Küresel pandemikovid-19 koronovirüs vakalarındaki belirsizlik sebebiyle Merkez Bankası eylül ayı beklenti anketinde, yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 11,46’ya yükseltildi. Bir önceki anket döneminde beklenti ise yüzde 10,82 düzeyinde bulunuyordu.Merkez Bankası eylül ayı beklenti anketi sonuçlarına göre de, yıl sonu bankalar arası dolar/TL kuru beklentisi de 7,3428’den7,5990’a çıktı. Mamafih buna karşın piyasalarda dolar kurundaki dalgalanma ve hareketliliğe bakılırsa; kurun tekrar yeniden revize edilmesi de gündeme gelebilir.Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Beklenti Anketinde yer alan değişikliklere bakıldığında; BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 9,79 iken, bu anket döneminde yüzde 11,00 olarak gerçekleşti. Merkez Bankası Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti cari ay sonu beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 9,43 iken bu anket döneminde yüzde 10,58 oldu. Merkez Bankası bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 8,43 ve yüzde 8,62 olarak gerçekleşti. Bu arada da cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 7,34 TL iken, bu anket döneminde 7,60 TL oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 7,68 TL iken, bu anket döneminde 7,94 TL oldu.

                                     *        *         *

Diğer taraftan da GSYH 2020 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde -1,6 iken bu anket döneminde yüzde -1,5 olarak gerçekleşti. GSYH 2021 yılı büyüme beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 4,3 iken, bu anket döneminde yüzde 4,2 oldu. Döviz kurundaki söz konusu bu dalgalanma sonrası döviz kurlarındaki artış, rezervlerdeki azalış, salgın nedeniyle ekonomide daralma derken döviz açığı yeniden milli gelirin yüzde 50’sini aştı. En son 2017’de yüzde 54 seviyesine çıkan açık oranının artmasında döviz varlıklarında yedi ayda yüzde 8.4’lük azalış ise etkili oldu.Ödemeler dengesi tablosu Türkiye’nin dış dünya ile mal, hizmet, sermaye alış verişini kapsar. Her ay Merkez Bankası tarafından açıklanan tablolar, yapısı gereği dışa bağımlı bir ekonomi olan Türkiye ekonomisinin genel gidişatı hakkında da sağlam bir özet sunar. Bir de uluslararası yatırım pozisyonu tablosu vardır ki o da dış dünya ile yaptığımız bu alışverişin finansal tarafa yansımalarının bir özetini oluşturur. Kısa adı UYP olan uluslararası yatırım pozisyonunun 1996’dan beri hep açık verdiği de görülüyor.

                                  *        *          *

Mevcut gidişata dikkat edildiğinde;ağustos ayında hızlı kur artışı yaşandı. UYP tablosunda yedi aylık süreçte Türkiye’nin

yurt dışı varlıklarının yüzde 8.4 oranında azaldığı, bu yöndeki  yükümlülüklerinin ise yüzde 2.2 oranında arttığı görülüyor. 2020 yılının son aylarına yaklaşırken, ne olur, ne değişir pek bilinmese de ilk yedi ay itibarıyla bir önceki üç kırılganlık  döneminden farklı bir durum söz konusu. Görünür o ki kovid-19 vakalarındaki artış yönünde ortaya çıkan tırmanma eğer en kısa sürede engellenemezse ekonomiye olan faturasının yüklü olması kaçınılmaz olarak öngörülüyor. Bir taraftan da Türkiye !nin içinde bulunduğu coğrafyadaki jeostratejik ve jeopolitik belirsizlikleri de eklediğimizde zamanla bu yükün daha da ağırlaşması pekala söz konusu olabilir. Öte yandan da döviz kurundaki dalgalanmadan kaynaklanan artışlara göz attığımız zaman da göre döviz kurundaki her 1 kuruşluk artış durumunda Türkiye’nin toplam dış borcunu 4.3 milyar TL birden yükseltiyor. Böylece döviz kurunda yaşanan hızlı artış yüklü dış borçlar nedeniyle ülke kaynaklarının daha fazla yurtdışına akmasına da yol açıyor.

                                  *        *         *

Sonuç olarak,asıl büyük risk oluşturan durum ise borcun döviz dağılımında gözleniyor. Toplam dış borcun yaklaşık 257 milyar dolarlık büyük kısmı dolar cinsi, 131 milyar 297 milyon dolarlık ikinci büyük kısmı da Euro cinsi dövizden oluşuyor. TL ile yapılan dış borçlanma geçmiş yıllara göre düşse de toplam borç içinde 22 milyar 633 milyon dolarlık pay alıyor.Öte yandan da bankaların yurt dışından kullanmış oldukları kısa vadeli krediler, 2019 yıl sonuna göre yüzde 10,2 oranında artarak 8,4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Banka hariç yurt dışı yerleşiklerin döviz tevdiat hesabı yüzde 1,9 oranında artarak 21,5 milyar dolar, yurt dışı yerleşik bankaların mevduatı da yüzde 18,7 oranında azalışla 11,1 milyar dolar olarak belirlenirken, ayrıca, yurt dışı yerleşik lerin TL cinsinden mevduatları geçen yıl sonuna göre yüzde 15,0 oranında artışla 15,7 milyar dolar seviyesine ulaştı. Mevcut durum borçlu bazında incelendiğinde ise, tamamı kamu bankalarından oluşan kamu sektörünün kısa vadeli borcu 2019 yıl sonuna göre yüzde 9,6 oranında artarak 27,4 milyar dolar olurken, özel sektörün kısa vadeli dış borcu yüzde 10,0 oranında azalarak 80,9 milyar dolar oldu.Alacaklı bazında incelendiğinde, özel alacaklılar başlığı altındaki parasal kuruluşlara olan kısa vadeli borçlar yıl sonuna göre yüzde 23,9 oranında artarak 56,2 milyar dolar, parasal olmayan kuruluşlara olan borçlar yüzde 7,5 oranında azalarak 71,6 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Kısaca borçlardaki göreceli artış durumu çift rakamda seyreden enflasyon oranını aşağıdan yukarıya doğu baskılarken, TCMB’nın yıl sonuna ait öngörülerinin de zorunlu şekilde revize edilmesine yol açıyor.