Geçtiğimiz Nisan ayında koronavirüs etkisiyle 66,8 ile 2009’dan bu yana en düşük seviyeye inen reel sektör güveninde, bu defa mayıs ayında biraz olsun toparlanma yaşandı.Son duruma göre Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB)’den yapılan açıklamaya göre mayıs ayında reel kesim güven endeksi (RKGE) bir önceki aya göre 10,1 puan artarak 76,9 seviyesinde gerçekleşti. Mayıs ayında İktisadi Yönelim Anketi sonuçları, imalat sanayinde faaliyet gösteren 1.727 işyerinin yanıtlarının ağırlıklandırılıp toplulaştırılmasıyla elde edilerek değerlendirildi.Anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarı, gelecek üç aydaki üretim hacmi, genel gidişat, sabit sermaye yatırım harcaması, gelecek üç aydaki toplam istihdam miktarı ve mevcut mamul mal stokuna ilişkin değerlendirmeler endeksi artış yönünde etkilerken, son üç aydaki toplam sipariş miktarı ve mevcut toplam sipariş miktarına ilişkin değerlendirmeler endeksi azalış yönünde etkiledi. Mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi bir önceki aya göre 11,2 puan artarak 73,5 seviyesinde gerçekleşti. Son geçmiş üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacmi, iç piyasa sipariş miktarı ve ihracat sipariş miktarında, bir önceki ayda azalış bildirenler lehine olan seyrin güçlendiği görülmüştür.
* * *
Bu arada mevcut toplam siparişlerin mevsim normallerinin altında olduğu yönündeki değerlendirmelerin güçlenerek, mevcut mamul mal stoklarının seviyesinin mevsim normallerinin üzerinde olduğu yönündeki değerlendirmelerin ise zayıflayarak devam ettiği görüldü. Gelecek üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacmi, iç piyasa sipariş miktarı ve ihracat sipariş miktarında azalış bekleyenler lehine olan seyrin zayıfladığı görülmektedir. Gelecek üç aydaki istihdam ve gelecek on iki aydaki sabit sermaye yatırım harcamasında azalış bekleyenler lehine olan seyrin de zayıfladığı izlendi. Ortalama birim maliyetlerde, son üç ayda artış olduğunu bildirenler lehine olan seyrin güçlenerek, gelecek üç ayda artış olacağını bekleyenler lehine olan seyrin ise zayıflayarak devam ettiği görüldü. Gelecek üç aydaki satış fiyatına ilişkin azalış yönlü beklentilerin artış bekleyenler lehine döndüğü izlendi. Gelecek on iki aylık dönem sonu itibarıyla yıllık ÜFE beklentisi bir önceki aya göre 1,0 puan azalarak yüzde 12,5 seviyesinde gerçekleşti.Bu son verilerin değerlendirilmesiyle ilgili içinde bulunduğu sanayi dalındaki genel gidişat konusunda, bir önceki aya kıyasla daha iyimser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 8,2’ye, aynı kaldığını belirtenlerin
oranı ise yüzde 52,5’e yükselirken, daha kötümser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 39,3’e geriledi. Çok tabii olarak gerçekte reel kesim sanayi endeksinin Mayıs ayı seyrine bakıldığında; 10,1 lik pozisyondaki artış olsa bile yatay pozisyonun devam ettiği izlenirken, aslında burada gerçek bir yükselmeden bahsedilebilmesi için yukarı yönlü 100’e doğru istikrarlı bir seyir takip etmesi gerekiyor.
* * *
Sonuç olarak, ekonominin en önemli unsurlarından birisi güvendir. Ekonomik birimlerin mevcut duruma ve gelecek beklentilerine bakış açıları ekonominin makro yapısını şekillendirebilir. Bu amaçla üreticilerin ve tüketicilerin genel ekonomik ortama ilişkin geçmiş durumlarını ve gelecek beklentilerini değerlendirmeye çalışan Tüketici Güven Endeksi ve Reel Kesim Güven Endeksleri hesaplanmaktadır. Bu güven endeksleri makro değişkenlerden etkilendikleri gibi aynı paralelde etkilemektedirler. Gerçekte nedensellik sonuçlarına göre, Reel Kesim Güven Endeksinin faizle ve Sanayi Üretim Endeksi ile arasında çift yönlü nedensellik bulunmuştur. Ayrıca Sanayi Üretim Endeksi ve istihdam oranlarının birbirlerinin nedeni olduğu sonucuna da varılmıştır. Buna ek olarak Sanayi Üretim Endeksi ve istihdam oranı faizin nedenidir. Elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde döviz kurlarındaki değişimlerin hem Tüketici Güven Endeksini hem de enflasyon oranını etkilediği görülmektedir. Tüketici Güven Endeksi de enflasyonu, enflasyonda BİST 100 endeksini etkilemektedir. Buna ek olarak Reel Kesim Güven Endeksini içeren ikinci modelde tüm değişkenler faiz oranı ile ilişkilidir. Bu durumda tüketiciler ve üreticiler kararlarını verirken ve beklentilerini yönlendirirken döviz kurları ve faiz oranlarından etkilenmektedir.Ancak burada gözden uzak tutulmaması gereken önemli bir husus ise politikaların uygulanmasında faiz aranjmanının çok dikkatli kullanılması gerekir.
KAYNAK:Mayıs/2020 Ayı Reel Kesim Güven Endeksi (TCMB)