Kastamonu’nun İnebolu ilçesi doğumlu ünlü yazar Oğuz Atay, doğumunun 89. yıl dönümünde doğduğu topraklarda anıldı. İnebolu Kültür ve Sanat Derneği tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen “Oğuz Atay Öykü Ödülleri” ödül töreni düzenlendi. Törende Oğuz Atay’ın doğum günü anısına pasta kesildi.

Ödül törenine seçici kurul üyeleri ve Altay Ömer Erdoğan, ödül alan yazar Esra Muratoğlu ile anı kitapta öyküsü bulunan yazarlar ile davetliler katıldı.

Öykü ödülü töreninin açılışında konuşan İnebolu Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Hasan İlyasoğlu, “Amacımız değerlerimize sahip çıkmaktır. Birçok yerde olduğu gibi bizde değerlere sahip çıkma konusunda kendi aydın sorumluğumuzun aydın borcumuzu ödemek istiyoruz. Oğuz Atay, Orhan Şaik Gökyay, Nazım Hikmet gibi birçok değerlerimize sahip çıkacağız. Geçen sene ikincisi düzenledik ve bu yılda üçüncüsünü gerçekleştiriyoruz. Bu öykü ödülümüzde imece usulü bir çalışmamız oldu. Emeği geçen ve öykü ödülümüze katkıda bulunan herkese teşekkür ederim. Tüm yazarlarımıza öyküleri okuyarak değerlendiren gönlü zengin edebiyatçı, öykücü seçici kurulumuza, jürimize çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Öykü ödül yarışmasında birinci olarak seçilen “Hatırla Öyküsü” ile seçilen Esra Deviren, öykü ödülüne layık gördü. “Tahta Bacaklı At” öyküsüyle Zeliha Tamer Uçar, 817 ve 818 öyküsüyle Şafak Kumargal, “Yokoluş” öyküsüyle Kamil Dikmecik öykü ödülünde ödüle layık görüldü.

Oğuz Atay öykü ödüllerinin yürütücüsü, Oğuz Atay öykü ödülleri anı kitabının genel yayın yönetmeni, yazar Özlem Keskin ise, “Ben bu ödülün yürütücüsü ve bir yazar olarak bu inanç için ve bu inançtan aldığım çalışma kolaylığı için bize inan herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Oğuz Atay’ın her doğum gününde İnebolu’da Öykülerle çoğalıyoruz şimdi. Bu ödülle İnebolu Oğuz Atay’ın komşusu olma yükümlülüğünü yerine getirmeye başladı. Edebiyat tarihçisi bunu gözden kaçırmayacaktır diye düşüyorum. Edebiyat tarihin en büyük tanığı ve kanıtıdır. Çünkü dünya insanı olarak savaşlara, yoksulluklara, ölümlere, zulümlere tanık olduğumuz bir dönemdeyiz tartışmasız. Bunun yanında ülke olarak da yıkımlarla tarifi imkânsız acılarla sınandığımız bir yıl geçirdik. Kuşkusuz ki bugün bizler üç yıl önce hayal ettiğimiz yere hızla yaklaşmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz” şeklinde konuştu.

Seçici Kurul Üyesi Altay Ömer Erdoğan da, “İnebolu’daki pirinç tabelasında ünlü yazarımız Oğuz Atay 12 Ekim 1934 yılında bu evde doğmuştur yazıyor. Konağa ünlü yazarımızın adı verilmiş bir konak vardır. Yazarın kendisini kıskandıracak bir ironiye sahip çünkü nerden başlıyordu, ilk önce seviyor muyduk, yoksa güveniyor muyduk sözleri yazar Atay’a aittir. Ben hayatımda İnebolu’ya ilk kez geldim. Ben dünyanın bir ucundan bütün dünyaya Oğuz Atay’ın üzerinden bir ses duyurma cabası olarak görüyorum. Hayli anlamlı bir çaba yerelinde ulusal boyutta çok büyük işler becerebileceğinin ayrıca bir göstergesidir. Bu anlamda bu ödülünün kurucuları ve sürdürücüleri kutlamak gerekmektedir. Kent kültürü acısından da bir kentin kendi kimliğini ve kültürünü kazanması acısından çok anlamlı bir çabadır” ifadelerini kullandı.

“Hatırla Öyküsü” ile birinci seçilen Esra Deviren ise, “Tıpkı bana bu ödülü yazdıran Mardin’den beni İnebolu’ya getiren her şey gibi, acıları derin, mutluluklarını coşku ile yaşayan bir milletin çocuklarıyız. Bu sebeple ne yaşadığımız coğrafyanın öyküleri biter nede bu öyküleri yazan kalemlerdir. Bana bu ödülü layık gördüğünüz için teşekkür ederim” dedi.

“Tahta Bacaklı At” öyküsü ödül kazanan Zeliha Tamer ise, “Bu topraklarda doğmuş edebiyatımızın kıymetli yazarı Oğuz Atay’ı rahmetle anıyorum. Bu büyük yazarımızın adını yaşatan İnebolu Kültür ve Sanat Derneği’ne öykümü seçkiye layık gören değerli seçici kurul üyelerine ve emeği geçen bütün edebiyat dostlarına çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

“817 ve 818” öyküsü ile ödül almaya hak kazanan Şafak Kumargal de, “Oğuz Atay anısına bu töreni düzenleyen İnebolu Kültür ve Sanat Derneği’ne tüm gün bizimle ilgilenen hocalarımıza ve derneğini üyelerine sonsuz teşekkür ederim. Ben Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinden İnebolu’ya geldim. Yüreğimdeki bu acı ile yola çıktım. İnebolu’ya geldiğimde ve burayı gördüğümde içime bir ferahlık verdim. Çünkü Türkiye’nin en güneyinden kuzeyine geliyordum ve bu benim yolum dedim diyerek yola çıktım. Oraya gitmeliyim dedim ve iyi ki geldim” şeklinde konuştu.

Etkinlik, Oğuz Atay’ın doğum günü anısına kesilen pasta ile sona erdi.

Kaynak: iha