Piyasalarda önemli bir yere sahip olan Foreks’e göre, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s tarafından hazırlanan raporda Türkiye’de TCMB Başkanı Ağbal’ın 200 baz puan faiz artırımı sonrasında görevden alınmasının bankaların notları açısından negatif olduğu yorumu yapıldı. Bu yöndeki derecelendirme kuruluşu Moody’s e göre Ağbal’ın yerine faiz artırımlarının da enflasyona katkı yaptığını savunan Şahap Kavcıoğlu’nun atandığı hatırlatılırken,atamanın yatırımcı güvenine hasar verdiği ve bankaların piyasa fonlamasına erişimini zorlaştırdığı savunuluyor.Raporda Ağbal’ın göreve gelmesinin ardından yaptığı 875 baz puan faiz artırımı ile TL’de %18 değer artışı yaşandığı, bu durumun bankaların yıl başında pandeminin başından beri erişimde zorlandıkları orta vadeli ve bağlı finansman piyasasına yeniden erişmelerine imkan tanıdığı da ifade ediliyor. Bu arada kredi derecelendirme kuruluşu S&P Global,Türkiye’nin sermaye kontrolü uygulaması ihtimalinin ‘yükseldiğini’ ancak bunun dışındaki seçeneklerin daha olası olduğunu belirtiyor.

     *        *         *

S&P analistlerinin yayınladığı değerlendirme notunda şu ifadeler de yer alıyor: “Son dönemde yaşanan değişiklikler bir kez daha Merkez Bankası’nın operasyonel bağımsızlığının sınırlı olduğunu ve ekonomi politikasının genel olarak düşük tahmin edilebilirliğini gözler önüne sermektedir.”vur   gusuna yer verilirken;S&P analistleri;“Bizce kısa vadede yakından takip edilmesi gereken en önemli şeylerden biri yurt içinde yerleşik mevduat sahiplerinin davranışları ve yaşananların ardından dövize yönelip yönelmedikleriSermaye kontrolü yaşanması riski arttı ancak bizce bu halen baz senaryomuz değil.” Değerlendirmesinde bulunu yor. Diğer taraftan Fitch’in Türkiye hakkındaki raporunda, değişiklik kararının para politikasının kredibilitesine ve enflasyonun düşürülmesi yönündeki beklentilere zarar verdiğini” belirtilerek,ayrıca Türk Lirası’ndaki sert düşüşün ve politikadaki belirsizliğin risk iştahının düştüğü küresel bir ortamda dış finansman tarafında yeni baskılar getireceğine”de dikkat çekiliyor. Bu anlamda Merkez’in politika faizi dışındaki araçları kullanmasının negatif algılanacağına vurgu yapan Fitch, yeni Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun politikalarının ve TL’deki değer kaybı ile ilgili adımlarının izleneceğinin de altını çiziyor.

 *        *         *

Hal böyle iken,Reuters’e göre, finansal piyasalar, hafta sonu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankası (TCMB) başkanını görevden alarak ülkeyi yeniden kur krizine sürüklemesinin ardından, Türkiye’nin kredi notunun iki kademe düşürülmesini fiyatladığına yönelik bilgiler de geliyor. Bu meyanda yatırımcıların riskten korunmak için kullandıkları kredi iflas takası (CDS) primleri baz alınarak hesaplanan S&P’nin Global Capital IQ Market Derived Signal puanı keskin bir değişim kaydederek B+ kredi notuna sahip olan Türkiye’nin B- kredi notuna sahip bir ülkeymiş gibi fiyatlandığını göstermesi de oldukça dikkat çekiyor. Bu anlamdaki verilere bakıldığında mevcut son veriler,son 10 yılda MDSS hareketlerinin aşağı ve yukarı yönlü kredi notu değişikliklerinden önce geldiğini, ancak genellikle fazla sert tepki verdiğini de gösteriyor.

   *        *         *

Sonuç olarak, piyasalardaki öteden beri süre gelen belirsiz likler yanında geleceğe yönelik belirsizliklerin de artış mo duna girmesi durumu daha da zorlaştırıyor.Çünkü yatırımcı ların riskten korunmak için kullandıkları CDS primlerinin baz alınarak hesaplanan S&P’nin Global Capital IQ Market    Derived Signal puanının keskin bir değişim kaydetmesi bu nu açıkça gösteriyor.Dolayısı ile bu değişim de Türkiye’nin uluslararası kredi piyasalarında öncekinden daha yüksek faizle kredi temin edebileceğine işaret ediyor. Pratikte bu işin çözümü ise; daha fazla finansal kırılganlığa düşmemek için TCMB’nı sözünü ettiği ancak tartışmalı konumdaki sıkı para politikası uygulamasını daha çok disipline etmesi gerekiyorsa da, bu siyasi ortamda bağımsızlığı da tartışmalı olan TCMB’nın reel anlamdaki sıkı para politikasını sürdür   mesi oldukça zor gözüküyor. Hele hele erken seçim baskıla rının kamuoyu nezdinde gittikçe arttığı bir dönemde bu sü rece tüm muhalefet partilerinin de buna iştirak etmesine ek olarak ekonomideki kırılganlık ve kur şoklarının arka arka ya gelmesi erken seçim ihtimalini daha da güçlendirme yo luna sevk ediyor.Olası birmuhtemel kabine değişikliğinin gündeme gelmesi durumunda bile uzun dönemli ortaya çı kan iktisadi sorunların bir çırpıda kısa sürede çözülmesi de mümkün görülmediği gibi,son gelişmelerle de ülke ekonomisi yüksek büyüme ve görece düşük enflasyon patikasından bir anda belirsizliğin ve oynaklığın tavan yaptığı düşük büyüme ve yüksek enflasyon ortamına savrulmuş oldu.