TÜRKİYE EKONOMİSİNDE YAŞANAN SON GELİŞMELER BELİRSİZLİKLERE İŞARET EDİYOR

Abone Ol

Geçen yılın sonuna doğru gerçekleşen gelişmelerle Kasım ayında, yine bir hafta sonu kararı ile göreve gelen Sn. Ağbal, 4 aylık çalışma süresinde, piyasaların güvenini kazanmış, TCMB’nin itibarı ve kredibilitesini biraz olsun yukarılara taşımıştı.Bu defa TCMB’daki yeni görev değişikliği ile atanan yeni Başkan Kavcıoğlu’nun, Ağbal’ın açmış olduğu kulvardan çıkacağı, yani piyasa dostu iletişim, enflasyon odaklı para politikası duruşu ve rezerv biriktirmek üzere yol haritasından, yani özetle de ortadoks politikalardan geri dönüleceği paniği, TL üzerine adeta kabus gibi çökerken, yeni başkanın hafta içinde gerçekleştirdiği basın açıklamasında enflasyonla mücadele önceliğini ön plana çıkararak, olağanüstü bir PPK toplantısı düzenlenmeyeceğini, TCMB’nin PPK toplantılarının takvime uygun olacağı dile getirerek, faizleri hemen indirebileceği yönünde algıyı da kırmaya çalışması sonrasında,Başkan Kavcıoğlu’nun bankacılarla yaptığı görüşme, TCMB’nin politikalarında herhangi bir değişiklik olmayacağı ve Sn. Ağbal dönemindeki politikaların korunacağı ifade edilse de, gerilen hava düzelemedi.

        *       *        *

Bu defa algının oldukça bozuk olarak başladığı yeni haftada içerde yurtiçi yerleşikleri tavrı, buna paralel kamu bankalarının defansa geçip geçmeyeceği ve elbette yurtdışında oluşacak TL faizlerin seyri (off-shore TL) beklentiler açısından büyük önem arzediyor.Bu arada ekonomideki son gelişmelerle ilgili değerlendirmede bu lunanKoç Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü’ndenProf. Dr. Kamil Yılmaz’a göre TCMB’nin politika bağımsızlığı hükümet tarafından tanınmadan ne yerli ne de yabancı yatırımcıyı TL varlıklara yatırım yapmak konusunda ikna etmek mümkün değildir” sözleri yanı sıra enflasyon, kur, faiz, işsizlik, büyüme gibi temel verilerde ve piyasalarda oynaklığın çok yüksek olacağı bir döneme girildiğini vurgulayarak TL’nin korumasız kalacağını, kur artışının kaçınılmaz olacağını” belirtmesi,gerçekte gerekli önlemlerin alınma ması durumunda muhtemel kur şoklarına işaret ediyor.

    *       *        *

Diğer taraftan Prof.Dr.Yılmaz Kalaycıoğlu’nun ayrıca:Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Naci Ağbal’ın Cumhurbaşkanı kararıyla görevden alınmasıyla ülke ekonomisinin bir anda belirsizliğin ve oynaklığın tavan yaptığı düşük büyüme ve yüksek enflasyon ortamına savrulduğunu”açıklamasına ek olarak,“Yabancı yatırımcı AKP iktidarda olduğu sürece Türk varlıklara yatırım yapmak konusunda isteksiz olacak” şeklinde vurgu yapmasıyla beraber;”Yıl sonuna dönük bütün beklentiler kötüye dönmüş durumda. Bir hükümet seçime daha iki yıl varken nasıl olur da ekonomi politikasında bu kadar büyük yanlış bir karar alabilir?Bunu anlamak mümkün değil.” Şeklindeki sözleri de mevcut belir sizliklere daha fazla kapı aralıyor.

 *       *        *

Sonuç olarak, kritik bir dönemde yaşanan gelişmelerle gerek ekonomi gerek siyasette son atılan adımlar, dış gelişmelere de bağlı olarak şiddetli bir içe kapanma sürecine gidilmesi ihtimalini güçlendirirken, ekonomi ve siyasetteki mevcut fay hatlarında hızlı şekilde enerji biri kimine yol açtığı bir ortamda; yabancı yatırımcıları Ülke mize gelmeleri konusunda ikna edebilmek oldukça zorlaşıyor.Hele hele hadise olur olmaz zaman süreçlerinde yapılan yönetim değişikliklerinin ekonomide yarattığı hasarlar açısından düşünüldüğünde olumsuz etkilerinin neler olabileceği? Sorusuna verebileceğimiz yanıta göre;   Modern toplumlarda başta Merkez Bankası olmak üzere birkaç özel/özerk kurumun başkanları kısa dönemde değişmez, değiştirilmez konumdadır. Özellikle özerkliği, verdiği kararların toplumsal yansıması kapsamında tescillenen ve kabul edilen kurumlardaki bu değişimler, her zaman ya makro ve mikro ekonomik dengeleri bozar, ya da bozuk olan değerlerde dağınıklığa neden olmaktadır.Bu arada kısa dönemli (bir yıldan az) vadeli dış borcumuzun 200 milyar $ civarında sabitlendiği bu ortamda, bu tür görevden almalar ülke risk primini aniden yükseltecek, uluslararası güven seviyemizi de ani olarak düşürecektir.Merkez Bankasının şu an içinözerkliği,pek önemsenmese de, para piyasalarını kısa ve uzun vadede etkileyen en önemli özellik olarak karşımıza gelir.Bu özerklik düşüncesindeki olabilecek aşınma dolayısı ile dış borç maliyetini de artırırken; yeni göreve başlayan karar vericinin de aynı süreci yaşayacağı beklentisi de artarak devam edecektir.Buise,işsizlikten enflasyona,ücret seviyesinden dış ticarete kadar hemen tüm parametreleriolumsuz etkileyecektir.