Bilindiği gibi geçtiğimiz hafta içinde TCMB’ınca politika faizi yüz baz puan daha indirilerek %14’ ten %13’e indirilmişti. Bu arada faiz kararından sonra yatırım bankaları enflasyon beklentilerini de güncel ledi. Goldman Sachs karar sonrası enflasyonda zirve tahminini yüzde 90’a çıkardı. JPMorgan’sa faizle enflasyon arasındaki bağın yok olduğunu düşündü ğünden dolayı enflasyon tahmininde bulunmadı. ABD Yatırım Bankalarından GoldmanSachs ve JPMorgan, Merkez Bankası’nın faiz kararını değer lendirirken; Gold man Sachs’ın notunda“Faiz indiri miyle Türkiye’ deki makroekonomik politika karışı mının daha sürdürülemez hale geldiğini düşünüyo ruz” şeklinde denirken, JP Morgan uzmanları ise politika faiziyle enflasyon arasındaki bağın ‘yok olduğuna’ dikkat çektiği görüldü.
* * *
Bu kapsamda Goldman Sachs, hazirandaki tahminin de, enflasyonun yıl sonunda yüzde 60’a düşeceğini ama düşmeden önce yüzde 80’i göreceğini belirtmiş ti. JPMorgan da nisandaki tahmininde yıl sonuna çok yakın bir zamana kadar enflasyonun yüzde 65-70 aralığında seyredeceğini belirtmişti.Gelinen o ki Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) bu ayki rapo runa göre yıllık enflasyon yüzde 79,6’ya yükseldi. Bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu’ysa (ENAG) temmuz enflasyonu nu ise yüzde 176 olarak hesaplamıştı.Mamafih geli nen noktada öteden beri ekonomideki gidişönde gelen atla ilgili yapılanlara bakıldığında; Koç Üni versitesi öğretim üyesi ve aynı zamanda sosyal medya en çok takip edilen ekonomistlerden olan Prof. Dr. Selva Demir alp Türkiye’deki enflasyonla ilgili yanlış bilenen konulardan en önemlisi duru mundaki faiz çıpasıyla ilgili açıklamada bulunurken faiz indirimleri hem talebi artırarak hem de TL’yi zayıflatıp üretim maliyetlerini artırarak enflasyonu besliyor. İktisat bilimi için bunlar yeni değil. Ancak atılan hatalı adımlar o kadar keskin sonuçlar doğur du ki bu bilimsel çıkarımı artık çıplak gözle de net bir şekilde görebiliyoruz. Eylül 2021 sonrası faizler deki 500 puan düşüşe karşılık enflasyonun 50 puan yükselmesi önemli bir bilimsel sonucu en çarpıcı şekilde gözler önüne seriyor”değerlendirmesinin mutlak şekilde üstünde durulması gerekiyor.
* * *
Hal böyle iken,TCMB’nın asli görevi durumundaki hiperenflasyona doğru giden sürecin önlenmesi ve fiyat istikrarının sağlanması yönünde önlemler alma sı gerekirken; siyasi otoritenin ekonomi politikaları doğrultusunda daha çok büyüme amaçlı strateji uy gulamayı sürdürmesi ise düşündürücü bir yaklaşım. Böylece enflasyon tüm ülkelerin gözünü korkutur ken Türkiye, enflasyonu öncelik görmemeyi seçme si; İhracat, yatırım, istihdam ve üretim başlıklarıyla bahsedilen modelle kur ve enflasyonun kendiliğin den düşeceğinin öngörülmesi ekonomi kurallarına ta mamen aykırı.Bir taraftan da Resesyonu göze alan ama enflasyonu durdurmaya çalışan ülkelere karşın Türkiye oransal büyüme ve ihracat gelirini tercih ediyor. Bu durumun hesaplandığı gibi olmayacağı düşünüldüğü için de TL varlıklarının gitgide değer kay betmesi ise asla tesadüf değil.
* * *
Sonuç olarak,TCMB’nın gerçeklerden tamamen koparak, küresel riskleri ve enflasyonu kendi hedef lerinin ardında bıraktığı için en son gerçekleştirdiği 100 baz puanlık faiz indirimi ile politika faizini %14’ten %13’e düşürmesi döviz kurunun daha da önünü açarak daha da yükselmesine yol açacağı mu hakkaktır.Nitekim TCMB faiz indirimi kararını açık lamasının hemen sonrasında kurdaki ilk tepki artış yönünde olmuştur. Esas olarak piyasaların beklenti leri dikkate alındığında; iktisadi temellere uygun bir para ve maliye politikası istemekle beraber bağımsız karar alma yetkisini de olmazsa olmaz şeklinde gör mesi çok isabetli bir yaklaşım olup; piyasalar için gü ven unsurunun yerleşmesi yönünden çok önemli bir durumdur. Özellikle bilinmelidir ki iktisadi politika ların oluşumunda doğru politikalarla doğru kişilerle doğru zamanda uygulamak en isabetli şeçim olmak la birlikte şimdiye kadarki başarısızlığın temel ne deni de budur. Gelinen noktada 2022 yılı içinde hi per enflasyonu yaratan ve tamamen içinde barın dıran ne varsa adım adım resesyon(durgunluk) olgu su ile eşleşen stagflasyonun (durgunluk içinde enflas yon) bu yüksek enflasyonla beraber belirsizliği daha da arttırdığı da unutulmama lıdır.