Son gelişmeler ışığında alınan bilgilere göre Bloomberg HT Tüketici Güven Ön Endeksi Ekim ayında bir önceki ayın nihai endeksine göre yüzde 7,95 gerileyerek en son 65,60 değerini aldığı görülüyor.Endeksin detaylarına bakıldığında ise, tüketicinin mevcut durum algısı ve geleceğe ilişkin beklentilerinde gerileme yaşanırken tüketim eğiliminde artış izleniyor. Pandeminin tekrar artış eğilimine girmesi, jeopolitik gelişmeler ve yükselme eğilimini koruyan döviz kurları endeksteki düşüşü etkileyen faktörler olarak karşımıza çıkıyor. Buna göre Bloomberg HT Tüketici Beklenti Ön Endeksi’nin bir önceki aya göre yüzde 7,60 gerileyerek 75,74 değerini aldığını izliyoruz. Diğer taraftan, içinde bulunduğumuz dönemin dayanıklı tüketim malları ile otomobil ve konut alımı için uygunluğunu ölçmeye çalışan Bloomberg HT Tüketim Eğilim Ön Endeksi ise yüzde 7,69 oranında artarak 44,93 değerini alması yanında Bloomberg HT Tüketici Güven Endeksinin Ağustos ayında başlayan düşüş eğilimini sürdürdüğünü izliyoruz. Üçüncü çeyreğe girerken hızlanan Tüketici Güveni ve tüketim eğiliminin dördüncü çeyreğe girerken tekrar yavaşlamaya başladığına tanık oluyoruz.
* * *
Diğer taraftan da TÜİK ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası iş birliğiyle yürütülen “Tüketici Eğilim Anketi” sonuçlarından hesaplanan mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, eylülde geçen aya göre yüzde 3,2 arttı. Ağustos ayında 79,4 olan endeks değeri eylülde 82’ye çıktı.Güncelleme öncesi duruma göre hesaplanan tüketici güven endeksi de aylık bazda yüzde 3,7 artışla daha sonra 61,8 olarak hesaplanırken, hanenin maddi durumu endeksi söz konusu ayda yüzde 5,8 artarak 71,8 oldu. Hanenin maddi durum beklentisi endeksi ise yüzde 1,7 artarak 79,1’a çıktı.Genel ekonomik durum beklentisi de aylık bazda yüzde 4,8 yükseldi ve 83,3 şeklinde belirlenirken,Dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi endeksi ise geçen aya göre yüzde 1,3 artarak 93,8’e çıktı. Bu verilerdeki sonuca göre değerlendirme kapsamında analiz yapmak gerekirse; BloombergHT anketinin detaylarında ilginç bir tezat ortaya çıkıyor: “Endeksin detaylarına bakıldığında, tüketicinin mevcut durum algısı ve geleceğe ilişkin beklentilerinde gerileme yaşanırken tüketim eğiliminde artış izleniyor. Pandeminin tekrar artış eğilimine girmesi, jeopolitik gelişmeler ve yükselme eğilimini koruyan döviz kurları endeksteki düşüşü etkileyen başlıca faktörler olarak görünüyor.
* * *
Halbuki hanehalkı gelecek konusunda karamsarken, tüketim eğilimi nasıl artar? En olası cevap, kredi faizleri reel olarak çok düşük kaldığı için, gelirde yükseliş beklentisi olmasa da, borçlanarak tüketim yapıldığıdır.İkinci bir cevap daha var ki, sonuçları karamsar. Toplum zengin-fakir olarak derinlemesine ikiye bölündü. Zenginler krediye erişerek rahatlıkla tüketim sepetlerini genişletebiliyor.Krediye erişemeyenler ise,sonuçta satınalma güçlerinin düşmesiyle tüketimi azaltacaklar.Eğer ayrışmayı oluşturan değişken kredi faizi ise, ilerleyen aylarda tüketim eğiliminin de gerilemesini bekleriz, çünkü kredi faizleri bu şartlarda istesek de istemesek de yükselmeye mahkum görünüyor. Bu arada da TCMB’nin faiz artırımları kredileri yavaşlatmakta çok yetersiz. Çare, BDDK’nın devreye girerek makro-ihtiyati kuralları sıkılaştırması. Yani, sermaye ve likidite bulundurma açısından kredileri daha pahalı hale getirmesiise bu şartlarda zorunlu gibi gözüküyor.
* * *
Sonuç olarak,nakdi krediler 2020 yılı Ağustos ayı itibarıyla, bir önceki yılın aynı dönemi göre yüzde 36 artarak 3.633 milyar TL oldu. Kredi stokundaki büyüme hızı ivme kaybetmesine karşın artmaya devam etti. Nakdi kredilerin 3.529 milyar TL’si bankalar, 55 milyar TL’si finansal kiralama şirketleri, 25 milyar TL’si faktoring şirketleri ve 24 milyar TL’si finansman şirketleri tarafından kullandırıldı. Finans Sektörü Tarafından Kullandırılan Nakdi Krediler (Ağustos 2020, milyar TL) Tasfiye olunacak alacaklar 2020 Ağustos ayı itibarıyla 175 milyar TL oldu. Tasfiye olunacak alacakların 166 milyar TL’si bankalara; 5,2 milyar TL’si finansal kiralama şirketlerine, 2,2 milyar TL’si faktoring şirketlerine ve 1,9 milyar TL’si de finansman şirketlerine aittir. Yine Ticari krediler de yüzde 33 artarak 2.810 milyar TL oldu. Ticari kredilerin toplam içindeki payı yüzde 77 düzeyinde gerçekleşti.Krediler içinde imalat sanayii yüzde 28 ile en yüksek paya sahiptir. Payı yüzde 10 ve üzerinde olan diğer ana sektörler, toptan ve perakende ticaret ve inşaattır.Ağustos 2020 itibarıyla tasfiye olunacak alacak oranı en yüksek olan sektör; yüzde 9,1 ile inşaat sektörü oldu. Bu sektörü yüzde 6,6 ile turizm sektörü takip etti.Bankalar ve banka dışı finansal kuruluşlar tarafından kullandırılan bireysel krediler yüzde 47 artarak 823 milyar TL oldu.Bireysel kredilerin yüzde 46’sını ihtiyaç kredileri, yüzde 34’ünü konut kredileri, yüzde 16’sını kredi kartları ve yüzde 4'ünü taşıt kredileri oluşturdu.Borçlanmanın bu düzeyde artması ile borç olarak alınan kredilerin geri dönüşümünde birtakım risklere açık bir gelişme. Bu riski olabilecek en minimal noktaya düşürmek gerekiyor.