Kuzey Atlantik Paktı yani diğer kısaltılmış şekliyle NATO İttifakı içinde yer alan Türkiye’nin bağımsızlığının görmezden gelinerek ABD tarafından Rusya’dan satın alınan S400 Yüksek İrtifa Hava Savunma Sistemine alenen karşı çıkılmak suretiyle,Türkiye son zamanlarda ABD’yle yaşanan çıkar çatışmalarından dolayı yaptırımlara maruz kalmış, AB yaptırımlarıyla da yüz yüze gelmiştir. Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatlerini koruma girişimleri de Yunanistan’ın başını çektiği şer cephesinin gittikçe genişlemesine sebep olmuştur.Dolayısı ile çıkar ve güvenliğini ve bekasını tehdit eden bu gelişmeler karşısında Libya’dan İran’a kadar olan sahada mücadele etmek mecburiyetinde kalmış,bunlara ekonomik sıkıntılar da eklenince dış politikada dönüşler yapma ihtiyacı ortaya çıkarmıştır. Görünür o ki,dış politikadaki dönüşler, fiili geri adımlar, iyi niyetli diyalog çağrıları,defne dalı uzatma gibi yöntemlerle değil, sorunların odağına müdahale edecek girişimlerle yapılmalıdır.Bu anlamda  yapılacak müdahale ve girişimler,Türkiye’ye karşı oynanan oyunları bozmalı, bunun sonucunda muhatap alınan ülkelerle denge kuracak bir müzakere ortamı yaratılmalıdır.Aksi taktirde,hatalı politikalarla herkesle kavgalı olunan bir ortamda da dengeli müzakere yapılması gittikçe zorlaşmaktadır.

     *       *       *

Öteden beri de bilindiği gibi ABD’nin Ortadoğu politikasının esası, İsrail’in güvenliğini sağlamak, İran’ı kontrol altında tutmak, Rusya’nın bölgedeki etkisini kırmaktır. Türkiye bunun kendisi üzerinden yapılmasını kabul etmediğinden ABD de bu nedenle bölgede kendisine müzahir bir yapı/devlet oluşturma peşindedir. Bu yöndeki ABD’nin S-400 tutumu,Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ı güçlendirerek ön plana çıkarma girişimleri, GKRY’yi desteklemesi ve sıkıştırmaların ana sebebi, Türkiye’yi işte o yapı olan Büyük Kürdistan’ın Suriye ayağı SDG//YPG/PKK’yı kabullenmeye zorlamaktır. Papa’nın Irak ziyaretinde, bu vesile ile Papa da kullanılarak dünyanın gözüne sokulmak istenen harita da, ABD’nin de etkisinin olduğu bilinmelidir.Türkiye, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı harekâtlarıyla, ABD’nin kurguladığı Suriye’nin kuzeyindeki yapının bütünlüğübozmuştur.Bu durum ABD tarafından hazmedilememiştir. Türkiye’nin bölgeden çıkarılması için her platformu kullanmaktadır.ABD’ninSDG/YPG/PKK’ya verdiği olağan üstü desteğin tek amacı, geri kalan bölgede bu yapıyı Türkiye’ye karşı koruyarak bölgede olabildiğince de ayakta kalmasını sağlamaktadır.

       *       *       *

Gerçekte İŞİD’le mücadele kılıfı altında desteklediği bu yapı, Türkiye için güvenlik ve beka meselesidir.Kabul edilmesi de kesinlikle mümkün değildir.Türkiye, Bu nedenledir ki Suriye’nin siyasi bütünlük içinde toprak bütünlüğünden yanadır. Suriye de doğal olarak toprak bütünlüğünü sağlamaya çalışmaktadır.DolayısıylaSDG/PYD/PKK’yla mücadele, iki devletin ortak menfaatinin gereği olup,mutlak şekilde müşterek hareketinigerektirmektedir.Bu kapsamdaki alınan işaretlere göre de Suriye’nin,Türkiye’nin bu yönde atabileceği adıma sıcak baktığına, Türkiye’yle diyaloğu arzuladığına ilişkin bilgi ve emareler mevcuttur. Rusya’nın da böyle bir girişimi arzuladığı bilinmektedir. Bu durumda Türkiye’nin, gecikmeksizin Esat aleyhindeki ideolojik ve duygusal tutumundan vazgeçerek Suriye’yle uygun yöntemlerle temasa geçmesi ABD’nin oyununu bozacaktır.Öteden beri bu yönde Suriye yönetimi ile sürdürülen gergin lik maalesef SDG/PYD/PKK ya açık destek veren ABD’nin işi ne yaramakta olduğundan; Türkiye’nin dış politikasına da zarar vermektedir.

KAYNAK:”Oyunu bozarak dengeyi sağlamak” (Em.Tümg.Armağan KULOĞLU