Son duruma göre geçtiğimiz hafta OrganisationforEconomicCo-operationandDevelopment(OECD)’ninMart Ara Dönem Ekonomik Görünüm Raporu" için yaptığı açıklamada Türkiye için 2021 GSYH büyüme tahminini %3.0’ten %5.9’a yükseltti.Raporda, koronavirüse karşı aşıların kademeli uygulanmasının ve ABD başta olmak üzere bazı ülkelerde ilave mali desteklerin küresel ekonomik görünümde önemli ölçüdeki iyileşmeye yardımcı olduğuna işaret edilirken,OECD'nin 2021 ve 2022 yıllarına ilişkin ekonomik büyüme öngörülerine yer verilen raporda, aralıkta 2021 için yüzde 4,2 olarak açıklanan küresel ekonomide büyüme tahmini yüzde 5,6’ya yükseltildi. Bu rakam, 2022 için de yüzde 3,7’den4’e çıkarıldı.“Küresel ekonomik görünüm, etkili Kovid-19 aşıların kademeli olarak uygulanması, bazı ülkelerde ek mali destek açıklanması ve ekonomilerin salgının yayılmaması için uygulanan kısıtlamalarla daha iyi başa çıktığına dair işaretlerin yardımıyla son aylarda önemli ölçüde iyileşti” ifadesine yer verilen raporda, “Aşılamada yavaş ilerleme ve mevcut aşıların etkisiz kaldığı yeni virüs mutasyonlarının ortaya çıkması daha zayıf bir ekonomik toparlanma, daha büyük istihdam kayıpları ve daha fazla şirket iflasıyla ile sonuçlanır” uyarısı da yapılıyor.
* * *
Türkiye, Çin ve Hindistan'da ekonomik aktivitenin güçlü mali önlemler ile inşaat ve imalat sektöründeki toparlanma sayesinde salgın öncesi seviyeler ulaştığını belirten kurum, Türkiye ve Hindistan özelinde ise yükselen emtia fiyatlarının enflasyonu tetikleyebileceğinin altını çizerken,küresel ekonomik toparlanmanın 2021 yılının ortalarında salgın öncesi seviyelere dönebileceğini belirten OECD, iyileşen ekonomik görünüme rağmen bazı ülkelerin salgın öncesi seviyelere 2022 yılına kadar ulaşamayacağını ifade ederek bu ülkelerin büyük bir kısmının gelişen ülkeler olabileceği belirtiliyor.
* * *
Sonuç olarak,küreselpandeminin mutasyon varyantlı değişim yaşandığı bir dönemde vaka artışlarındaki artışlar yanında covid-19 aşısının özellikle gelişmekte olan ülkeler arasındaki adil olmayan dağılımı dikkate alınarak OECD nin Mart ayı Ara Dönemine Dair Raporun kısa özetine göre; her ne kadar iyileşme ya da toparlanma emareleri izlenmiş olsa bile,rapor da da vurgulandığı gibi “Aşılamada yavaş ilerleme ve mevcut aşıların etkisiz kaldığı yeni virüs mutasyonlarının ortaya çıkması daha zayıf bir ekonomik toparlanma, daha büyük istihdam kayıpları ve daha fazla şirket iflasıyla ile sonuçlanır” uyarısını kesinlikle göz ardı etmek mümkün değil. Özellikle mevcut gerçek durumu Türkiye açısından değerlendirdiğimiz de; OECD’nin 2021 yılı Türkiye büyüme tahmininin %5,9 ol masının belirli bazı şartlara bağlı olduğunu görmemek mümkün değil. Örneğin finansal riskler halen sıkıntılı durum da; her ne kadar düşme aşamasında olmasına rağmen Türkiye’nin CDS Risk Priminin 327,21 -5,83 -1,75%dolayın da yine de yüksek olması yabancı yatırımcının Ülkeye girişini ciddi şekilde zorlaştıran bir etken. Bunun yanı sıra sırada bekleyen önemli reformların halen rölantide kalması diğer durumu zorlaştıran ikinci unsur. Hal böyle iken çift rakamda seyreden enflasyonun yükseliş sürecini devam ettirmesine ek olarak artma eğilimine açık olan işsizlik olgusundaki hareketli lik mevcut riskler arasında bulunuyor. Bütün bunlara karşılık öncelikle yapılacaklar ise ortada; demokratik reformlar başta olmak üzere sıra bekleyen diğer reformlar ve Üniversite+ TÜBİTAK+Sanayici işbirliği ve koordinasyonunda yüksek katma değerli ileri teknolojiye yönelik AR-GE çalışmalarının hızlandırılarak marka yaratma ve ihracata yönlendirme ile döviz kazançlarımızın devasa duruma gelmesi hedeflenmeli dir.