Genel anlamda İsrail’in izlediği stratejiye bakıldığında; İşgal rejiminin stratejilerine bakıldığında neredeyse bütüncül açıdan tümünde istihbaratın etkisi ve yol göstericiliği fark ediliyor. Belki bunun sebebi bu rejimin askeri nitelik taşımasıdır. Ancak ne olursa olsun Mossad yönetimin ortağıdır diyebiliriz.Mossad’ın en önemli görevlerinden biri de “İşgalci İsrail’e tehdit oluşturabile cek potansiyel unsurların tespit edilmesi ve gereğinin yapılması dır” Mossad bu göreve binaen başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünyada olup bitenleri ince eleyip sık dokuyarak ele alırken, kendine göre dost- düşman tarifi yaptığı izlenmektedir. Mossad, örneğin “Suriye İç Savaşıyla” birlikte fırsatı değerlendirmek isteyen YPG/PKK yapılanmasını da “değerlendirilmesi gereken dost!” olarak ele almıştır.Çok tabii olarak bu yeni bir dostluk değildi elbette. Daha önce Kuzey Irak’ta yoğun bir saha çalışması yapmış olan Mossad, çevre ülkelerin Kürd’lere negatif yaklaşım larını fırsat bilerek bu kozdan istifade etmenin yollarını aradı durdu. Bir dönem Türkiye ile sıkı ilişkileri olsa da ülkelerin ulusal çıkarları söz konusu olduğunda “Dostluklar değil çıkarlar önce gelir!” ilkesine binaen Mossad daima çevre ülkelerin( ve tabii Türkiye’nin) başını ağrıtacak alternatif güçler hazırlamaktan geri durmadı hiçbir zaman.Daha önce Pkk ile teması bulunan Mossad SDG(YPG/Pkk)ile de temaslarını artırmış ve nihayet EL Habur’un haberinde belirttiğine göre (27-06-2019) kanlı bir tarihe sahip MOSSAD, ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDG)'ni eğitmeyi de ele almış.
* * *
Bu kapsamda ön hazırlık aşamasında “MOSSAD’ın eğiteceği PYD/YPG’liler ilk önce bazı testlerden geçiriliyor ve daha sonra İsrail’e 'eğitim kampına' gönderiliyor. Bu eğitimde psikolojik savaş yöntemleri, sabotajlar, istihbarat toplama gibi pek çok dalda eğitim görüyorlar.Testten geçirilenler gruplar halinde götürülecek! deniyor.Ayrıca“El Habur, bölgedeki yerel bir kaynağa dayanarak,”20 personel (esasını PYD/YPG oluşturuyor) işgal altındaki Filistin’e transfer için hazırlık amacıyla Erbil şehrine transfer edildiği bildirilerek MOSSAD’ın girişimini ifşa etti.”Diye ekleniyor.İnternete yayılan haberin devamında “"İsrail’in YPG’nin kontrolü altında bulunan bölgelerde dostane bir istihbarat servisi kurmak isteği olduğu.İsrail-YPG İstihbarat Servisi'nin Mossad’a eleman toplayacağı ve İsrail’e Suriye ile ilgili konular hakkında bilgi vereceği”de ileri sürülüyor. Mossad’ ın YPG/Pkk için gösterdiği bu yoğun çabalarını Mossad’ın anlattığı şekilde değil de farklı yorumlamak gerekir.Öncelikle Mossad’ın bu örgütle dialog ve işbirliğinin çok eskilere dayandığı bilinmektedir. Ayrıca Mossad’ın YPG/Pkk ile 2014 yılı başından başlayarak samimi temaslar kurduğu biliniyor.Yani Mossad, bu örgütle karşılıklı istihbarat paylaşımını çok önceden başlatmıştı. Diğer bir gündeme gelen soru ise; Peki neden 2019’da bu işbirliği ni açıklıyor? Çünkü İstihbarat örgütleri bir haberi sızdırıyorlarsa ya o haberin bir önemi kalmamıştır( yani o işi çoktan halletmişler dir) ya da sızdırdıkları haberin sahiplerine zarar vermek istiyorlar.
* * *
Aslında İsrail İstihbarat Örgütü Mossad’ın yetiştirmek için 20 kişi değil çok daha fazla YPG /Pkk’liyi Tel Aviv’e götürdüğü de biliniyor.Buna rağmen bu işe fazla renk vermemek için Mossad “20 kişi götürdüğünü” belirtiyor.Mossad’ın bu iddiasını kabul etsek bile aslında istihbarat için nitelikli 20 kişinin hiç te küçük bir rakam olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Birçok istihbarat örgütünün bu sayıdan daha az bir rakamla işe başladığı da bilinen bir gerçek. Eğer bölgedeki gelişmelere dikkat edilirse Türkiye’nin 9 Ekim’de Fırat’ın Doğusuna başlattığı operasyondan en çok rahatsızlık duyan ve bunu gizlemeyen ilk ülke Siyonist Rejim (İsrail) oldu. Hatta öyle ki “İşgalci Rejimin yedek subaytları Netanyahu’ya ve Genelkurmay Başkanı Aviv Koçavi’ye çağrıda bulunarak YPG/Pkk’ye lojistik ve istihbarat desteği verilmesini istediler.İşgalci rejim yönetiminin bu çağrıya ne cevap verdiği şimdilik bilinmiyor ancak Mossad’ın “ulusal çıkarları gerekçe göstererek YPG/Pkk’yi bundan sonra koşulsuz ve SINIRSIZ destekleyeceğinden de hiçbir şüphe yok.
* * *
Sonuç olarak,geçmişe baktığımızda, Mustafa Barzani, Mesut Barzani’nin babası.Tsuri Saguy’un direk irtibat halinde olduğu Kürt liderdi.Saguy, Mustafa Barzani’nin dışında kardeşi yani Mesut Barzani’nin abisi İdris Barzani’yle de çok yakındı.İdris Barzani yani Mesut Barzani’nin abisi, bugün bölgesel yönetimin başkanı olan Neçirvan Barzani’nin babasıdır, aynı zamanda. Barzani ailesinin Yahudi asıllı olduğuna yönelik rivayetlerin de Mossad’la bu yakın ilişkiden dolayı çıktığı sanılmaktadır.Gerçi İsrail’in tüm çabalarına rağmen Mustafa Barzani, o dönemlerde umduğunu bulamadı. Amerikalılar tarafından terk edildi.İçinde yaşadığımız dönem açısından Mustafa Barzani bugün yaşamıyor. 60’lı yıllarda kendisini Irak’taki Kürtlerin silahlı lideri yapan Mossad ajanı ise hala hayatta. Tsuri Saguy’un bugünlerdeki gündemi PKK.İsrail Maariv gazetesine verdiği bir röportajı. PKK’ya seslenerek“Türklere karşı koymaya kalkmayın çünkü yok olursunuz” mesajı verdi.“Türkler ile Esed arasında sıkıştınız ama ikisinden de uzak durun” tavsiyesinde bulunarak.“Eğer Esed rejimiyle işbirliği yaparsanız onlar da en nihayetinde kendi topraklarını korumak adına sizi satabilirler” derken,PKK’nın Amerika tarafından resmen ortada bırakıldığını vurguluyor.“Bu durumda Avrupalılar da onlara yardım edemez” diye konuşuyor.Şu an PKK’nın önünde iki seçenek olduğunu;“Ya Suriye’nin güneyine kaçacaklar ya da Irak’a gidecekler” ifadesini kullanarak,bu seçeneklerden makul olan adresin ise Irak olacağı yorumunda bulunuyor.Çünkü Irak’ta Kandil’le birlikte Sincar’da da PKK yapılanması mevcut.
KAYNAK: Mossad PKK'ya bakın neler tavsiye etti(Taha DAĞLI)