Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 20.06.2022 tarihi itibarıyla yayımladığı son verilere göre;Tarım-GFE’de nisan ayında bir önceki aya göre %7,45, bir önceki yılın Aralık ayına göre%59,01,bir önceki yılın aynı ayına göre %117,31 ve on iki aylık ortalamalara göre %52,83 oranında artış olurken; ana gruplarda bir önceki aya göre tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde %6,76, tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde %7,54 artış gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre göre tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde %63,96, tarımda sürekli kullanılan mal ve hizmet endeksinde %126,20 oranındaki artış kayda geçti.
Tarım-GFE yıllık değişim oranı (%), Nisan 2022
* * *
Yıllık artışın düşük olduğu alt gruplar sırasıyla, %26,31 ile veteriner harcamaları ve %40,33 ile tohum ve dikim materyali oldu. Buna karşılık, yıllık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, %241,57 ile gübre ve toprak geliştiriciler ve %189,26 ile enerji ve yağlar olurken;aylık artışın düşük olduğu alt gruplar sırasıyla, %3,25 ile makine bakım masrafları ve %3,74 ile tarımsal ilaçlar oldu. Buna karşılık, aylık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, %10,97 ile bina bakım masrafları ve %10,04 ile gübre ve toprak geliştiriciler oldu.Bir önceki aya göre azalış gösteren tek alt grup %1,85 ile veteriner harcamaları şeklinde gerçekleşti. Fiili reel duruma göre TÜİKNisan Ayı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi Verileri değer lendirildiğinde;yıllık artışın en yüksek olduğu alt gruplardan sırasıyla, %241,57 ile gübre ve toprak geliştiriciler ve %189,26 ile enerji ve yağların en faz la artış payına sahip olması gelecek dönemdeki aylar da özellikle gıda fiyatlarındaki artışın devam edeceği ne işaret ediyor.
* * *
Sonuç olarak, reel anlamda siyasi otorite tarafından akaryakıt fiyatlarındaki içsel ve dışsal gelişmeler sebebiyle olduğu kadar döviz kurundaki dalgalanmalar dan kaynaklı süreğenleşen zamların arka arkaya gel mesiyle %241,57 oranındaki gübre ve toprak geliştiricilerdeki artışa ek olarak ikinci en fazla artış olan diğer kalemin 189,26 lık oranla enerji ve yağlar olması; girdilerdeki söz konusu fiyat artışları gideri lemediği sürece fasit daire içinde yer alan yüksek enflasyon sarmalının önümüzdeki aylarda da devam edeceğine işaret etmesi bakımından önemli bir durum dur.Hal böyle iken,diğer bir görüşe göre de Enflasyon ekonomik büyüme oranlarıyla paralel bir durum sergilediği hallerde ekonomik büyümenin daha kolay bir şekilde gerçekleşebileceği dile getiriliyorsa da; yüksek oranlı büyüme rakamı her halükârda yüksek enflasyon anlamına da gelmektedir. Gerçekte fiili duruma göre değerlendirme yapılırsa; reel büyümede GSMH açısından hissedilir bir gelir artışı olmasıyla enflasyonun etkisi daha az hissedildiği için refah algısında bir kayıp yaşanmamaktadır. Mamafih artan gelirin neticesinde harcama alışkanlıklarındaki artışın üretimle karşılanamaması durumunda ortaya çıkan talep fazlası artan bir enflasyona neden olmaktadır. Böylece fiyat istikrarının bozulması ve istihdam kayıplarının ortaya çıkması gibi durumlar gözlenebilmektedir.