Geçen yıldan bu yana gelişen olaylara bakılırsa iktisadi kırılganlık üzerine katmerleşen Covid-19 pandemisinin Delta ve diğer varyant türleri ile eşleşerek salgını mücadele noktasında zorlaştırırken; bu defa salgının tek hedefi aşısızlar oldu. Bu arada küresel ısınmanın getirdiği iklim krizi de olaya eklenince sel baskınları ve buna bağlı doğa olayları ile mevcut durum olabildiğince üst noktalara kadar tırmandı.Yatırımcılar Delta varyantının önceki türlerden çok farklı olduğunu ve ekonomiye bir çok yönden zarar verebileceği görmüyorlar, kabullenmiyorlar, ya da unutmak istiyorlar. Velakin, uzmanlar çok kaygılı. Zaten kendi ağırlığı yüzünden ivme kaybeden dünya ekonomisi Delta varyantının tüm Yerküre’ye hızla yayılmasından ağır zarar görebilir. Dünyaca ünlü düşünür ve stratejist Muhammed el ArianBloomberg.com için kaleme aldığı incelemesinde (Delta’sUnknownsComplicateMedicalandEconomicResponses) bu tehlikeleri ve olası çözümlere değindi.İncelemeye göre, salgınların ülkeden ülkeye sıçraması ve devletlerin ortaklaşmayı reddetmesi, hem sağlık, hem de ekonomi politikaları açısından yeni riskler yarattı. Makalede “Eğer enfeksiyonların aşılı bireylerin hastaneye yatmasını gerektirecek kadar ağır geçtiği görülürse, ekonomi politikaları hem arz hem de talep yönlü sıkıntılarla uğraşmak zorunda kalacak” ifadesi kullanıldı.

* * *

Hal böyle iken Delta varyantının hızla dünyaya yayılıp baskın tür statüsüne erişmesi ile 18 aydır süren pandemi sağlık ve ekonomi bağlamında çözüm üretmek zorlaştı. Sadece tıp biliminin edineceği bulgular oluşan belirsizliği çözecek gibi görünse de; bunun zaman alacağı da çok açık bir durum.Delta varyantı hakkında bildiklerimiz şunlar: Birincisi, Delta şu ana kadar teşhis edilen en bulaşıcı ve öldürücü üst solunum yolları enfeksiyonu. İkincisi, Delta’ya yakalanmak ve ağır hastalanmak arasında zayıf bir bağlantı var. mRNA türü aşılar enfeksiyonu önlemese de hastaneye yatma ve can kaybını minimize ediyor. Öte yanda bir şey daha biliyoruz: Eğer dünya devletleri birbirinden bağımsız sağlık politikaları izler ve aşılama hızı değişkenliğini sürerse, Delta’dan daha öldürücü türlerin üremesi çok olası görülüyor. Şu ana kadar hiçbir devlet 3 hedefi birlikte gerçekleştiremedi. Bunlar, vaka sayılarını asgariye indirmek, sürü bağışıklığa erişecek ölçüde vatandaşı aşılamak ve yeni türlere karşı güvenlik kalkanı oluşturmak.Mamafih salgınla mücadelede ayrıca aşı karşıtlığının olması ise asıl temel sorun.Çünküpandemi salgını ile mücadeleyi ciddi şekilde zora sokuyor.

* * *

Devletlerin 3 hedef hususunda değişkenlikgösteren performansları da pandemiyle baş etmeyi zorlaştırıyor. Örneğin, Avustralya yeni enfeksiyonları önlemede çok başarılı, ama aşılamada geri kaldı. İngiltere çok hızla vatandaşlarını aşıladı, ama kapanma ve kısıtlamalar bitince vaka sayısı yine patladı. Güney Afrika Cumhuriyeti her üç başlıkta da sınıfta kaldı.Yüksek sayıda enfeksiyonların sürmesi, virüse yeni mütasyonlar geçirme şansı tanıyor. Halen mRNA aşılarının Delta’ya direnci yüksek, fakat bu bağışıklık kaç ay sürer, bilmiyoruz. En sonunda, “uzun Covid” denen hastalığı atlattıktan sonra aylarca süren semptomların kaç kişiyi etkilediği de soru ayrıca bir işareti.Eğer aşılar Delta türüne karşı uzun süreli yüksek koruma sağlıyorsa, hükümetlerin her halükarda ikiiki ayaktan oluşan ekonomi politikası izlemesi gerekiyor.İlk ayak, parasal genişlemenin yavaşlatılması ve büyümeyi hızlandıracak bütçe politikaları ve yapısal reformların başlatılması olacak. İkinci ayak ise salgında zarar görenleri tazmin etmekten, beşeri sermaye oluşturmaya yönelik politikalara atlamak olabilir.

* * *

olarak,eğer mRBA aşılarının bağışıklık etkisi kısa sürede düşüyorsa, hükümetleri çok zor bir ikilem bekliyor.Hem arz, hem de talep cephesinde patlak verecek sıkıntıları birlikte çözmek zorunda kalırlar. Ek olarak, bu senaryoda, mali varlıkların ralliyi sürdürmesi de güçleşecek.Herkes pandeminin bitmesi ve dünyanın sürdürülebilir, yüksek tempoda büyümeye geçmesini arzuluyor. Fakat, bu gelecek kesin değil. Covid-19 aşılarının Delta ve ardından gelecek türlere karşı uzun süre bağışıklık sağlayıp sağlamadığının bilinmesi de zaman alacak. Her senaryoda, aşılama kampanyalarının hızlandırılması şart. Hükümetlerin şimdiden pandemi sonrası yeni ekonomi politikalarının gerekliliği görüp plan yapması ve sağlık sistemini yeni pandemileri önlemek hedefi üstüne inşa etmeleri şart. Bu arada da her nedense Ülkemiz nez dinde en fazla eksikliği duyulan “Koruyucu Hekimlik” üzerinde de durulması gerekiyor. özellikle geçen mart ayından bu yana hüküm süren pandemi salgını döneminde koruyucu hekim liğin halen Ülkemiz nezdindeki öneminin anlaşılamaması sebebiyle yaşlı kesimdeki kalıcı rahasızlıkların denetim ve kontrolü oldukça zorlaştığından kalıtsal hastalıklarla da birleşen bu sıkıntı daha da artma temayülüne girdi. Açıkçası yaşlıların kalıcı rahat sızlıklarının zamanında tedavi edilememesinden doğan maliyet ler daha da yükseldi.Toplumumuzda her kesim için olmak üzere mutlak şekilde sağlıklı bir nesil olmasını temin etmek üzere zaman içinde ortaya çıkabilecek risk algılamalarını tolere etmek için tüm sistemlerin gözden geçirilmesinde büyük yarar bulunuyor.