Hoş bulduk.
Okuyucularımla ve kitapseverlerle beni buluşturduğunuz için asıl ben teşekkürlerimi sunuyorum.
Sıradan bir yaşantısı olan Rabbimin verdiği yazma yeteneğiyle, yazmaktan büyük bir zevk duyan şanslı biriyim.
2-) Yazma süreciniz nasıl başladı?
Bir okul etkinliğinde minik bir okurumda aynı soruyu sormuştu. Aynı soruyla karşılaşınca ister istemez tebessüm ettim. Bir insan neden yazma gereksinimi duyuyor? Bu soru tartışmaya açık ama benim yazma sürecim hayal kurmakla başlıyor sanırım. Çokça hayal kuruyorsunuz.
Aklınızda kahramanlar, olay örgüsü oluşuyor. Çocukken kendinizi keşfetmeniz imkânsız tabi. Yaşıtlarınız normal bir çocuk ya da normal bir gençken sizde bir anormallikler var. Tâ ki kalem dil olup yerinize konuşmaya başlayınca sorun çözülüyor. Tabi bunlara toplumdaki gerçekleri de eklemeden edemiyorum.
3-) Yazarken neler hissediyorsunuz, size ilham olan şeyler neler, Türk edebiyatında idol olarak gördüğünüz yazarlar var mı?
Yazarken tek cümleyle, dünyanın en mutlu insanı oluyorum.
İlham her an her şeyle gelebiliyor. Karşılaştığım bir insan, yağmur, bulut... Açıkçası ilham her an her yerde.
Bütün yazarlara, şairlere eline kalem alıpta tek cümleyle benliğimizde büyük bir yer edinenlerin hepsine büyük bir saygı duyuyorum. Onlar sayesinde hala kitapların kokusu burnumuzda. Sabırsızlıkla çevirdiğimiz sayfalarda yüreğimizde his ettiğimiz heyecanı tarif edemem.
4-) Yazmış olduğunuz kitaplarınızın türü ve konusu nedir, içeriğinden bahseder misiniz?
Çocuk edebiyatında daha çok efsaneler var. Doğa üstü kahramanlarımla çocuk okuyucularımı eğlendirmeye ve düşündürmeye çalışıyorum. Yetişkin edebiyatında biraz daha toplumsal gerçekleri yakalama çabasındayım. Vicdan Tüneli adlı romanım çalışan bir annenin, anneliğe zaman ayıramamanın vicdani boyutunu anlatırken,
Ve Rüzgâr Fısıldadı adlı romanımda zenginler ve onların yoksullaştırdıklarını anlatmaya çalıştım. Başarılı olabildik mi buna da okuyucularım karar verecek elbette.
5-) Şuan çıkarmayı planladığınız başka bir kitap projeniz var mı, sizi okuyanlara spoiler vermek ister misiniz ?
Ne zaman böyle küçük spoiler versem o iş elime yapışıyor bitmek nedir bilmiyor. Bu nedenle affınıza sığınıyorum. Şu kadarını söyleyeyim güzel şeyler yazıyorum.
6-) Son olarak Türk gençlerine ve kitap tutkunu okurlara söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Bazen akranlarımla sohbet ederken sıkça duyduğum o klişe cümle: ah bizim zamanımızda gençlik böyle miydi? Eh değildi tabi ki. Bizim zamanımızda da İnternet bu kadar yaygın olsaydı biz okur muyduk? Tabi ki bizde farksız olmazdık. Onlarda bizleri dinlerken hayranlık duyuyor, içten içe imreniyor. Hayatın yavaşlamasını istiyor. Ben açıkçası gençleri seviyorum ve onları anlaya biliyorum. Onlar ellerinden geleni yapıyorlar ama yaşadığımız çağ öyle hızlı akıp gidiyor ki bazı şeyleri yakalamakta elinde tutmak ta maalesef çok zor. Geri döndürülemeyen tek şey ise zaman. Gençlerin ise zamanı yok, demeyeyim de zamanı verimli kullanmakla ilgili bir sorunumuz var. Önce bu sorunun çözümlenmesi gerekiyor okumaya zaman ayırmak için. Öyle anneler gördüm çocuğunun başını okşaya okşaya kitap okutmaya çalışıyor. Yetişkinliğe ulaşınca kitaplar rafa, onca masraf boşa. Bu ciddi bir sorun ve uzmanlık gerektirir.
Kitap severlere gelince, böylesi güzel bir alışkanlık edindiğiniz için şanslısınız. Bende hala bir okuyucum bu zevk tarif edilemez bende şanslıyım. Bütün kitaplar okunmayı hak ediyor. Bütün kitaplar okuyanını bekliyor.
Sağlıcakla kalın okumada kalın.