VE ZAİMOĞLU…

Abone Ol

CHP Merkez ilçe kongresi yapıldı, katılım iyi oldu, DEMOKRATİK bir kongre oldu, Akepelilerin özlediği ve bekleyip de bulamadıkları cinsten yani, MHPlilerin de…

Osman Zaimoğlu ve Olcay Can delegeye ve izleyiciye heyecanlı bir üslupla hitap ederlerken Ebru Uzun her zamanki hanımefendiliğini korudu…

3 oy daha alsaydı kongreyi de alacaktı ama olmadı, sağlık olsun, gönüllerimizin başkanıdır, bu partide de her zaman her görevde yeri olacaktır…

Olcay Can’ı da kutluyoruz, değişik bir üslup ve değişik bir seçim yöntemi ile izleyicilere coşkulu anlar yaşattı ama delege “biraz daha bekle” dedi, beklesin, o da gönüllerimizdedir…

Ve Zaimoğlu…

Osman Zaimoğlu…

İşi başından beri sıkı tuttu, kimilerinin eleştirdiği ve bir yerel kongre öncesi ilk kez tanık olduğumuz kendisinin geliştirdiği afişli, billboard reklamlı propaganda yönteminin yarar sağladığı anlaşıldı, güzel de konuştu, kazandı…

Hayırlı uğurlu olsun!

Zonguldak’taki potansiyeli yeniden ayağa kaldıracağına, uyuyan güzeli uyandıracağına inanıyoruz ve kendisine buradan başarılar diliyoruz.

Yolu açık olsun…

Ebru olsun, Olcay olsun, Osman olsun;

Ülkenin aydınlık geleceğine yürüyecek herkesin yanındayız diyoruz,

Zaimoğlu’nu tekrar kutluyoruz!

 CHP ALTI OKUN NERESİNDE?

Ambleminde biri çentikli olmak üzere 6 oklu bir Cumhuriyet Halk Partimiz var…

6 ok da devrimcilik, laiklik, devletçilik, milliyetçilik, halkçılık ve Cumhuriyetçilik anlamına geliyor.

Ancak sıralama Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Milliyetçilik, Laiklik, Devletçilik ve Devrimcilik şeklinde mi olacak, yoksa Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik ve Devrimcilik şeklinde mi olacaktır?

Bir de şu var; fark eder mi?

Gerçekte, 3 Şubat 1937’de Anayasa’nın ikinci maddesi olarak, önce Devletçilik ve sonra Laiklik sıralanmıştır, ama hala sıralama tartışanlar var. Aynı 1400 küsur yıldır nasıl hacet giderileceğini, ya da kadın dövülmeli mi, dövülmemeli mi gibi garip tartışmaları sürdürüp giden çalışmayan yobaz kafalar gibi kafalar bu partide de var…

Önemli mi kardeşim?

Sen altı ok neyi kastetmiş ona baksana…

Ve günümüz CHP’sinin o altı okun şimdilerde neresinde olduğuna. O altı okta çarşaf var mı, türban var mı, cübbe sarık var mı, buna baksana…

Toplumu çağdaş medeniyetler seviyesine çıkarmak uğraşları hedeflenmişken, arap toplumunun kılık kıyafetini ve geleneklerimize uymayan örf-adetlerini benimsemek altı okun neresinde? Bu tür düşünce tarzını yanına alıp rozet takmak, partiye üye kaydetmek, kameralara poz vermek, o altı okun kastettiği hangi anlamda yer alıyor?

Bu tür gelişmelerin adı da ilkelerden sapma değil de nedir?

Günümüz CHP’sinin ilerleme kaydetmediğini ve 20 yıldır yüzde 20-25 bandı olarak vurgulanan oy oranında gidip geldiğini söylemek de acaba akılcı bir yaklaşım mı?

Fazla uzatıp işin felsefesine, tarihteki ünlü düşünür ve filozofların politik teorilerinin tartışılmasına dalmak istemiyorum ama CHP’nin oy oranının sürekli yüzde 20-25 olduğu ana fikrine de katılmıyorum.

Tam tersine CHP’nin oy oranının son yıllarda en azından yüzde 15-20 arttığına inanıyorum…

Şimdi diyecekler ki; “Bu ne biçim mantık birader? Bu işte bir hesap hatası yok mu?”

Yoooook!

20 yıldır saldırı altında tutulan, özellikle son zamanlarda her türlü teknolojik olanaklar da kullanılarak yalan beyan ve görüntülerle darbe üstüne darbe alan, asılsız iftiralarla hem kendisine hem de genel başkanına çamur atılan, satın alınmış veya korkutulmuş memurlarla kazandığı seçimleri bile elinden alınan bir partinin bu şartlar altında oy oranının yüzde 5’in altında ve hatta yüzde 0 olması gerekirken. oy oranının hala yüzde 25 ve hatta yüksek olması ne demek? CHP en az yüzde 20-25 oyunu artırdı demek…

Evet… Halep oradaysa arşın da burada!..

Biraz değişik bir mantık ama bu da bir mantık!

Biraz hayalci ve hafif romantik düşünün, melankolik yaklaşın… “Tüm bunların politikada işi yok” demeyin… İşte oluyor bazen böyle…

Tescilli şeriatçıyı danışman kadrosuna alsanız da,

Sülalesi yobaz takılan ve genel başkan olmasa hayatta meclisin kapısını bile göremeyecek şaibeli isimleri listenize alıp milletvekili da yapsanız da,

Anlaşılmaz gizli kapaklı antlaşmalar yapıp protokoller imzalasanız da,

“Bir yerde bir kral olur” özdeyişine aykırı ve politikanın ruhuna tamamen ters bir biçimde seçim zamanında millete kendinizden başka minik partilerin yeteneksiz 5 liderini dinlettirip vatandaşı bıktırsanız da,

Ve tüm bu gerçeklerin ışığı altında hala koltuk sevdanız olduğunu yaşınıza rağmen partililerinize baskı ile dikte ettirseniz de,

Vatandaşın cumhuriyetçilik ve demokrasi bilinci ağır basıyor ve bu gidişle de bir değişim kaçınılmaz görünüyor!

Eveeeet;

Değişim şart!

Kitleleri ardından sürükleyecek genç ve dinamik bir isim şart…

CHP’yi “her akan su mecrasına döner” özdeyişinde olduğu gibi yeniden yörüngesine oturtacak biri şart…

En önemlisi;

Gittikçe cahilleşen ve bu durumu da mevcut iktidarın özlediği bir hale dönüşen toplumu düştüğü bu cehalet ve yobazlık batağından çekip çıkaracak bir isim şart…

Yok mudur?
Vardır… Vardır…

Şu anda belki politika sahnesinde değildir ve her gün kanallarda göre göre alıştığımız politikacı tiplemelerinden biri de değildir ama ilk değişim sinyali bir kitlesel harekete dönüştüğünde bu isim ortaya çıkacaktır…

Aynen böyle olacaktır!

Türkiye baldırı çıplak sığınmacılara ve bu ülkenin demografik yapısını değiştirmeye hevesli niyeti bozuk hainlere teslim edilmeyecektir…