Zonguldak Kadın Platformu kadına şiddeti kınayarak “Özgür ve korkusuzca yaşamak istiyoruz” dedi.
Madenci Anıtı önünde bir araya gelen Zonguldak Kadın Platformu, erkek şiddetini durdurana kadar mücadele etmeye devam edeceklerini belirttiler.
Zonguldak Kadın Platformu Sözcüsü Muazzez Derya Akar, kadın cinayetlerinin politik olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
KADINA YÖNELİK ŞİDDET VAKALARI ZONGULDAKTA’DA GÖRÜLMEKTE
“Dünya’nın ve ülkemizin dört bir yanındaki kadınlar şiddetle mücadele ediyor. Kadınların yaşam haklarını kısıtlayan ya da ellerinden alan bu şiddetin faili her yerde aynı! Avrupa ve OECD ülkeleri arasında erkeklerden fiziksel veya cinsel şiddet gören kadın oranının en fazla olduğu ülke Türkiye. Bianet’in raporuna göre Türkiye'de 2022’nin ilk 7 ayında 191 Kadın katledildi, 89 Kadın taciz edildi. 163 çocuk istismar edildi,455 Kadın şiddete, 20 Kadın tecavüze maruz bırakıldı. Ülkemizin her yerini saran Kadına yönelik şiddet vakaları Zonguldak’ta da görülmektedir. Geçtiğimiz hafta basına yansıyan haliyle Ümit Kalmaz isimli erkek hiçbir gerekçenin ardına sığınma gereği duymadan hiç tanımadığı bir kadına sokak ortasında şiddet uygulamıştır. Erkek şiddetinin en somut, en çıplak haliyle ortaya serildiği bu olay bir kez daha göstermiştir ki şiddet gösteren failin suçunu "ama kadın da şunu yapmıştır", "çocuk da böyle olmuştur", "hayvan da suçsuz değil" gibi mağduru suçlayarak meşrulaştırmak erkekçi bakış açısının bir uzantısıdır ve şiddete destek vermek demektir. Erkek şiddeti her yerde her koşulda kadına, çocuğa, hayvana, yaşlıya, doğaya yönelmekte ve cezasızlıkla desteklenmektedir. Sokaklar kadınlar için özellikle güvenliksiz, korkutucu ve şiddet barındıran yerler olarak lanse edilmekte kadınların kamusal alandan şiddet aracılığıyla çıkarılması hedeflenmektedir. Buna karşı kadınlar sokaklarında özgür ve korkusuz yürüyebilecekleri kentlerde yaşamak istediklerini ısrarla haykırmaktadır.
SOKAKLARI DA MEYDDANLARI DA GECELERİ DE TERK ETMİYORUZ
Kadın arkadaşımıza şiddet uygulayan Ümit Kalmaz bu suçu bir anlık gafletle, tesadüfi bir kurbana yöneltmemiştir. Bunu yapabildiği için, gücü yettiği için, meşru gördüğü için yapmıştır. Tüm şiddet faillerinin, katillerin, tecavüzcülerin bu gücü nereden aldıklarını çok iyi biliyoruz. Kadına yönelik şiddeti ferdi ve nadir yaşanan basit olaylar olarak gören, erkeğin şiddetini çoğu zaman aile içindeki haliyle erkekliğin bir uzantısı olarak yansıtmaya çalışan mevcut iktidar erkeklere bu gücü vermektedir. Kadına yönelen şiddetle mücadele edeceğine aile içi her türlü şiddetle mücadele eden İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede haksız hukuksuz çekilme kararıyla Cumhurbaşkanı erkeklerde bu gücü vermektedir. İstanbul sözleşmesinden çekilme kararına karşı açılan onlarca davayı şiddete maruz bırakılmış milyonları görmezden gelerek iktidarın desteğine sığınan Danıştay erkeklere bu gücü vermektedir.
HAKLARIMIZDAN DA HAYATLARIMIZDAN DA VAZGEÇMİYORUZ
Danıştayın verdiği ve Hukukun üstünlüğü ilkesini yerle bir eden İstanbul sözleşmesi kararı hukuki değil siyasidir Bu kararı tanımıyoruz. Haklarımız dan da hayatlarımızda da vazgeçmiyoruz! Şiddeti topyekün bir toplum sorunu olarak görmeyerek erkek şiddetinin destekçisi olmayı tercih etmiş her kurum, her yapı, her kişi erkeklere bu gücü vermektedir. Yargı, erkek, devlet eliyle örgütlü bir biçimde üzerimize gelen bu baskı ve zorbalığı kadın dayanışmasının gücüyle aşacağız. Erkek şiddetini durdurana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Şiddete maruz bırakılan arkadaşımız ile dayanışmayı sürdüreceğiz.” Haber: Seçkin KIRARSLAN