Öyle görünüyor ki geçen yıl mart ayında baş gösteren küresel pandemi Covid-19 salgınının en son Omicron varyantı ile çok hızlı yayılım sürecine girmesi yanında; iktisadi anlamdaki kur şokları kaynaklı yüksek enflas yonun daha da artması gibi yaşanan gelişmeler yanında stagflasyon (durgunluk içinde enflasyon) sektörel mana da işaretler vermeye başlarken,tekstil ve hazır giyim üretimindeki artış 2021’in Ekim ve Kasım aylarında da devam etti. İç ve dış talep koşullarındaki olumlu seyir sektörün söz konusu dönemdeki faaliyetlerini destekledi. Öte yandan, sanayi üretimine ilişkin öncü gösterge niteliğindeki PMI verileri, Aralık ayında her iki sektörün üretim faaliyetlerinde yavaşlama sinyalleri gelme ye başlamıştı.Öncü göstergelere bakıldığında ise, sektöre ait PMI alt endeksleri Aralık ayında tekstil sektöründe yeni ihracat siparişlerindeki artışın yavaşladığını gösterdi. Hazır giyim sektöründe ise ihracat siparişlerindeki yükselişin olumlu görünümünü de koruduğu izlendi.

* * *

Diğer taraftan da dış ticarette yıl genelinde gözlenen olumlu performansın etkisi reel cirolara da yansırken, güçlü talep paralelinde sektörde kapasite kullanım oranlarının yükseldiği izlendi. Diğer taraftan, ihracat birim değer endeksinin ithalat birim değerine oranı olarak hesaplanan dış ticaret haddi, hazır giyimde Mayıs 2020’den, tekstilde ise Mart 2021’den bu yana ithalat fiyatlarının ihracat fiyatlarına göre daha yüksek seviyelerde oluştuğuna; dolayısıyla da net ihracat gelirleri üzerindeki baskıya işaret ediyor.Önümüzdeki dönemde ise, talep koşullarında beklenen normalleşme ve girdi maliyetlerindeki hızlı artışların etkisiyle tekstil ve hazır giyim sektörlerinde üretimin hız kesebileceği, hazır giyim sektöründe iç pazardaki yavaşlamanın dış pazarlara oranla daha belirgin olabileceğinin tahmin edilmesi de sürpriz olmadı.

* * *

Hal böyle iken,2022 Ocak ayına da yavaş giriş yapan otomotiv sektörü her ne kadar yılın ikinci yarısından sonra ayağa kalkması beklense de yeni yıla düşük baz etkisiyle güçlü büyümeyle başlayan otomotiv satışları, daha sonra küresel tedarik zincirindeki aksamaların etkisiyle oluşan araç yokluğu nedeniyle yavaşladı. Özellikle taşıt kredi faizlerindeki artış satışlardaki yavaşlamanın artmasına yol açtı. Alım gücü günden güne düşen yurttaş, otomobil pazarından ümidini kesti.erilere göre; satışlardaki düşüş, son yıllarda ortaya çıkmış gibi görünse de, Türkiye’deki otomobil sayısı Avrupa ile karşılaştırıldığında her zaman düşük seviyedeydi. Bin kişiye düşen binek araç sayısı bakımından Avrupa’nın en zayıf ülkesi olan Türkiye’de, bu durum kişisel bir tercih değil, doğrudan zorunluluktan kaynaklanıyor.

* * *

Sonuç olarak,Reuters'ın aktardığı Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine göre, geçtiğimiz aralık ayında 62 bin 243 araç satıldı. Otomobil pazarı yüzde 46 ile yüzde 20.7 daralan hafif ticari araç pazarından daha fazla küçüldü.Otomobil uzmanlarına göre 2022 yılının sektör açısından daha iyi olacağı söyleniyor.Sıfır otomobillerin bollaşacağını ve ikinci el araç fiyatların makul seviyeye geleceği sinyali veriliyor.Bununla birlikte ocak ayında döviz kurundaki geri gelme devam ederse ikinci el arabalarda fiyatlar 1 ay sonra daha düşük seviyelere geleceği öngörülüyor.Çok tabii olarak döviz kurunda son yaşa nan dalgalanma sonrası yatay bir seyir izlese de 2022 yılı için sıfır otomotiv fiyatlarında yükselişlerin gündeme gelmesi olası görülüyor.Bu arada da dünya genelinde çip, hammadde tedariki ve pandemi nedeniyle otomotiv sektöründe göreceli şekilde küresel bir kriz yaşanıyor.Birçok üretici firma üretimini azaltmak sorunda kaldı, birçok fabrikada çalışma süreleri azaltıldı ya da tamamen kapatıldı. Dünya ekonomisinin yüzde 3’üne tekabül eden otomotiv sektöründe, 2021 yılında 7.7 milyon araçlık bir üretim azalması olacağı ve bunun da sektörde 210 milyar Euro’luk bir gelir kaybına yol açacağı öngörülüyor. Üretim ve buna bağlı olarak satış rakamları düşen araç firmalarıiseçareyi fiyatları yükseltmekte buluyor. Arzdaki düşüşe bağlı olarak ikinci el piyasasında küresel çapta bir artış gözleniyor.Açıkça belirtmek gerekirse stagflasyon dalgasının sektörler içinde en duyarlı sektörlerden biri olan otomotiv sektörünü de olumsuz etkilemesi büyük olası olarak tahmin ediliyor.