İktisadi anlamda yaşanan kur dalgalanmaları ile küresel pandemiCovid-19 salgınının en son omicron varyantı ile yayılma sürecinde girdiği bu dönemde Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, Ocak ayında bir önceki aya göre %6,2 oranında arttı; Aralık ayında 68,9 olan endeks, Ocak ayında 73,2 oldu.
 
                             *       *        *
Söz konusu Ocak/2022 Ayı döneminde endeks göstergelerinde bir miktar iyiye doğru değişimler yaşansa bile anket sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi 0-200 aralığında değer alabilmesi yanısıratüketici güven endeksinin100'den büyük olması tüketici güveninde iyimser durumu,100'den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu göstermekte olduğundan halen istenen seviyeye yakla şılması için düzelmenin istikrarlı bir seyir izlemesi ya nında 200 rakamına da yakınlaşması gereki 
                             *       *        *
Çok tabii olarak şu sıralardakiTürkiye’nin CDS Risk Primine bakıldığında; CDS 555,90 .-1,21  -0.22% de görünmekle birlikte oldukça yüksek durumda.Bunun dışında Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi(YD-ÜFE) yıllık yüzde 87,64, aylık yüzde 25,92 artarak endeks tarihinin rekorunu kırdığı da düşünülürse; ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara malında yüzde 103,39, dayanıklı tüketim malında yüzde 76,38, dayanıksız tüketim malında yüzde 68,17, enerjide yüzde 176,93, sermaye malında yüzde 72,60 artış olmasına ek olarak,Yıllık bazda YD-ÜFE sektörlerinden giyim eşyası yüzde 56,68, basım ve kayıt hizmetleri yüzde 58,39, temel eczacılık ürünleri ve müstahzarları yüzde 60,45 ile endekslerin en az arttığı alt sektörler oldu. Buna karşılık kok ve rafine petrol ürünleri yüzde 176,93, ana metaller yüzde 129,12, kimyasallar ve kimyasal ürünler yüzde 117,84 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler olması önü müzdeki aylar itibarıyla da mevcut fiyatlarda artış olacağını gösteriyor.
                             *       *        *
Sonuç olarak,küresel anlamda gerçekleşen risklere bir göz atıldığında;en önemli ve acil risk ise BloombergEconomics uzmanlarına göre beklenenden daha inatçı hale gelebilecek enflasyon. 2021’in başında ABD yılı yüzde 2 enflasyonla kapatacağını öngörüyordu ancak manşet enflasyon verisi yüzde 6,8 ile 39 yılın zirvesine çıkmış durumda. Euro Bölgesi ve İngiltere’de de enflasyon merkez bankalarının hedefl erinin çok üzerinde seyrediyor. Bloomberg Economics enflasyonun bu yıl düşeceği öngörülerinin de yanlış çıkabileceğini, Omicron’un ve ücret artışlarının enflasyonu daha da inatçı hale getirebileceğini öngörüyor.Tedarik zincirlerinde yaşanan sorunların hala devam etmesi, Omicron’la gelen ve gelebilecek yeni kısıtlamaların bu zincirleri daha da sıkıştırarak tüm fiyatlarda yukarı yönlü baskıları sürdürmesi ABD’den İngiltere’ye, Euro Bölgesi’nden Türkiye ve Brezilya gibi gelişmekte olan ülkelere birçok merkez bankası için yönetilmesi en zor sorunlardan biri olmaya devam ediyor.AyrıcaFed’in sıkılaşma döngüsüne girdiği “tapering” dönemlerinde finansal piyasaların işi hep zorlaşmıştır. 2013 ve 2018 yıllarındaki satış dalgalarına atıfta bulunan Bloomberg Economics, zaten çok yüksek değerlemeye ulaşmış varlık fiyatlarını 2022’de sıkıntı çıkartabilecek unsurlar arasında sayıyor. Kuruluşun modellemelerine göre Fed 2022’de 3 faiz artışı gerçekleştirir ve faizler yüzde 2,5’e varana kadar sıkılaşmayı sürdürürse Hazine tahvili getirileri düşer ve borçlanma maliyetlerindeki makas giderek açılır. Bunun sonucunda da 2023’ün başlarında küresel ekonomi yeni bir resesyonla karşılaşabilir.