İçinde bulunduğumuz son dönemde zaman zaman gündeme gelen”Takipteki Krediler” konusu gerek Yurt içinde gerekse Yurt dışında her halükârda kendine iktisat literatüründe yer bulmuş bir konu durumunda..Bunun tek sebebi de banka risk lerinin sorgulanmasında ekonomistler için çok önemli bir ens trüman olmasında yatmaktadır.Bu çerçevede sürekli başvuru lan kaynaklar ise;Bankalar Birliği Raporları,Uluslararası Kre di Derecelendirme Kuruluşlarının belli peryodlardaki değer lendirmelerle bu kapsamdaki verdikleri notlar,Dünya Banka sı ve OECD raporları ile IMF Raporları şeklindeki veriler ol maktadır. Hal böyle iken Türk Bankacılık Sistemindeki temel risk kaynağını incelediğimizde ilk karşımıza çıkan durum;te mel risk kaynağının finansal olmayan özel sektörün içinde bulunduğu bilan ço bozuklukları ile buna bağlı finansal kırılganlıklar olduğu; Banka kredilerinin özellikle FX kredi lerin döviz geliri düşük ve döviz yükümlülüğü fazla olan in şaat ve enerji sektörlerinde olmasının olumsuz etkileri nede niyle Türk bankacılık sistemi aynı zamanda dolaylı olarak kur riski karşısında bulunurken,bankacılık sektörü üzerindeki mev cut kredi risklerinin çok şikayet etmemize rağmen CDS risk primi şeklindeki unsurun küresel faktörler tarafından belirlen diğini de ta baştan kabul etmek zorunluluğu hasıl olmuştur.
* * *
Konuyu anlaşılır şekilde toparlamak açısından bankacılık sektöründe kredi riskinin artması sektöre ve tüm ekonomiye yönelik riskleri arttırmakta ve finansal istikrarı tehdit etmekte dir.Literatürde takipteki krediler (NPLs) bankacılık sektörü açısından değerlendirildiğinde kredi riskinin önemli bir göster gesi olarak açıklanmaktadır.Bu bağlamda bankacılık sektöründe risk göstergesi olarak kabul edilen takipteki kredilerin artışına neden olan faktörlerin belirlenmesi finansal istikrar için de bü yük önem taşımaktadır. Küresel faktörler olarak kabul edebi leceğimiz küresel risk iştahı (VIX) ve ABD iki yıllık hazine bonolarının faizi (USA2Y) ile NPLs arasında pozitif ve istatis tiki olarak anlamlı ilişki olduğu görülmektedir. USA2Y bir anlamda FED (ABD Merkez Bankası) için bir sinyal görevi göstermek tedir ve FED politika faizinin aratacağı beklentisi ABD 2 yıllık bonoların faizlerini de yükseltmektedir. Küresel risk iştahının kapanması (VIX artışı) veya ABD tahvillerinin getirisinin artması uluslararası sermayenin Türkiye gibi geliş mekte olan ülkelerden çıkmasına neden olabilecek faktörlerdir. Böyle bir durumda gelişmekte olan ülkelerin para birimleri değer kaybedeceğinden kur riski taşıyan firmalar bankalara borçlarını ödeyemeyecekler dir. Bu durum takipteki kredilerde artışa neden olabilecektir.
* * *
Olayın biraz daha detayına indiğimizde; Türkiye’nin CDS risk priminin ortalama 310 larda gezinirken,Malezya,Hindistan,En donezya ve Kolombiya gibi ülkelerin CDS risk primleri ile mu kayese edildiğinde bu farkın CDS primi olarak yaklaşık 220’ye çıktığı noktada takipteki kredilerin ulaştığı seviyeyi göstermek tedir ki,dolayısı ile bu durum da cari açık, reel kur, reel kredi ge nişlemesi, borsadaki fiyat hareketleri, kredi genişlemesi, ekono mik büyüme, sanayi üretimi ve yüksek işsizlik sorunu uzun dö nemde Türkiye’ de kredi riskini belirleyen yurt içi faktörler ola rak karşımıza çıkmaktadır.Bunun içindir ki sanayi üretimi, eko nomik büyüme ile takipteki krediler arasında negatif ve istatis tiki olarak aralarında anlamlı ilişki bulunmuştur. Cari açık ve takipteki krediler arasındaki ilişkinin yönü ise pozitif olarak bulunmuştur. Artan cari açığın yurt içi tüketim artışı sonucu olduğu kabul edildiğinde söz konusu bulgu, tüketimin artışının gerisinde yatan kredi genişlemesinin riskli kredi miktarını arttırabileceği yö nünde dolaylı bir etkiyle açıklanabilmektedir.
* * *
Sonuç olarak,bankacılın sektörünün geçtiğimiz 11 Ekim/2019 ayı itibarıyla bir önceki haftaya göre 10 bp yükselerek %5,31 seviye sine ulaşırken, KOBİ segmentinde TKO haftalık 37 bp, taksitli krediler TKO ise 30 bp yükseldi. Aynı hafta itibariyle bankaların takipteki krediler brüt bakiyesi Eylül sonuna göre 8,7 mlr TL tuta rında artış kaydettiği görülüyor.Bu arada TCMB tarafından faiz oranlarında yapılan indirimler sebebiyle özel bankaların kredi verme faaliyetlerinin de önümüzdeki aylarda artacağını düşünsek bile; BDDK’nın bankalardan yıl sonuna kadar 46 milyar TL tuta rındaki takipteki alacakları yeniden sınıflandırmasını istemesi üze rine bankalar tarafında yüksek karşılık giderlerinin oluşacağı göz önüne alınırsa, sektörün net kârı önümüzdeki aylarda baskı altın da kalması ihtimali bulunuyor.Bu durumu geniş yelpazede incele diğimizde de; Aktif kalitesinde bozulma devam ediyor. Sektörün takipteki krediler rasyosu çeyreksel bazda 28bp artarak Ağustos ayında %4,7 olarak gerçekleşti. Özel ve yabancı mevduat banka larında takipteki krediler rasyosu çeyreksel bazda 47bp artarak %5,8 ve %6,5 seviyelerine ulaştı ve bu segmentler aktif kalitesi tarafında en zayıf performansa işaret ediyor.Orta ve uzun vadede iyi bir iyileşmeden bahsedilebilmesi için CDS risk primini olabil diğince minimalize edebilecek önlemler dizininin mutlak şekilde bir an önce uygulamaya konulması gerekiyor.