Tüm sektörler itibarıyla ayakta kalmalarını sağla mak adına girdilerdeki talebin neredeyse %85-90 arası oranının ithalatla karşılandığı; bunun çoğun luğunun da ara malı olduğu kabul edilirse, devam etmekte olan dışa bağımlılığın geldiği noktada Ticaret Bakanlığı geçici verilerine göre Eylül ayın da dış ticaret açığı yüzde 299 artışla 10,4 milyar dolar oldu.İhracatın ithalatı karşılama oranı ise Eylül'de 20,3 puan azalarak yüzde 68,5 olarak gerçekleşirken;enerji verileri hariç tutulduğunda, ihracatın ithalatı karşılama oranı 16,5 puan daha azalarak son duruma göre de yüzde 89,2 olarak

gerçekleşti.Gerçekte Ocak-Eylül döneminde Türki ye'nin ihracatı yüzde 17,1 artışla 188,22 milyar do lar olurken, ithalat da yüzde 40,8 artışla 272,04 milyar dolara yükseldi.Dış ticaret açığı da yüzde 158,5 artışla 83,82 milyar dolar olarak gerçekleşti.

* * *

Bu kapsamda Eylül ayında en fazla ihracat yapılan ülkeler sırasıyla; Almanya yüzde 18,2 oranında artışla 2 milyar 2 milyon dolar, ABD yüzde 0,7 oranında azalışla 1 milyar 378 milyon dolar ve Irak yüzde 24,3 oranında artışla 1 milyar 277 milyon dolara çıkarken, ithalatta en çok paya sahip ilk 10 ülkenin toplam ithalat içerisindeki payı yüzde 61,9 oldu.Genel anlamda özellikle gelişmekte olan ülke lerin en temel amacına yönelik dış ticaret politika sı; ihracatı artırabilmek için ithalat yapmak ve bu sayede kalkınma hızını artırmak olmaktadır. Bura da asıl amaç, ithalatı kısıp ihracata teşvik etmek ve böylelikle dış ticaret açıklarını dengelemek olsa da dışa olan bağımlılığın çok fazla olması bazı durum larda talep ölçüsünde ithalatın zaman bağlı olarak zorunluluklar nedeniyle artması kaçınılmaz olmak tadır.

* * *

Günümüz dünyasında gelişmekte olan ekonomile rin temel amacı iktisadi kalkınmayı sağlamaktır. Bu ekonomiler, iktisadi kalkınmayı sağlayabilmek için dış ticaretin öneminin farkındadırlar ve dış ticareti teşvik edici bir misyon üstlenirler. Dış ticaretin geli şebilmesi, sanayinin de gelişmesine bağlıdır. Kimi gelişmekte olan ülkeler, kalkınma sürecinin ilk basamağında ithalat ikamesine dayalı bir üretim stratejisi izler. Bu aşamada belli bir yol aldıktan sonra ise ihracata yönelerek ihracatı artırmaya yönelik bir amaç be nimser. Çok tabii olarak asıl en önemlisi de ihraca ta yönelik olmak üzere bilimsel kaynaklı AR-GE faaliyetlerinin genişletilerek yüksek katma değerli ileri teknoloji ürünlerinin marka yaratma ile eşleşe rek TÜBİTAK+SANAYİC+ÜNİVERSİTE koordinas yonunda gerçekleştirilmesi büyük önem taşı maktadır.Döviz kurundaki dar boğazın bir an önce aşılması ile gelişmekte olan ülkeler arasından Türkiye’nin kolayca sıyrılabilmesi için mutlak şe kilde Ülkemizdeki Yüksek teknoloji üretiminin bir an önce gerçekleşmesi suretiyle ;enflasyon sorunu nun çözüle rek fiyat istikrarının sağlanması ile top lumsal refah için de gerekli olmaktadır.

* * *

Sonuç olarak,Türkiye yıllardan beri ithalat-ihracat arasındaki makasın açılmasından kaynaklı cari açık sorunu devam etmektedir.Örneğin Türkiye’ nin son 30 yılına baktığımızda hep ticaret açığı söz konusu olup; 1990’dan bu yana hep ithalat ihracat tan fazla gerçekleşti. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 100 olduğu zaman ihracat ve ithalat eşit olduğundan ticaret açığı olmazken, bu oran düştükçe ticaret açığı da artışla karşı karşıya kalı yor.Bu arada da açıkça belirtmek gerekirse Türki ye’nin ithalatında zirvede yüzde 21,4 ile “mi neral yakıtlar, mineral yağlar ve bunların damıtıl masın dan elde edilen ürünler” yer alıyor. “Kazanlar, makinalar, mekanik cihazlar”ın payı ise yüzde 13,7. Demir ve çelik ise yüzde 12,2 ile üçüncü sırada yer alırken; Türkiye’nin ithalat listesinde eczacılık ürünleri yüzde 3,2 oranıyla sıralamaya girerken, hububat ürünleri yüzde 1,8 paya sahip. Tarım ülkesi Türkiye’nin ithalatında hububatın listeye girmesi dikkat çekiyor. Çiftçiler için çok önemli olan gübrelerin ithalattaki payı yüzde 0,9 gibi bir orana sahip bulunuyor.