Zonguldak Kadın Platformu adına dönem sözcüsü Muazzez Derya Akar yaptığı açıklamada, ‘Çocuk istismarı/tarikatlar kapatılsın. Çocuklar için ayağa kalkmak zorundasınız” dedi.
Akar, Madenci Anıtında beraberinde, CHP Merkez İlçe Başkanı Ebru Uzun, Zonguldak Kadın Platformu üyeleri ile birlikte yaptığı açıklamada, “Tarikat karanlığını dağıtacak kalabalığa, kadınlara, çocuklara, yarınlara güç vermek zorundasınız” diyerek şunları söyledi:
“İstismarcı yobazlarla, gerici odaklarla, kadına, çocuğa, insan haklarına saldırmak için dini ve dini unsurları kullanmayı kendine hak görenlerle mücadele etmek onları durdurmak zorundasınız. Tarikatlar kapatılsın, Tarikatlar kapatılsın, Tarikatlar kapatılsın sesini yükseltmek zorundasınız.
İsmailağa tarikatında yıllarca süren ve BirGün gazetesinin ortaya çıkardığı 6 yaşındaki çocuğun ailesinin de içinde olduğu failler eliyle istismar edilmesi haberi ne yeni bir vakadır ne de ilk ve sondur. Bu vaka tarikatların geldiği noktada mızrapın çuvala sığmadığını göstermektedir. Bugün çocukların yaşadığı şiddeti konuşmak failleri yargılamak yerine bu şiddeti ortaya çıkaran gazeteciyi linç etmeye çalışmak, tutuklanmasını talep etmek siyasal islamın ulaştığı fütursuzluğu gözler önüne sermektedir. Soruyoruz tarikatlar bu gücü nereden almaktadır?
13 Aralık 1925 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 677 sayılı kanun ile hayata geçirilen Tekke ve Zaviyelerin kapatılması kanunundan yüz yıl sonra hala tarikatların yarattığı tahribata karşı çocuklarımızı, gençlerimizi, kadınlarımızı korumaya çalışıyorsak bu, bunu bize reva gören iktidarların, yöneticilerin bilinçli tercihidir. Ne kadınların ne de çocukların hakları ve hayatları, siyasi iktidarların insafına, siyasi manevralarına, oy kaygılarına terk edilebilir.
İşte bu yüzden bugün bu ülkede çocukların yaşadığı her şey politiktir. Bir tarikatın içinde 6 yaşında bir çocuğun tüm haklarının çiğnenmesi, istismara maruz bırakılması, gelecek umutlarının yok edilmesi politiktir. Bu olay, ülkemizin esir edilmeye çalışıldığı karanlığın bir parçasıdır. Haklarımızdan da hayatlarımızdan da vazgeçmiyoruz.
Bugün bir “kadının” cesareti bir şamar gibi çarpıyor bu gericiliği örgütleyen ve örgütlenmesinde payı olanların yüzüne. Tüm çabaları bir kadının saçlarını kesmesiyle, bir kadının ayağa kalkmasıyla, bir kadının ses yükseltmesiyle boşa çıkıyor. Bir çocuk kral çıplak diye bağırınca tüm kadınlar kazanıyor, tüm çocukların yüzü gülüyor. Karanlığa teslim olmayacağız, laikliği sağlayacağız, her çocuğun özgürce yaşayabileceği o ülkeyi kuracağız ve Çocuklara sözümüz var. Lanzarote Sözleşmesini de İstanbul sözleşmesini de uygulatacağız” (Şaban YILMAZ)