Geçen hafta içinde Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, gıda sektörü temsilcileri ile bir araya geldiğin de; Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Politikalarımızın merkezine aldığımız, en temel önceliğimiz olan enflasyonla mücadele kapsamında gıda sektöründe faaliyet gösteren yem, kırmızı et, beyaz et ve yumurta üreticisi firmaların temsilcileri ile bir araya gelerek yapıcı ve verimli bir görüşme gerçekleştirdik.”şeklinde bir paylaşımda bulunmuştu.Bu konuyla ilgili diğer yaptığı bir açıklamayla ilgili de;“Vatandaşlarımıza rahat bir nefes aldırmak amacıyla uyguladığımız KDV indirimlerine ek olarak firmalarımızın da fiyat politika larında cesur adımlar atması konusunda mutabık kal dık.”sözleri yanısıra;” Bakan Nebati, fiyatlardaki dalga lanmaların önüne geçmek ve istikrara kavuşmasını sağlamak için çalışmaya devam edeceklerini belirte rek,bu kapsamda alınabilecek tedbirlere işaret etmişti.
* * *
Lakin konuyla alâkalı Türkiye genelindeki gıda fiyat ları enflasyonu %89,1 ile dünya ortalamasının üç katı civarında göründüğü bir tabloya göre; makro açıdan de ğerlendirildiğinde;fiyatlardaki hızlı artış üretimin artan döviz kuru odaklı maliyetle eşleşen ithal girdi bağım lılığı ve iç maliyet faktörü kadar AKP hükümetinin yanlış tarım politikalarının da payı olmakla birlikte küresel ısınma, Ukrayna işgali ve Türkiye’ye has üretim, verim, gıda ve tedarik zinciri kaynaklı sorunla rın gıda fiyatlarını yükselttiği gerçeği karşısında; açık ça hiperenflasyona (enflasyon oranının 200 sınırını aştığı durum) doğru bir sürecin yaşanmakta olduğu gö rülüyor.Çok tabii olarak da buna ek olarak diğer bir bi leşke unsuru ise; siyasi otoritenin uygulamakta olduğu yanlış para politikası ile TL’ye değer kaybettirilmesi neticesinde bu yapı içinde döviz kuru karşılığında ithal edilen tarımsal üretim girdilerini de ilaç, gübre, mazot ve tohum başta olmak üzere artan oranlı bir maliyet un surunun bir araya gelmesiyle de; özellikle gıda fiyat larındaki artış son duruma göre Nisan ayı için %89,10 ile gıda ve alkolsüz içecekler grubunda ortaya çıktı.
* * *
Mamafih gelinen bu noktada;gerçekte müteahhitlere verilen son 20 milyar TL’lik destek benzeri kaynak ların tarımsal üretime de verilmesi öncelikli olmasına rağmen bunun pas geçilmesi ise ayrı bir sıkıntı yaratabi lecek bir durum.Hal böyle iken,Maliye Bakanı Hayret tin Nebati’nin üretim politikası ile eşleşebilecek tarım ve para politikası kaynaklı gerçek sorunları görmezden gelirken; diğer taraftan da temel gıda ürünlerinde fiyat indirimi yapılmasına yönelik uygulama konusu olan baskılarla başarıya ulaşabilmesi ise ne derece etkili ola bilir işin bu kısmı tartışmalı görünüyor.Çünkü öncü gösterge özelliğini koruyan Türkiye İstatistik Kurumu’ nun en son açıkladığı Nisan/2022 Ayı Yurt İçi Üretim Fiyat Endeksinin (Yİ-ÜFE) bir önceki aya göre %7,67, bir önceki yılın Aralık ayına göre %39,23, bir önceki yılın aynı ayına göre %121,82 ve on iki aylık ortalama lara göre %72,03 artış göstermesi karşısında girdi mali yetlerindeki yükselişin devam ettiği bir süreç açısından diğer alınabilecek öteki tedbirler üzerinde durulması gerekiyor.
* * *
Sonuç olarak, özellikle bilinmelidir ki yüksek enflas yon ile mücadele genellikle acı reçete gerektiren bir çabaya ihtiyaç bulunmaktadır.Bu anlamda ki mücade lede eğer yeterli sabır gösterilmez ve enflasyon düşme den sıkı politikadan vazgeçilirse o zaman kısa bir süre üretim artıyor gibi görünse bile mevcut kapasiteyi zorlayarak gelen üretim artışı enflas yonda yeni bir atak yaratma pozisyonuna dönüşebilir. Dolayısı ile bunun sonucunda faizler tekrar yükselir, üretim yavaşlar ve sürdürülebilir büyümeden daha çok uzak laşma durumu söz konusu olur. Öte yandan da üreti min ilk aşamasından tüketiciye ulaşıncaya kadar olan süreçteki zincirde yer alan aşırı maliyet unsurlarının ta mamının temizlenerek ya da maliyet faktörlerinin ele mine edilerek; üretici-tüketici arasındaki halen neredey se 5,5 kata çıkan fiyat farkının en asgariye düşürülerek bu arada üretici ile tüketicinin de kazançlı olmasına ze min oluşturabilecek ortamın hazırlanması büyük önem taşımaktadır. Özetle; küresel ısınmanın iklim krizine kadar varan bir neticeye geldiği noktada; Dünyadaki gı da talebinin gittikçe artan nüfusla birlikte artabileceği varsayımının düşünülerek, yeniden gıda temininde kendi kendine yete bilen yedi ülkeden biri olabilecek noktaya ulaşabilmek ve düşük enflasyon için tarım ve hayvancılık politikalarının yeni baştan gözden geçiril mesinde büyük yararlar bulunmaktadır.