Alınan son bilgilere göre Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, korona virüs şokunun dünya ekonomisinin büyümesi üzerinde, yapılabilecek bütün tahminlerin ötesine geçecek derecede bir durgunluk yaratacağına değinirken,ardından da;”bunun dışında ayrıca temel durum projeksiyonlarımız, gayrisafi yurtiçi hasılanın 2025 yılında, 10 gelişmiş ekonomide, kriz öncesi trendlerde belirlenen seviyelerden %3 ila %4 arası düşük seviyelerde izleyeceğini gösteriyor” değerlendirmesine de yer veriliyor.Bu arada “Bu da yükselen uzun süreli işsizlik ve zayıf yatırımların yarattığı şokun arz yönlü darbe getireceği yönündeki beklentilerimizi yansıtıyor.”Şeklindeki endişeleri de sıralanıyor. Aslında küresel açıdan hadiseye bakıldığında; iş bu kadarla da kalmıyor;ABD ve dünya genelindeki politika belirleyiciler, ekonomiye tarihi de olsa geçici bir darbe olarak gördükleri pandemiye olan bakış açılarını değiştirdi. Uzmanlar gelişmeler üzerine şimdilerde daha uzun süreli bir resesyon (durgunluk) sürecine de hazırlanıyor. Mamafih tüm bunların üzerine, ABD’de, artırılmış işsizlik güvencesi de dahil olmak üzere, birçok insanın yegane geçim kaynağı olan, hane halkı ve iş yerleri için sağlanan ekonomik yardım paketinin süresinin dolması da durumları oldukça kötüleştirmiş durumda. Nitekim 30 milyon ABD vatandaşı açlık sınırında olduğunu bildirirken bu rakamların da önümüzdeki aylarda artış göstermesi bekleniyor.

                                       *        *        *

Fitch Ratings’in açıklamasının detayında ise “ekonominin son dönemdeki çöküşünün ardına bakıldığında, daha büyük, kısa süreli bir çöküşün ekonomi üzerinde uzun süre iyileşmeyecek yaralar bırakacağına dair işaretler görülüyor” gözlemleri öne geçerken, “Resesyonu takip eden iyileşme dönemi ağır işliyor: tipik olarak, ekonomik çıktıların kriz öncesi dönemdeki seviyelerine ulaşması  için yıllar gerekecek.” Şeklindeki serzenişlerinin de açıklamalara eklendiği izleniyor.Aslında Fitch Ratings’in raporuna göre küresel ekonomi konusundaki genel değerlendirmesi incelendiğinde; yükselen uzun süreli işsizlik ve zayıf yatırımların yarattığı şokun  arz yönlü üretime darbe getireceği yönündeki beklentiler açısından özellikle önümüzdeki yıllarda üretimle ilgili arzdaki ciddi düşme sebebiyle gıda fiyatlarında göreceli artışlara da işaret ediyor. Çünkü küresel pandemi kovid-19 koronovirüs vakalarındaki artışlarla ilgili belirsizliğin iniş-çıkışlarla uzaması durumunun yarattığı tedirginli ğin bir anlamda resesyona dönüşerek ülke ekonomilerini olumsuz etkilemesinin ağır faturasını devamlı şekilde yükseltiyor. Bu durum Türkiye açısından da analiz edildiğinde; Fokus programına konuk olan Fitch Ratings Direktörü Douglas Winslow, Fitch’in Türkiye'nin görünümünü revize etmesinin ardında yatan nedenler hakkında Bloomberg HT’nin sorularını yanıtlarken;” Türkiye’deki dış finansman risklerinin artmasının, kurdaki zayıflamanın ve Merkez Bankası’nın Türk Lirasını korumak adına yapmış olduğu müdahale lerin, ülkenin not görünümünün revize edilmesinde etkili olduğunu”

söylerken, “Türkiye’deki negatif reel faiz oranını, yüksek enflasyon rakamlarını, artan cari açığı ve turizm sektöründeki durgunluğu da ülkenin kredi notunda değişikliğe gidilmesindeki diğer faktörler arasında olduğunu sıralayan Winslow’a göre, Türkiye’nin ticari ortaklarının büyük resesyonlar yaşaması sebebiyle ihracatında da gerileme yaşandı.” Şeklindeki açıklamasına bakılırsa, gecikmeden iktisadi  açıdan oluşan sorunlara bir an önce çözüm bulunması da gerekiyor

                                       *        *        *

Sonuç olarak, Douglas Winslow’un;” Türkiye'nin risklerinin geçen yıl ile aynı” olduğunu belirtti. Ülkedeki düşük Döviz rezervlerin bir risk oluşturduğunu ve daha fazla dış finansman ihtiyacının olduğunu söyleyen Winslow,döviz cinsinden mevduatların artış göstermesinin de gözlemlenen riskler arasında olduğunu sözlerine eklerken,ayrıca; “Güvenin şuan zayıfladığını söyleyebiliriz,” diyen Winslow’un, önümüzdeki dönemde güvenin çok önemli olacağını ve Türkiye’nin içinde bulunduğu jeopolitik risklerin de bu değerlendirmelerde etkili olduğunu belirtmesi yanında;”TCMB’nin politika faizini sabit tutmasına rağmen, farklı yollarla çok daha fazla sıkılaşmış bir politika izlemesini değerleren Winslow, reel faiz oranlarında keskin bir düşüş olduğunu, bunun da para politikasına olan güveni azalttığını ifade etti. Türkiye’nin faiz kararları hakkındaki öngörülerini de paylaşan Winslow’un, TCMB'nin yıl sonunda politika faizinde 100 baz puanlık artış yapabileceğini ve 2021’in sonunda politika faizini 10.25’e çıkmasını beklediklerini” açıkça vurgulaması faiz indirimi konusundaki direnmenin neticede bir noktada biteceğini ve ekonomi kurallarının cari olabileceğine işaret ediyor. Çok tabii olarak da durum hep olumsuz değil; nitekim Winslow açıklamasının sonlarında” Pandemi sürecinde Türkiye'nin ekonomik görünümünü diğer ülkelerle karşılaştırdıklarında, Türkiye’nin iyi bir özel sektörünün ve düşük kamu borcunun olduğunun altını çizen Winslow,Türkiye’de bu yıl yüzde 3.9’luk bir daralma görülebilece ğini, fakat önümüzdeki yıllarda ülkenin GSYH’nda yüzde 5.4’lük bir toparlanma beklediklerini” açıklaması, gerekli önlemler alındığı takdirde ekonomik istikrarın istenen seviyeye ulaşabileceğini de tırnak içinde vurguladığı izleniyor.