Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde çocukluk yıllarında başladığı resim yapma hobisini kara kalem çalışmasına dönüştüren Mahmut Kocaman, sabırla çizdiği tuvalinde eşsiz eserler ortaya çıkarıyor.
Kandilli Beldesi’ndeki Özel Madenci İlkokulu’nda okurken resim yapmaya başlayan Kocaman, ortaokul ve lise yıllarından sonra bu tutkusunu geliştirerek bir adım daha ileri taşıdı.
Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda (TTK) güvenlik görevlisi olarak çalışmaya başlayan ve daha sonra emekli olan Kocaman, bir süre yağlı boya ve pastel çalışmasıyla ilgilendikten sonra karakalem sanatına yöneldi.
Evli ve dört çocuk babası olan Kocaman, evinin bir odasında kurduğu küçük atölyesinde yağlı boya, pastel ve karakalem tekniği ile çalışmalarını icra ediyor.
Eserlerin yapım süreci, boyutuna göre 7 günden başlayıp 7 aya kadar süren Kocaman, eserlerini yurt içinin yanı sıra dışına gönderiyor. Kocaman, genellikle manzara ve portre resimleri yapıyor.
Büyük sabır ve emekle görselleri çizerek tuvale nakşeden Kocaman’ın elinde 500’e yakın eser bulunuyor.
- “BİRÇOK ESERE İMZA ATTIM”
Mahmut Kocaman, yaptığı açıklamada, hobi olarak başladığı resim sanatında birçok esere hayat verdiğini söyledi.
Yaptığı işten çok zevk aldığını belirten Kocaman, önceleri vakit geçirme adına evinde resim yapsa da zamanla bu sanata olan aşkının daha da arttığını ve bunun bir tutkuya dönüştüğünü anlattı.
Resim yapmayı hobi olarak değil de sanat olarak değerlendirdiğini, insanlara ve topluma faydalı olayı düşündüğünü dile getiren Kocaman, “Kendimi resim sanatında geliştirmek için araştırmalar yaptım. Eserlerimi sadece kendim ve ailem görüyor, dört duvar arasında kalıyorlardı. Daha ileriye gidebilirim diye düşündüm ve düşüncelerimi gerçekleştirmek adına da çeşitli çalışmalar yaptım. Bu eserler üzerine de güzel olumlu eleştiriler aldım.” diye konuştu.
Kocaman, bugüne kadar birçok kişinin portresini yaptığını söyledi. Tablolarını çalışmanın zorluğuna ve boyutlarına göre değişik fiyatlar arasında sattığını kaydeden Kocaman, resimlerin üstüne eğildikçe, çalıştıkça daha güzel görmeye ve daha iyi anlamaya başladım. Resim yaparken kendimi sanki resmin içindeymişim gibi hissediyorum.” ifadelerini kullandı. (Haber: Ersen Berk ÇELİK)