Küresel pandemi kovid-19 koronovirüs vakalarındaki gelinen son noktada Ülke ekonomisini ciddi şekilde olumsuz etkilediğine tanık olundu. Dolayısı ile söz konusu olan bu olumsuz etki en son yayımlanan Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Birliği (UNCTAD) raporuna da yansıdı.Salgın sonrasında ülkelerin ekonomik kayıplarını ortaya koyan kapsamlı raporda,pandeminin dünyadaki tüm ekonomileri trilyonlarca dolarlık gelir kaybına uğrattığı açıklanırken,UNCTAD raporuna göre, salgınla birlikte ülke ekonomileri ciddi gelir kayıplarına uğrayarak küçüldü ancak birkaç ülkenin ekonomisi beklenmedik bir şekilde direnç göstererek diğer ülkelerin aksine büyüdü.Bu anlamda da UNCTAD raporunda Türkiye’nin, 2020 yılında sürpriz bir şekilde 1,6 oranında büyüme kaydettiği belirtiliyor. Mamafih sözü edilen bu büyümeye karşılık olmak üzere raporda belirtildiği şekilde Türkiye, koronavirüs salgını nedeniyle gayrisafi milli hasılasının yüzde 13,6 oranında gelir kaybına da uğradı.UNCTAD raporunda, Türkiye’de ikinci çeyrekte derin bir daralma, daha sonraysa toparlanma yaşandığı belirtilerek, “Türkiye’de bu büyüme, salgına yönelik kapanma tedbirlerinin hafifletilmesiyle sağlandı. Türkiye’de bu yüzden üçüncü çeyrekte rekor bir büyüme yaşandı. Bu büyüme güçlü mali teşviklerden kaynaklandı. Politika faiz oranlarında yakın zamanda meydana gelen artış mali zorlukları arttırsa da hükümetin mali alanı liranın istikrar kazanmasından yararlandı” ifadelerine de yer veriliyor.
* * *
UNCTAD Raporunun değerlendirmesine bakılırsa Türkiye’ nin 2020 yılındaki 1,6 lık sürpriz büyümesi GSMH açısından aslında da ekonomiye olumlu etki yapması gerekirken; GSMH nın 13,6 oranında daralması yani gelir kaybına uğraması yönü ile faiz çıpasının kullanılması noktasına gelinerek %17 lerde dolaşan faiz oranının %19 lara kadar yükselmesini de getirdi.ABD ise 2020 yılında 1,9 oranında büyüdü.Raporda,Türkiye, ABD ve Brezilya’nın, koronavirüs salgınında ekonomiyi kurtarmak ve ekonomik durgunluğu önlemek amacıyla yaptık ları harcamalara rağmen, bu ülkelerde emtia ve varlıkları fiyatlarının büyüme üzerinde olumlu etkisi olduğu ve sürpriz bir şekilde ekonomilerinde büyüme gerçekleştiği kaydediliyor.Bu anlamdaki UNCTAD Raporunun Türkiye bölümünde ise Türkiye'nin 2021'deki büyüme tahmini yüzde 4 olarak açıklandı. Rapor bir taraftan Türkiye genelinde salgın sebebiyle uygulanan kapanmaların gevşetilmesinin ve güçlü mali teşviklerin üçüncü çeyrekteki rekor büyümenin sebebi olduğunu belirtilirken faiz artışlarının ise finansal zorluklar getirdiği açıklanıyor.
* * *
Sonuç olarak, Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafya şartları bakımından jeopolitik ve jeostratejik riskleri şu aşamada gözardı etmek mümkün değil.Bir taraftan reformlardan bahsedildiği bir dönemde “İstanbul Sözleşmesinden çekilme” kararı yanında Naci AĞBAL’ın TCMB Başkanlığından alındığına dair haberlerin gündeme düşmesi zamanlama yönünden manidar bir durum. Diğer yandan da diğer para metreler bir yana Türkiye’nin en son dönemdeki geldiği noktadaki ekonomik pozisyonuna bir göz atıldığında en sağlam veri olan CDS Risk priminin 5 yıllık 308,61 olduğu izleniyor ki, halen yüksekliğini koruduğu gözlemleniyor. Yani bu durum öteden beri süregelen finansal kırılganlığın bu açıdan ciddi riskler taşıdığı anlamına da geliyor.Bunun yanında en son yayımlanan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından Ocak 2021 dönemine iliş kin ödemeler dengesi verilerine göre cari işlemler açığı, geçen yılın ocak ayına göre 166 milyon dolar azalarak, Ocak 2021'de 1 milyar 867 milyon dolara geriledi.Bunun sonucunda 12 aylık cari işlemler açığı 36 milyar 599 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu azalma belki iyi olarak yorumlansa da risk unsuru olma yönüyle büyük öneme sahip bulunuyor.Bu yönden de mevcut risklerin asgariye düşürülmesi istikrar açısından gerekli bir durum.