen ve 76 vatandaşımızın yanarak ölmesine neden olan Otel Yangını gündem olmaya devam ediyor. Bu konuda Zonguldak’taki siyasi partilerden de açıklamalar geliyor. Son olarak Sol Parti il örgütü bir basın açıklaması yaparak şu görüşlerini dile getirdi:
YİNE BİR YANGIN, YİNE BİR KATLİAM
Bolu Kartalkaya’da yangında çoğunluğu çocuk 76 yurttaşımız hayatını kaybetti. Onlarca yurttaşımız yaralandı. Yakınların, ailelerin, halkımızın başı sağ olsun.
Bu tür toplu ölümleri sık yaşar olduk, kanıksar olduk. Demokratik, hukuk devletin de sorumluların hesap vermesi gerekir. Oysa bizde hesap verme bir yana sorumlu neredeyse ölenler gösterilmektedir. Hiçbir olay sonrası asıl sorumlu, yetkili, siyasi sorumlu istifa etmez. Bu ölümlerin siyasi sorumlusu bakanlar toplu olarak olay yerine varıp boy boy görüntülerle hamaset yaparlar. Basına kendilerince bilgi verirler. Yayın yasağı getirirler, şeffaflıktan uzak felaketlerden bile siyasi çıkarım peşindedirler. Bu ölümleri kader fıtrat gibi anlatmaya çalışırlar.
Asgari hukuk devletinde bu gibi olaylarda yer yerinden oynar yönetenler sorumluluk alıp istifa ederler. Her gün yenilerini yaşamaya başladığımız bu olayların ana sebebi sistemdir. İşlevsiz hale getirilen kurumlardır. Ruhsatlandırmadan başlayarak eksikliklerin görmezden gelinmesi, kuralsızlık, denetimsizliktir. Bakanlardır, ülkeyi yönetenlerdir. Cumhurbaşkanlığı devlet sistemidir.
ETKİN VE YETKİN DENETİM OLMAZSA OLMAZ ŞATTIR
12 yıldır bazı maddeleri ertelenerek gelen 6331 sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunun tüm maddeleri uygulamaya başlamıştır. Ne yazık ki ölümlerde Avrupa birincisi, Dünya üçüncüsüyüz. Kanun çıktığından beri iş kazalarında ve toplu ölümlerde hiçbir iyileşme olmamıştır. Bundan sonra da olmayacağı kanaatindeyiz. Başarılı olmak için öncelikle demokratik hukuk devleti olunmalıdır. Önce insan, yaşam hakkı ve mal güvenliği ana felsefe olmalıdır. Denetimler, yaptırımlar kurum ve kurallarıyla yerleştirilmelidir. Özellikle özerk, etkin ve yetkin bir denetim yapılmalıdır. Bugün bunların hiçbiri yoktur. Olan da göstermelikten öteye gitmemektedir. Yangın ve ruhsatlandırma gibi birçok yönetmelikte patronlardan yana, çıkar gruplarından yana değişiklikler yapılmaktadır. İş Güvenliği patronlara bağlı, onlardan maaş alan kişiler tarafından yürütülmektedir.
Ülke kaynakları öncelikle bu konularda kullanılmalıdır. Oysa ülkemizin kaynakları yandaşlara peşkeş çekilmekte, yandaş işverenlere aktarılmakta, onlar kayrılmaktadır. Kaynakların önemli bir kısmı yaşam yerine ölüm üzerinden öbür dünyayı klavuz alan Diyanete aktarılmaktadır. Öğrencilere yaşam için eğitim verilmesi gerekirken diyanet ve yandaş vakıflara kaynak aktarılarak ölüm üzerinden eğitim verilmektedir. Bu kaynaklar yaşam hakkı için ayrılmalı. Etkin ve yetkin denetim için yatırım yapılmalıdır. Diyanete sürekli personel istihdamı yerine Çalışma Bakanlığına iş müfettişleri alınmalıdır.
Bu talihsiz yangın nedeniyle Sol Parti olarak siyasi iktidarı bir kez daha uyarıyoruz. Halkımızı duyarlılığa davet ediyoruz. Parayı, çıkarı, yandaşı önceleyen, demokrasiyi, hukuku, özgürlükleri yok eden kötülükler iktidarı istifa etmelidir. Halk olarak ayağa kalkmalıyız. Toplumsal tepkimizi göstermeliyiz. Hemen seçim talep etmeliyiz.