Küresel anlamdaki stagflasyon (durgunluk) etkileri nin yüksek enflasyonla birleştiği noktada Ülkemiz deki yaşanan iktisadi kırılganlığın gittikçe artan faturası daha da ağırlaşırken, geçen zaman sürecin de arka arkaya binlerce şirketin battığı ya da batma noktasına geldiği; ayakta kalmaya çalışanların ise aldıkları kredileri ödeyememe riskiyle karşı karşıya kaldığı Türkiye’de, uzmanlara göre2022 yılı yoksullukla tarihe geçecek. Batık kredi miktarı 161 milyar TL’ye dayanırken UYAP verilerine göre, icra dairelerindeki icra ve iflas dosya sayısı ise bugün itibarıyla 23 milyon 779 bine çıktı. Bu yönde mevcut alınan son bilgilere göre yılın ilk beş ayında kapanan esnaf sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18 artışla 47 bin 128’ekadar çıktı.Bu rakam Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) verilerinde 17.5 yılda iflas eden esnaf sayısı ise 2 milyon 144 bin 766’ya kadar yükseldi.
* * *
Bu kapsamda elde edilen verilere bakılırsa;Türkiye’de 2.5 milyon esnaf var.Bunlardan her birinde üç kişi çalışıyor. Esnaf direkt 7 milyon 500 bin kişiye istihdam sağlıyor. Ancak her gün gelen zamlar, enerji fiyatlarındaki fahiş artışları nedeniyle fiyat belirle mede yaşanan zorluklar yanında iş yapamaz hale ge lensayıları binlercesini bulan esnaf zorlamaların ge tirdiği sonuçla işi bırakıp dükkan kapatmak zorunda kalıyor. Çok tabii olarak da izah edilmeye çalışılan durumla ilgili esnafın iktisadi kırılganlıkların daha da artmasıyla ayakta kalabilme süresinin gittikçe kı saldığı görülüyor ki,daha dükkan açalı iki yılı doldur madan kapanan esnaf sayısı da dolayısı ile artma gösterdiği gibi elden ele devir sayısı da gittikçe büyü yor.Bu durumu açıkça her geçen gün sayıları deği şen miktardaki devren kiralık ya da satılık lokanta iş yeri sayısı da sürekli artıyor. Burada özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİLER) deki borç mik tarları da devasa miktarlara varıyor.
* * *
Dolayısı ile sırf ayakta kalabilmek adına örneğin;borca sarılan binlerce işletme böylece borcunu döndüremediği için batıyor.Batık KOBİ kredisi miktarı Nisan 2022 itibarıyla 62 milyar 407 milyon TL’ye
çıktı. Takipteki KOBİ sayısı ise 300 bine kadar ulaştı.Bu yönde Ülkemizdeki 2022 yılında söz konusu
olabilecek zincir halindeki iflaslarla ilgili açıklamada bulunan AllianzTrade’nin raporuna göre, Türkiye’de ticari iflasların2022’de yüzde 12 artacağına değinilirken;Alacak sigortası şirketi AllianzTrade’in hazırladığı “Küresel İflaslar Raporu”na göre üst üste iki senelik düşüşün ardından dünya genelinde ticari iflaslar 2022’de yüzde 10, 2023 yılında ise yüzde 14 artışla salgın öncesi seviyelere ulaşacağı açıklanı yor. Hal böyle iken,Türkiye’deki iflas oranı, dünya genelindeki oranın daha üstünde bekleniyor. Bunda klasik ekonomi öğretilerinin dışında hareket ederek enflasyon ve dövizi rekor kırdıran iktidarın etkisinin olduğuna da yer veriliyor.
* * *
Sonuç olarak, Ülkemiz bünyesinde faaliyet gösteren ve çeşitli sanayi sektörlerinin alt yapısı durumunda ki KOBİ’lerle ilgili ortaya çıkan iflas zincirinin kırıl ması için mutlak şekilde Devletçe ödeme kolaylığı yaratılarak borçlarının yapılandırma durumuna göre kısa orta ve uzun vadede içinde bulundukları iflas sarmalından olabildiğince kurtarılmaları gerekmek tedir. Aksi durumda bu iflas sarmalının büyük firma lara da sıçrayarak ekonomideki tahribatı arttırması büyük olasıdır. Hal böyle iken,ekonomik istikrarın sağlanmasında serbest piyasa ekonomisinin cari ol ması yanında;Ekonomik refah ve bunun topluma yayılması doğrultusunda,hukuk ve ekonominin birbirlerini tamamlamaları esastır. Ekonomik sistemin sağlıklı işleyebilmesi, ihtiyaçların karşılanmasına olduğu kadar, etkin bir hukuk sisteminin varlığına da bağlıdır.Bu bağlamda hukukun ekonomideki rolü, piyasanın düzenli işleyip gelişmesini sağlayacak yasal çerçeveyi belirlemektir. Öte yandan, ekonomik yaşamı düzenleyen hukuk kurallarının ekonominin gerçeklerine uygun hazırlanması gerektiği de açıktır. Yapılan düzenlemelerin neyi amaçladığının; neye ulaşabileceğinin ve maliyetlerinin ne olacağınında belirlenmesi önemlidir.