UYUYAN POLİTİKA, YATAN SENDİKA…

Abone Ol

İki üç aydır yazıp çiziyoruz, Akepe hükümetinin TTK’yı gözden çıkaracağını, taşınır taşınmaz malvarlıklarını da satıp savuracağını, parça parça piyasaya süreceğini, kuruma ait ne varsa kapanın elinde kalacağını, limanı demiryollarını, kara ve deniz araçlarını, av bark lojman, kulüp vs ne varsa satacağını ve sonunda da dımdızlak kalacağını söylemiş ve duyurmuşuz.

Bu kaçınılmaz sondur, bunun böyle olacağı da yıllar öncesinden bellidir…

Çünkü imalat tepetaklak gitmektedir, maliyetler artmıştır, üretim masrafı kurtarmamaktadır. Millet istediği kadar stratejik mtratejik diye bağırsın dursun, ekonomiler böyle durumlarda batan kurumları devre dışı bırakmak için programlanmıştır.

Bunun böyle olacağını bilmeyen, öngörmeyen, ister sendikacı olsun ister politikacı, işini bilmiyor demektir.

Yıllardan beri “işe adam almak, TTK’ya madenci almak” sözlerini veren politikacılara, hükümetlere neden kandınız?

Neden onlara “bırak işe adam almayı, sen bize yeni iş sahaları aç” demediniz?

Böylesine bağıra çağıra gelen toplumsal bir olayı neden görüp anlayamadınız?

“Ocaklara maden işçisi alacağız” diye sizi kandıran akıl fikir yoksunu politik fosillere “şak şakşak, şukşukşuk” diye yaranmaya çalışıp sarı sendikalar gibi önlerinde düğme iliklemenin ne yararı oldu? Neden hala o koltuklardasınız?

TÜRK-İŞ’e de soralım, bir devir kapanıyor, hiç mi vicdanınız sızlamıyor? Zonguldak’ı sadece ve sadece bir kömür üretim merkezi olarak gören kim varsa, gelinen bu aşamada suçludur!..

Karadeniz’in bir zamanlar ikinci büyük kentiyken şimdi büyükçe bir köy durumuna gelen Zonguldak’ı idari ve politik olarak yönetmiş olan kim varsa, onlar da suçludur…

Ve hala “kapatamazlar, şöyle yaparız, böyle ederiz” lafları da artık karın doyurmamakta ve zaten kimse de kanmamaktadır…

Yapın da görelim” diyoruz ve bu konuda yazdığımız son yazıyı da yeniden veriyoruz, işte o yazı:

x     xx

Birkaç aydır “kömür” yazıyoruz…

Kömürün bitip tükendiğini, üretimin de pahalılığını,

Yurt dışından ithalinin daha ucuz olduğunu…

Bu hükümetin artık bu kömür işini sübvanse etmek istemeyeceğini…

Son olarak 13 Mayıs’ta yayınlanan köşemizin bir bölümünde de bu konuda özetle şunları söylemişiz:

“Bu kömür işi Zonguldak için bitmiştir, çünkü üretimi pahalıdır, Türkiye’ye ve Zonguldak’a Sibirya’dan ve Güney Afrika’dan gelen aynı nitelikteki 7 bin kalorili taş kömür “Fob Price” olarak daha ucuza indirilmektedir.

Ve yarın bir gün de eski İngiliz başbakanı Margaret Thatcher’in İngiltere’de yaptığını ülkemizde de birisi çıkacak yapacaktır, bu işin yasası budur, kimse ekonominin kurallarına karşı gelemez. Gelenlerin ülkemize ve halkımıza verdiği zararları gördük, yalan mı?

Hükümetin de tasarruf tedbirleri almaya başladığını biliyoruz, TTK’nın bu tasarruf tedbirlerine kurban gitmeyeceğini kim garanti edebilir?”

Şimdi arkadaşlar ekonomimizin başında İngiliz vatandaşı Mister Şimşek var; kendisi iyi bir uygulamacı. Dikkat edin “ekonomist” demiyoruz, “uygulamacı” diyoruz!

Ekonomi eğitimi aldığı için de Birleşik Krallığın bir dönemki başbakanı Margaret Thatcher’i iyi bilir; uygulamalarını da…

Ne yapmıştı “Demir Lady” lakaplı Başbakan Margaret hanım?

Baktı İngiltere’de kömür üretimi astarı yüzünden pahalı ama maden işçileri de olaya nostaljik yaklaşıyor, hükümet de bu nedenle ocakları devre dışı bırakamıyor, tuttu madencilere “işe gelmeyin, ister evinizde oturun ister başka iş yapın, maaşlarınızı tıkır tıkır alacaksınız, emekli de olacaksınız…” dedi.

İngiliz madenciler dünden razı, işlerine de geliyor, sonuçta 10-11 sene içinde madenciler emekli oldu, ocaklar kapandı, ses yükseltecek ne işçi ne de sendika kalmadığından İngiliz hükümeti sübvansiyondan kurtulmuş oldu, kömür madenciliği yükünü sırtından attı…

Bizim mister Şimşek de Margaret hanımın öğrencisi…

Geçtiğimiz günlerde de aynı türden laflar etti, sendika ayağa kalktı…

“Olmazdı, molmazdı” gibilerden alt perdeden itirazlar!

Peki, ya olursa?

N’apacaksınız, Ankara’ya mı yürüyeceksiniz?

O bir kereydi, o zamanlarda da demokrasi vardı…

Şimdi sıkar!

“yaparız, ederiz, ayaklanırız” diyen yalan söylüyor!

Şu gerçeği unutmayalım baylar bayanlar; son 40-50 yıldır gelen giden hükümetler, bakanlar, vekiller, zart zurt kim varsa Zonguldak’ı kandırdılar…

“İşçi alacağız, 3 bin kişi, 5 bin kişi” diye hep bizi uyuttular,

N’oldi?

İşçi sayısı 40-45 binlerden 8-9 binlere düştü…

Yalan mı?

Zonguldak’a bu süreç içinde başka sanayi dalları ve sektörlerini getirmeyenler asıl suçlu değil mi?

Akepe sinyali çaktı, Mister Şimşek de, bu TTK bu tasarruf tedbirlerine kurban gider mi, gider! Sadece TTK mı gider? Kurumun nesi var nesi yoksa onlar da gider. Neden biliyor musunuz? TTK gidene kadar kalan çalışanların maaşları kurumun mal varlığından karşılanır!

Bu kadar basit, beni dedi dersiniz…

Görürsünüz, görürüz…