Uygulamaya konulmak üzere yeni hazırlanan ve Resmi Gazete’de yayımlanan Türkiye ekonomisinin 3 yıllık yol haritası niteliğindeki 2022-2024 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’a göre 2021 sonunda tüketici enflasyonunun yüzde 16,2 olması beklenirken Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası son yayımladığı enflasyon raporunda yıl sonunda enflasyonun yüzde 14,2 olacağını öngördü ise de programda 2022 yıl sonunda enflasyonun yüzde 9,8 olacağı öngörülürken TCMB’nin 2022 yıl sonu enflasyon tahmini de yüzde 7,8 oranı seviyesinde bulunuyor.Hal böyle iken,orta Vadeli Program’da fiyat istikrarının kalıcı olarak tesis edilmesi amacıyla enflasyon hedeflemesi uygulamasına devam edileceği belirtilirken, bu doğrultuda TCMB tarafından para politikası araçlarının enflasyon görünümüne göre fiyat istikrarı hedefiyle kullanılacağı vurgulansa da; bu durumun gerçeklerle şu veya bu şekilde bağdaşmadığı da program uygulaması sonunda muhtemeldir ki ortaya çıkacak.
* * *
Çünkü program içeriğine göre Ekonomi Reform Paketi kapsamında kurulan Fiyat İstikrarı Komitesi’nin arz yönlü ve yapısal sorunlu alanlara odaklanacağını ve uygulanan politikaların koordinasyonunu sağlayacağı belirtilirken; nüfus artışı, dolayısı ile talep projeksiyonunun gelecekteki yapısal pozisyonunun hiç dikkate alınmadığı tek yanlı yaklaşımın eksik kaldığı da gün gibi meydanda.Bu arada da ne kadar etki li olabileceği tartışmalı olan enerji piyasaları başta olmak üzere şeffaflık ve rekabet odaklı uygulamaların yaygınlaştırılması da programda yer alırken gıda fiyatlarındaki artışlara yönelik Erken Uyarı Sistemi ve veri analiz sistemlerinin oluşturulma sına yönelik çalışmadan da bahsediliyor.Esasen Ülkemizdeki çift rakamda seyreden yüksek enflasyonun geldi ği noktada girdi maliyetlerindeki artışlarla döviz şoklarından kaynaklan dığı da olaya dahil edilmemiş.
* * *
Her ne kadar Fiyat İstikrarı Komitesi,Hazine ve Maliye Bakanlığının koordinasyonunda, Hazine ve Maliye Bakanı,Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanı,Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı, Tarım ve Orman Bakanı,Ticaret Bakanı, Strateji ve Bütçe Başkanı ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanından oluşmuş olsa bile bir iyi tarafı Komite gerekli görmesi halinde ilgili sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve özel sektör temsilcilerini toplantılarına davet etme yetkisine sahip olması. Mama fih burada dikkatten kaçan diğer bir durum ise;TCMB’nin politika faizini yüzde 19'da sabit tuttuğu Ağustos toplantısının özetlerinde oynaklıkların enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturduğuna dikkat çekilirken,TCMB özetinde enflasyonun kısa dönemde, başta emtia fiyatları ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlar olmak üzere arz ve talep yönlü çeşitli unsurların etkisiyle oynak bir seyir izlemesinin beklendiği de ifade edilmişti.Ancak burada Orta Vadeli Programın gelecekteki başarısı için çok tabii olarak mevcut piyasa şartları ile örtüşmesi gereği nin de unutulmaması gerkiyor.
* * *
Sonuç olarak,enflasyonun geçtiğimiz Ağustos ayında yüzde 19,25'e yükselerek politika faizi olan yüzde 19'un üzerine çıkmasından sonra gözler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın 23 Eylül'deki Para Politikası toplantısına çevrildi.Türkiye'de manşet enflasyonun Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası politika faizini aşmasından sonraki dönemde dolayısı ile yatırımcılar 23 Eylül'de gerçekleştirilecek Para Politikası Kurulu toplantısına odaklandı. Kurul daha önceki karar metinlerinde politika faizini enflasyon üzerinde oluşturmaya devam edeceklerini ve mevcut sıkı duruşun kararlılıkla sürdürüleceğini belirtmiş olsa bile; Societe Generale Gelişen Piyasalar Müdürü Phoenix Kalen haftanın başında gerçekleştirilen yatırımcı toplantısında TCMB’nin enflasyonu faizin üzerinde oluşturma sözünü terkettiğini belirterek, “Bunu açıkça söylemediler fakat açıklamalarından ve sorularımıza aldığımız cevaplardan edindiğimiz izlenim buydu”ifadesi de beraberin de bir kısım soru işaretlerini getiriyor.Diğer yandan da Unicredit Kıdemli Ekonomisti Gökçe Çelik de TCMB’nin önceki aylardaki karar metninde yer alan “enflasyonda geçici oynaklık görülebilir” ifadesine vurgu yaparak, “Biz bu ifadeyi gerçekleşen enflasyonun politika faizini aşması durumunda dahi TCMB’nin bu durumu geçici olarak göreceğini ve faiz tepkisi vermeyeceği şeklinde yorumladık”yorumuna bakılırsa; son gelişmeler ikilemli bir durumu ortaya koyarken,her halükârda TCMB PPK’nun 23 Eylüldeki toplantısında verece ği faiz kararını da beklemek gerekiyor.