İsmi üzerinde yalan habercilik.

Gerçeği olmayan.

İspatı yok.

Bilgi sıfır.

Belge zaten yok.

Zonguldak’ta geçtiğimiz günlerde bu konuda ilk defa bir ilk yaşandı.

Yalan haber yapan basın kuruluşu ağır bir şekilde eleştirilerek açıklandı.

Deşifre edildi.

Hem de ilin en önemli kurumu Zonguldak Valiliği Basın halkla ilişkiler müdürlüğü tarafından.

Bu yalan sözde haber açıklandı.

Basın kuruluşu bundan ders aldı mı?

Bilemiyoruz.

İnşallah almıştır.

Bir basın kuruluşu için en ağır durum ve konum haber açısından yalanlanmaktır.

Tabi ki bu durumlar internet sitelerinde gerçekleşiyor.

İnternet siteleri ile ilgili yasa halen çıkmadı.

Söyleniyor.

Uygulanmıyor.

Ekim ayında çıkacaktı.

Çıkmadı.

Neden geciktiriliyor.

Kimin işine yarıyor.

Çok da anlamıyoruz.

Anladığımız bu kadar yalan haberlerin cirit attığı.

İnternet sitelerinin peşi sıra yoğunluğu nedeni ile artık ülke geneli çöplük haline geldiği bir konumda.

Kurumsal internet sitelerini .

Ve yazılı basın gazetelerin internet sitelerini ayrı tutuyoruz.

Artık yasa çıksın.

Çıkmalı.

Gazeteci olamayan bir sürü kimliksizlere de dur denmeli.

Savcılık bile bir soruşturmada.

İddianame hazırlarken.

Bilgi ve belge istiyor.

Bilgisiz ve belgesi iddianame hazırlanmıyor.

Yalan yapılan ve gerçeği yansıtmayan haberlerin içinde iddia sözleri çok geçer.

Peki iddia da olsa.

Bilgin var mı?

Yok.

Belge.

Yok.

Peki ne var.

Dedikodu.

Dedikodu ile haber yapılır mı?

Eğer gazeteci değilse yapar.

Sonra da bu yalan haberler gazeteci vasfı taşımayan internet sitelerinde yer alabiliyor.

Yalan da olsa algı yaratılıyor.

Peki güvenirlik.

Kimi zedeliyor.

Biz gazetecileri zedeliyor.

Halkta güvensizlik oluşuyor.

İnanırlık gidiyor.

Kamu kurum ve kuruluşlarda ki, güven ortamı sona eriyor.

Yalan haber olduğu kanıtlanıyor.

Haberi yapandan bilgi ve belge isteniyor.

Sonuç kocaman bir hiç.

Böyle habercilik olur mu?

Böyle gazetecilik olur mu?

Tabi ki olmaz.

Ama işte gazeteci olmayanların.

Gazetecilik sektörünün görsel görüntülü olan kısmında dolaylı ve dolaysız yer alırsa.

Kafa karışıklığı.

Zihin karşılığı yaratabiliyorlar.

Zaman kaybı yaratıyorlar.

Bizde kendimizi anlatıncaya kadar.

Aklayıncaya kadar çok ama çok zorlanıyoruz.

Ve tüm bu durumlar.

Karışık bilgi kirliliği.

Sadece ve sadece yasanın çıkmamasından kaynaklanıyor.

Ve yasa bugünlerde torba yasa içinde çıkabilir deniliyor.

Artık çıksın.

Çıksın ki kim gazeteci, kim değil.

Çok daha açık ve net belli olsun.

Bedavacılar.

Sahtekarlar.

Haberlerimizi çalan hırsızlar.

Ortaya çıksın.

Emeğimizi çalanlar belli olsun.

Gazeteciliği yapanların mağduriyeti giderilsin.

Giderilmediği sürece böyle yalan haberleri de sıklıkla görürüz.

Yalan haber ismi üzerinde.

Gerçeksiz.

Asılsız.

Bilgisiz.

Belgesiz haber.

Haberi yapan herkes.

Bilgi ve delili ortaya koymalıdır.

Eğer bir itham varsa.

Karşın tarafında görüşünü açık ve seçik vermelidir.

Hem de şeffafça.

İddia desek bile bu belgeler yayınlanmalıdır.

Belgelerde cezai şart almama adına özen gösterilerek yayınlanmalıdır.

Ne dedik.

Savcılar bile iddianameyi hazırlarken.

Bilgi ve belgeye dayalı hazırlıyor.

Bir üst mahkemeye sunuyorlar.

O zaman herkes bilgili ve belgeli hareket edecek.

Tehdit ve şantaj olmayacak.

Bazı isimleri ve kurumlara şantaj yolunu açık tutan sözdelere gereken yapılmalı.

Koltukta oturarak popo büyütenlere artık dur denmeli.

Sicillerin ortaya dökülmeli.

Artık bazı sıklıkla ortaya çıkan yalan haberleri

Tehdit ve şantajı.

Meslek haline getirenler var.

Bu yasa bize bunun için lazım.

Gerekli.

Sadece Zonguldak değil.

Ülke geneli bu büyük sıkıntı, sorun halledilmeli.

Herkes bizlerden bir şeyler bekliyor.

Tek taraflı ne yapabiliriz.

Bu konuda muzdarip olan bizleriz

Bu çamur.

Pis durum.

Bize bulaşıyor.

Bulaştırılmak isteniyor.

Temizleyene kadar mücadeleye devam edeceğiz.

Bugün yazımıza yalan haber ile başladık.

Meslekte 45 yılını vermiş bir gazeteci olarak.

Bu meslekten emekli olan ve halen sahada görevini devam ettiren basın mensubu olarak.

Yalan habere imza atanlar.

Zaten gazeteci değildir.

Geçmişte bir çok yalan habere imza atan ve atanları görmüş ve yaşamış bir meslektaş olarak.

Bu konu başlıkları affedilmez.

Affedilmemeli.

Gitmediğin haberin altına isim koymalar.

Bu gitmediğin habere isim koymalar hangi kanunda yer alır

Onu da kimse açıklamıyor

Sahada çalışanların hakkını çalanlar da bu kategoride

Özürler de bu işi değiştirmez.

Özürler kişinin olumsuz karakterini ortaya koyar.

Yüzsüzlüğünü belgeler.

Kolaycılık olur.

Yapılan hatanın üzerini örtmek olur.

Gazetecilik’ te dürüst ve ahlaklı meslektaşlarımız ile yol almalıyız.

Okulunu okumuş ve okumamış olanlarla birlikte hepimiz bu geminin içindeyiz.

Dürüst olmayan ve ahlaksız olanları da içimizden arındırmalıyız.

İçimizde tutmamalıyız.

Basın ahlak esasları mesleği layığı ile meşakkat ile ve hakkı ile yapanların ilk ana hedefi olmalıdır.

Bu hedef gazetecilik de başarıyı, güveni ve farklılığımızı ortaya çıkartır.

İnternet yasasının çıkmasını önemle, elzemle ve bir an önce bu nedenle ve sebeple istiyoruz,

Bu bilgi kirliliği yaratanların da ortadan kalmasını, ortaya çıkan internet ile ilgili çöplük durum ve konumunun da temizlenmesini bekliyoruz.