Amastris Antik Kenti kurtarma kazıları sırasında üzerinde kazıma çizgiler yer alan piramidal formda taş amulet (tılsımlı olduğuna inanılan nesne) bulundu.
‘Tılsımlı Nesne’ (Amulet) bulundu. Bölgede daha önce eşi benzerine rastlanmayan, Anadolu’daki kazılarda ise Roma Dönemi tabakasında bulunmuş tek örnek niteliğindeki tılsımlı nesnenin önümüzdeki günlerde Amasra Müzesi’nde sergilenmesi bekleniyor. Fenikeliler tarafından Sesamos adı ile ilk kuruluşu M.Ö. 12. Yüzyıla dayanan, Miletoslular, Kimerler, Lidyalılar, Makedonyalılar, Romalılar, Bizanslılar ve Cenovalılar gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapmasının ardından 1460 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilerek Osmanlı’ya katılan Amasra’nın toprak altında kalan tarihi, kazı çalışmalarıyla gün yüzüne çıkarılıyor.
2014 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na ilkokul yapılması için bağışlanan alanda, inşaat yapımı başlamadan önce Amasra Müze Müdürlüğünün yapmış olduğu sondaj kazıları esnasında Roma Dönemine tarihlendirilen mimari unsurlara rastlanmış ve söz konusu alan koruma altına alınmıştı. Akabinde aynı alanda 2017 yılında yine Amasra Müze Müdürlüğü Başkanlığında kurtarma kazıları başlamış ve ilk etapta tapınak olarak düşünülen yapıda çok sayıda sütun, sütun başlığı ve mimari parçalar ortaya çıkarılmıştı.

Tarihi sütun ve obje gün yüzüne çıkarıldı
Doğal liman görevi gören koyları nedeniyle tarihte önemli bir liman kenti ve ticaret merkezi olarak konumlanan Amasra’daki kazı çalışmaları Kültür Bakanlığının destekleriyle Amasra Müze Müdürlüğü Başkanlığında ve Bartın Üniversitesinin bilimsel danışmanlığında sürdürüldü. 2022 yılının Haziran ayında başlayan kazı çalışmalarıyla birlikte henüz netlik kazanmasa da “stoa” olduğu değerlendirilen alanda şu ana kadar birçok tarihi sütun ve obje gün yüzüne çıkarıldı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Kazılar ve Araştırmalar Daire Başkanlığının destekleriyle Amasra Müze Müdürlüğü Başkanlığında, Bartın Üniversitesinin bilimsel danışmanlığında gerçekleşen ve 2022 yılının Haziran ayında başlayan Amastris Antik Kent kurtarma kazılarında Roma İmparatorluk ve Bizans Dönemlerine ait yüze yakın sikke; metal, cam, kemikten yapılmış iki yüzden fazla küçük buluntu gün yüzüne çıkarıldı.
Söz konusu çalışmanın yapıldığı mimarinin ölçüleri ise; ortaya çıkarılan devasa sütunları, korinth sütun başlıkları ve üst yapı elemanları ile yaklaşık 9 metre olarak belirlendi. 4 ay süren kurtarma kazıları sırasında gün yüzüne çıkarılan ve arkeoloji dünyası başta olmak üzere tarih meraklılarını heyecana boğan en önemli gelişmelerden biri ise üzerinde kazıma çizgilerin yer aldığı piramidal formdaki ‘Tılsımlı Nesne’ (Amulet) oldu.

Eşi benzerine rastlanmayan tek örnek
Batı Karadeniz bölgesi genelindeki antik kent kazılarında daha önce eşi benzerine rastlanmayan, Anadolu’daki kurtarma kazılarında ise Roma Dönemi tabakasında bulunmuş tek örnek niteliğindeki tılsımlı nesnenin ünik bir eser olduğu ve önümüzdeki günlerde de Amasra Müzesinde sergileneceği öğrenildi. Eserin Anadolu’daki kazılarda Roma yapısında bulunmuş tek örnek olduğunu kaydeden Bartın Üniversitesi Arkeoloji Anabilim Dalı Başkanı Öğr. Üyesi Doç. Dr. Fatma Bağdatlı Çam, “Öncelikle Amasra Müzesi kazı başkanlığında yürütülen Amastris Antik Kent Kurtarma Kazısı 2022 çalışmaları sırasında söz konusu eseri tespit etmiş bulunmaktayız. Ve eserimiz M.S. 2. yüzyıla tarihlenen ve mermerden inşa edilmiş olan bir roma yapısının içerisinde M.S. 2. yüzyıl ortalarına tarihlenen yine tabakalarda ele geçmiş olan ünik bir eserdir. Amulet olarak tanımladığımız piramidal formda, taban kısmı kare, üst kısmı piramidal formda ve obsidyenden yapılmış bir tür amulet olarak tanımladığımız bir eser. Eserimizin taban kısmında bir figür yer almakta. İnsize yani kazıma çizgilerle betimlenmiş olan Mısır dininden tanıdığımız tanrı BES’in biçimlendiğini, betimlendiğini görüyoruz. Eserin üst kısmındaysa demotik olarak isimlendirilen eski Mısır dinindeki Hieroglif harflerin Roma döneminin başlarında yeni dinin demotik olarak isimlendirdiğimiz harf karakterleri ile tılsımlı sözlerin yer aldığını görüyoruz. Eserin üzerindeki harf karakterleri de temsil ettiği koruma anlamına işaret etmekte. Bir nevi tılsımlı nesne olarak döneminde bir kişinin üzerinde taşıdığı, kötülüklerden, hastalıklardan korunmak, hangi anlamda korumasını istiyorsa o şekilde üzerinde taşıdığı tılsım bir nesne olarak tanımlayabiliriz. Bölgede kesinlikle tek olduğunu söyleyebiliriz. Anadolu’da da bir Roma yapısında kazılar sırasında Roma tabakasında bulunmuş olan tek örnek olduğunu söyleyebiliriz rahatlıkla” dedi.

"Heyecanlandıran bir tespitti"
Kazılarda gün yüzüne çıkarılan tılsımlı nesnenin heyecan verici bir tespit olduğunun da altını çizen Doç. Dr. Çam, “Oldukça önemli bir tespitti bizim için. Heyecanlandıran bir tespitti. Bunun sebebi öncelikle Roma İmparatorluk dönemine ait büyük bir yapıda çalışırken, Roma tabakalarında böyle bir asur akamenid etkili, asur akadenid dönemlerinden bildiğimiz damga mühürlere benzeyen bir formda yapılmış böyle bir amuletin böyle bir yapıda tespit edilmesi bizim için oldukça önemliydi. O yüzden bundan sonraki çalışmalarımızda da bu mührün orijinalinde hangi anlamı taşıdığını ve üzerinde taşıyan kişinin bir rahip mi, din görevlisi mi, sağlık ya da güvenlik amacıyla mı bunu taşıdığını belki de bir lejyonda görevli askerin Doğu seyahatleri sırasında ya da Doğudaki görevi sırasında belki de bulup buraya getirip getirmediği konusundaki ortaya çıkan soru işaretlerini aydınlatmak için elimizden geleni yapacağız” şeklinde konuştu.
Tılsımlı nesneyle ilgili bilimsel çalışmaların sürdürüleceğini de sözlerine ekleyen Doç. Dr. Çam, “Kültür Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izin ve destekleriyle bu kazıyı gerçekleştirebildik. Aynı zamanda Bartın Valiliği ve Amasra Kaymakamı Kadir Perçi’ye de verdiği destekten dolayı teşekkür ediyoruz" dedi. İHA

Editör: Haber Merkezi