İstanbul’da doğdum. Saint-Benoit Fransız Lisesi’ni bitirdim. Üniversiteyi İstanbul Teknik Üniversitesi’nde okudum. Yüksek Şehir Plancısıyım. Kamu ve özel sektörde çalıştım. İki oğlum var. Çocuk sahibi olmak mesleki kariyerimi yavaşlattı ancak yazma isteğime set vuramadı. Çalışırken ve çocuklarımı büyütürken çeşitli dergi ve gazetelere gezi yazıları yazdım. Birkaç öyküm dergilerde yayınlandı. Uzun yıllar da seyahat bloğu yayınladım. İlk kitabım 2021 yılında Yeniinsan Yayınevinden çıktı. Ertesi yıl da ilk romanım Gizemli Kız Ayrıkotu Kitap’tan basıldı.
Soru 2 : Teşekkür ediyorum, yazmış olduğunuz kitaplarınızın içeriğinden bahsedebilir misiniz?
İlk kitabım ÇOCUKLA GEZİYORUM - AMSTERDAM, BUDAPEŞTE, İSVİÇRE, STRAZBURG Kanallar, Kahramanlar, Trenler ve Leylekler bir seyahat kitabıdır. Çocuklarıyla gezmek isteyen ancak cesaret edemeyen ailelere ilham vermek, yardımcı olmak amacıyla kendi yaşanmış deneyimlerimizi paylaştım.
Çocukla Geziyorum, her tür seyyah okur için Amsterdam, Budapeşte, İsviçre ve Strazburg’un tarih-coğrafya-kimlik, mimari, gündelik hayat, yaşam biçimi, yeme-içme, ulaşım, kültür-sanat-müze özeline dair zengin ayrıntılar içeriyor.
Çocuklu ailelere yönelik olarak da ailecek keyif alınabilecek uygun rotalar çiziyor, ulaşımla ilgili tüyolar veriyor, çıkması muhtemel sorunlara yönelik çözümler öneriyorum.
İkinci kitabım Gizemli Kız ise toplumsal bir ironi romanıdır. Gizemli Kız gerçek bir olaydan yola çıktı. Bir gün haberlerde bir kızın gece yarısı mezarlığa girdiği haberini dinledim. Halkın bu olay karşısındaki tepkisini görünce bu hikayeyi mutlaka yazmam gerektiğini düşündüm.Gizemli Kız Anadolu’nun ücra bir kasabasında bireyin sıkışmışlığının toplum bilincini kontrolsüz biçimde nasıl harekete geçirdiğini, kasabadaki mezarlıkların tek düze yaşayan kasaba insanlarının yaşamla ölüm arasındaki köprüleri nasıl muğlak, nasıl belirsiz bir alana ittiğini anlatıyor.
Üçüncü kitabım ise Çocukla Geziyorum serisinin devamı; VİYANA, MÜNİH, KOPENHAG, OSLO İmparatoriçe, Kral, Küçük Denizkızı ve Viking.
Soru 3 : Gizemli Kız kitabınızla ilgili olumlu dönüşler var, Bu başarınızın sırrı nedir, yaşadığınız bu duyguyu tarif eder misiniz?
Gizemli Kız, Vedat Türkali Edebiyat Ödülleri’nde kısa listeye kaldı. Okuyucularımdan da çok olumlu geri dönüşler aldım. Okuyucunun empati kurabildiği bir hikaye olmasının yanı sıra kullandığım dilin sade, akıcı ve mizahi olması da sanırım okuyucuyu yazara yakınlaştırıyor. Aslında ben bu romanda her gün sokakta gördüğümüz insanları anlatıyorum. Bu nedenle okuyucu kendini yabancı hissetmiyor, bir dostla sohbet edercesine kitabı okuyor. Belki de ağlamamız gereken şeylerin komik tarafıyla yüzleşmelerini sağlıyorum.
Kitabın severek okunması da bana bir şeyleri doğru yapmışım hissi vererek yazmaya teşvik ediyor.
Soru 4 : Yazma sürecinden biraz bahseder misiniz, yazarken neler hissediyorsunuz, size ilham veren şeyler nelerdir?
Seyahat kitaplarımda ailemle birlikte yaptığımız rotaların öyküleştirilerek anlatıyorum; her türlü okuyucu kitlesine yönelik bilgilerle zenginleştiriyorum. Yani burada süreç bizim yaşanmışlığımız. Gizemli Kız romanımda ise ilham veren başkalarının yaşadıkları oldu.
Kitap yazmak zor ve yıpratıcı bir süreç. Disiplin istiyor ama ben bütün kitaplarımı yazarken çok eğlendim. Kendimin yaparken eğlenmediği bir şeyi başkalarına sunmak istemedim. Ben yazarken eğlendim başkaları da okurken eğlensin istedim. Beni motive eden en önemli şey kitabı bitirmiş bir okuyucunun yüzünde oluşan gülümsemenin hayalidir.
Soru 5 : Anlıyorum. Peki aileniz ve yakın çevrenizden aldığınız dönüşleri paylaşmak ister misiniz?
Ailem zaten seyahat kitaplarımın başkahramanları. Beni tanıyanlar da okurken çok eğlendiklerini ve aynı şekilde gezmek istediklerini belirttiler.
Roman konusunda ise sanırım daha ketumum. O tamamen bana özel, benle ilgili, benim dünya görüşümü yansıtan bir şey oldu.
Soru 6 : Yeni bir kitap projeniz var mı?
Evet, şu anda ikinci romanım ve üçüncü seyahat kitabım üzerinde çalışıyorum.
Soru 7 : Açıklamalarınız için teşekkür ederim. Son olarak sizi okuyan, takip eden okurlarımıza söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Son zamanlarda özellikle sosyal medyanın güdümünde bir yabancı yazar furyası var. Yabancı yazarların Türkçeye kazandırılması veya az tanıdığımız ülkelerin edebiyatının Türkiye’de basılmasını edebiyatın sürekliliği ve gelişimi açısından çok yararlı buluyorum. Ancak aynı heves ve ilginin yerli yazarlara gösterilmediği kanısındayım. Yayınevleri de okuyucu da popülerin peşinden sürükleniyor. Çok iyi Türk edebiyatçılarımız var. Benim okuyuculara tavsiyem yabancılara verdikleri şansı Türk yazarlara da tanısınlar.