Mako iktisadi açıdan irdelediğimizde sanayi verileri aslında ekonomik gidişatın seyrini gösteren verilerden en önemlile rinden biri durumunda;nitekim Türkiye İstatistik Kurumu nun en son açıkladığı verilere göre; Eylül ayında yüzde 3,4 artış gösteren sanayi üretimi,ekim ayında da yukarı yönlü iv meyi sürdürdü ve yüzde 3,8 artış gösterdi.Ancak,bu artış yüz de 5,4’lük beklentilerin altında kaldı. Sanayinin alt sektörleri (2015=100 referans yıllı)incelendiğinde,2019 yılı Ekim ayın da madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre %6,5, imalat sanayi sektörü endeksi %3,7 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sek törü endeksinde %1,2 oranında artış kaydedildi. Sanayinin alt sektörleri (2015=100 referans yıllı) incelendiğinde, 2019 yılı Ekim ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre %0,4 artarken imalat sanayi sektörü endeksi %1,1 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağı tımı sektörü endeksi %0,3 azaldı.
* * *
Ancak TÜİK’in son verileri incelendiğinde sanayi üretiminin ekim ayı itibarıyla yüzde 5,4 lük beklentinin altında kalması istenen düzeydeki verimli artışa set vurduğu izleniyor.Mama fih hadiseye büyüme bazındaki veriler yönünden baktığımız da,Prof.Dr.Korkut Boratay’a göre bu verilerin sorgulanması gerekiyor;Boratay:”TUİK’in 12 Aralık 2016 tarihinde açıkla dığı millli gelir hesabı revizyonu ve yeni hesaplama yöntemi hala büyük soru işaretleri ve tartışma yaratıyor.Üstadımız Prof Korkut Boaratav yeni makalesi “Ekonomik kriz son buldu mu? da 3Ç2019 istatistiklerini kullanarak TUIK hesaplamalarındaki tutarsızlıklara “dikkat çekerek;” TÜİK, 2019’un Ocak-Eylül dönemini kapsayan GSYH istatistiklerini yayımladı. Bu durum da, “ekonomik kriz dokuz ayda son buldu mu; Temmuz-Eylül’ ü de kapsayarak on iki aya uzadı mı?” sorusunu tartışabiliriz.
TÜİK’e göre, ekonomi 2019’un üçüncü çeyreğinde yüzde 0,9’luk (binde 9 oranında) bir tempoyla büyümeye başlamıştır” değerlendirmesine ek olarak;” Üç büyük sektör küçülmüştür. Yüzde değişimler olarak inşaat sert (-9,8), sanayi (-1,7) ve hiz metler (-0,9) ılımlı tempolarda… Bu üç sektörün 2018’deki GSYH’ya toplam katkısı yüzde 59’dur. Bu hesaplamada sanayi sektörünün üretim endeksleri ile GSYH verileri arasında uyum yoktur. Her iki istatistik TÜİK kaynaklıdır. Ocak-Eylül 2019’ da sanayi üretim endeksleri ile GSYH’deki sanayi katma değe
rinin yüzde değişimini karşılaştıralım: -2,7 → -1,7… Küçülme temposundaki bir puanlık fark, mutlak değer ve göreli olarak büyüktür.Gayri safi üretimdeki (endeksteki) daralmanın önemli bir boyutunun katma değere (GSYH’ya) taşınmaması ekonomik olarak nasıl açıklanabilir?” sorusunu gündeme getirmektedir.
* * *
Sonuç olarak;Korkut Boratay’a göre; Benzeri bir uyumsuzluk, büyümeyi başlatan son üç ayın istatistiklerinde de vardır. Büyü me hızları bakımından sana yi katma değeri (GSYH verisi),gayri safi üretim değerini (endeks leri) iki misli aşmıştır (+1,6 ve +0,8).Millî geliri, sistematik ola rak yuka rı çeken (sanayi kökenl i) bir yöntem sorunu akla gelmek tedir.Diğer sektörlere geçelim. TÜİK sınıflamasında hizmetler, ekono minin ticaret, depolama, taşıma, ulaşım, turizm kollarını kapsar. Yaygın iktisat dilinde “hizmetler”, çok daha geniştir. TÜİK geniş anlamda hizmet üre timinin tüm diğer alanlarını altı alt sektöre ayırmış; GSYH tablo larında ayrı başlıklar altında toplamıştır. Katma değer tahmini güçtür; büyük ölçüde personel giderleri ile ölçülür. Ocak-Eylül 2019’da %5,3 oranında büyüdüğü hesaplanmıştır. Bu veri, harca malara göre GSYH hesabı içinde yer alan “kamu cari” kalemi ile tutarlıdır. Sözü geçen (ve genellikle “üretken olmayan”) alanları içeren altı alt-sektörün son GSYH hesaplarında dikkatimi çeken bir sorun sivriliyor: Bu gruptaki “gayrimenkul faaliyetleri” Ocak-Eylül 2019’da yüzde 2,5 oranında büyümüştür. Bu alt-sektörün millî gelirdeki payı yüzde 7,6 ile tarımı aşmaktadır ve tüm özel likleri ile inşaat üretiminin uzantısıdır. İnşaat sektörünün yüzde 10’a yaklaşan bir tempo ile (bk. Tablo 1, sütun 3) küçüldüğü do kuz ay boyunca gayrimenkul alım-satım-kiralama işlemleri nasıl olup da büyüyebilmiştir? Derken;Boratay;”Yeni bir kriz patlak vermese dahi, güvenilir öngörüler, orta dönemli büyüme hızının yüzde 3’ü aşmayacağı doğrultusundadır. İstihdamın artmaya baş laması, işsizliğin artışını önlemez. Zira, işsizlik oranının artışını frenleyen büyüme hızı, Türkiye için yüzde 5 olarak bilinir. Böyle ise, yakın geleceğin Türkiye’si için kronikleşen bir toplumsal bu nalım gündemdedir.”değerlendirmesi üzerinde durmak gerekiyor.
KAYNAK;Ekim/2019 Ayı Sanayi Üretimi (TÜİK)