Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK)tarafından en son yapılan açıklamaya göre Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım ÜFE) Ekim'de bir önceki aya göre yüzde 1,89 artarken, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 18,70 yükseldi.Endekste, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 14,17 ve on iki aylık ortalamalara göre ise yüzde 13,99 artış gerçekleşti.Sektörlerde bir önceki aya göre değişim; tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 1,82, ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 2,66 ve balık ve diğer balıkçılık ürünlerinde yüzde 3,85 oranında artış oldu.Ana gruplarda bir önceki aya göre değişim; canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde yüzde 1,47, tek yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 1,47 ve çok yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 3,01 artış gerçekleşir ken,aylık olarak en yüksek artış gösteren seçilmiş ürünler arasında yüzde 14,78 ile domates ilk sırada yer alıyor. Aylık olarak en az artış veya en fazla düşüş gösteren ürün ise ise yüzde 7,86 gerilemeyle salçalık biber oldu.Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren diğer alt gruplar ise yüzde 4,57 ile lifli bitkiler ve yüzde 6,13 ile diğer ağaç ve çalı meyveleri ile sert kabuklu meyveler olurken,buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın yüksek olduğu alt gruplar sırasıyla yüzde 37,55 ile çeltik, yüzde 28,39 ile tahıllar (pirinç hariç) baklagiller ve yağlı tohumlar ve yüzde 25,99 üzüm oldu.
* * *
Bu arada alt gruplar itibarıyla bir önceki aya göre en az artış gösteren diğer alt gruplar ise yüzde 0,84 ile yağlı meyveler ve yüzde 0,93 ile canlı sığırlar (manda dahil), bunlardan elde edilen işlenmemiş süt olarak kayda geçerken,buna karşılık, 2020 yılı Ekim ayında artışın yüksek olduğu alt gruplar, yüzde 16,02 ile diğer ağaç ve çalı meyveleri ile sert kabuklu meyveler, yüzde 8,22 ile çeltik ve yüzde 6,77 ile lifli bitkiler öne geçti.Ekim 2020'de, endekste kapsanan 92 maddeden, 17 maddenin ortalama fiyatında azalış olurken 16 maddenin ortalama fiyatında değişim olmadı. 59 maddenin ortalama fiyatında ise artış gerçekleşti. Tarım sektöründeki üretici fiyat endeksinin göreceli şekilde artması son iki aydır TÜFE ve Yİ-ÜFE arasındaki makasın yüksek oranda açılmasıyla dolayısıyla üretici fiyatlarındaki yükselen enflasyon ve fiyat artışlarının domino etkisiyle sonraki aylara kademeli olarak yansıyacağına işaret ediyor. Dolayısı ile üretici fiyatları, tüketici fiyatları üzerindeki maliyet yönlü baskılara ilişkin bir gösterge niteliğinde ve belli ki bu durum bir sonraki aylara yansıyacak. Bu arada önümüzdeki aylarda gıda fiyat larında üretici maliyet baskısının tüketici fiyatlarına olan belirgin etkisi yanında; diğer bir etki ise ÜFE'nin diğer önemli alt kalemi sanayi ara malı enflasyonu. Bu iki alanda da sene başından beri yükseliş yaşadık. Metaller, mineraller, petrol, sene başından beri yüzde 20-30 arasında yükseldi. Zaten döviz fiyatı arttı, bir de üzerine bizim yaşadığımız kur şoku gelince anormal bir artış yaşanması kaçınılmaz halde.
* * *
Sonuç olarak,ÜFE'nin Ekim ayı verilerinde, enerji fiyatlarında neredeyse yaklaşık yüzde 81,61'lik bir yükseliş yaşandığını görüyoruz.Ara malı fiyatlarındaki yıllık artış ise yüzde 48,59;sermaye malı fiyatlarındaki artış ise yüzde 43,21 oranını bulmuş durumda. Ayrıca Türk Lirası'nın dolara karşı yılın başından beri yaşadığı kaybın oranı ise yüzde 44 oranında, en son dolar kurundaki gelişmeler dikkate alındığında hadi bunu %38 şeklinde alsak bile son birkaç aydan beri, aslında son bir yıldan beri stok değişimlerinin ve yeni yatırımlarla beraber döviz piyasasındaki baskıların üretim yapısını oldukça etkilediğini gözlemliyoruz.Bu iç baskılar ve son birkaç aydır süren döviz piyasasında oluşan dalgalanma kaynaklı çalkantılar Yİ-ÜFE'nin yüksek oranlara çıkmasına neden oldu. Artık belli ki Yİ-ÜFE ve TÜFE oran farklılığı bir dönem sonra emek piyasası gibi diğer piyasalarda oluşacak fiyat/değer dengesini dolayısı ile bozacaktır. Yani ürün fiyatlarını piyasaya yansıtmakta zorlanan üreticiler, çalışanların ücretlerini baskılayacak ya da hiçbir artışa gitmeyeceklerdir. Sonunda belli zaman sürecinde emek/ ücret dengesinin mutlaka oluşacağı dikkate alındığında ise bu defa A’dan Z’ye tüm gıda fiyatlarının piyasalardaki arz edilen ürünleri artış yönünde etkileye ceğinden çift rakamlı süreğen enflasyon artışları kaçınılmaz olacaktır. Burada fiyat istikrarlı bir piyasa modelinin oluşması aslında üretici kesiminden tüketiciye kadar uzanan zincirin halkalarında saklı bulunduğundan gerçek sorunu da bu ara kesiminde adım adım aramak gerekmektedir. Bu yönde işsiz sayısında olabilecek göreceli artışlar da bu işin cabası……