Merhaba 1984 yılında İstanbul da doğdum. Biraz farklı bir çocukluk geçirdim. 1.5 yaşında alerjik astım hastası olduğum için annem bana küçük yaşta alfabeyi öğretti. 3.5 yaşına geldiğimde televizyondaki programları seyrederek okumayı kendi kendime öğrendim. Okumayı öğrendikten sonra evdeki ansiklopedileri okuduğumu hatırlamıyorum ve daha sonra Jules Verne ile tanıştım. Romanlarını ilkokula başlamadan önce okuduğumu hatırlıyorum. Üniversitede işletme bölümünü okudum ve okulu onur belgesi, derece ile bitirdim.
2) Yazmaya nasıl başladınız? Bize yazı yolculuğunuzu anlatabilir misiniz?
Yazıya başlama hikayem de biraz genelden farklıdır. 2004 yılında arkadaşlarla kendi kurguladığımız fantastik bir evrende doğaçlama rol yapma oyunu oynuyorduk ve ben orada 16 yaşında şizofren bor çocuğu canlandırdım yaklaşık 10 ay boyunca. Oyun bittiği zaman ortaya muhteşem bir karakter çıkmıştı ve onu unutmamak için yazmaya başladım.
3) Bize romanlarınızdan bahsedebilir misiniz?
Elbette ilk romanım "Son Yolculuk" ana karakterin aşkı bulma yolculuğunu anlatıyor. Distopik bir havada geçen bu romanda ana karakter aşka ulaşabilmek için sistemi yenmek ve yok etmek zorundadır. Felsefik, sosyolojik ve psikolojik temellerde ele aldığım bu romanım okurlar tarafından çok sevilmektedir.
İkinci romanım yani "Aşkın Mezarı" ise 3000 yıl sonrada geçen bir distopya romanıdır. 3000 yıl sonra, duyguların olmadığı bir dünyada geçer. Aşk, sevgi gibi bizi biz yapan duygular ortadan kalkmıştır. Oldukça karanlık bir dünyada bir erkek birbirinden bağımsız bir şekilde aşkı arama yolculuğuna çıkar. Ancak onları engellemeye çalışan bir sistem, yapay zeka vardır ve aşka ulaşabilmek için onu yenmeleri gerekmektedir. Oldukça heyecanlı, epik bir distopya romanıdır ve okuyucularımdan çok güzel yorumlar almaktayım.
4) Ms hastası olduğunuzdan bahsettiniz, hastalığınızdan ve süreçlerden bahsedebilir misiniz? Mücadele etmek için neler yaptınız?
Elbette M. S yolculuğum 2005 yılında başladım. O zamanlar üniversite birinci sınıftaydım. Sol bacağımda güç kaybı yaşıyordum ve ms tanısı koyulmadan önce neredeyse yürüyemiyordum ve sol gözüm neredeyse hiç görmüyordu. Bir göz doktoruna gittim o başka bir doktora yönlendirdi sonra mr çekildi ve M.S olduğum kesinleşti. M.S çok zor bir hastalık ve oldukça yıpratıcı. Psikolojik etkilerinin çok ağır olduğunu söylemeliyim. Kendimi toparlamak için psikoloji okumaya başladım ve birçok kitap okudum. Daha sonra psikolojim ile hastalığımın seyrinin doğru orantılı olduğunu fark ettim. Hem kendi psikolojimin düzelmesi hem de diğer M.S hastalarına yardımcı olmak için M.S bloğumu açtım ve on binlerce insana yardımcı oldum.
5) Sizi yazmaya motive eden şey nedir? İlhamı nereden alıyorsunuz?
İlham kaynağım hayatın kendisi diyebilirim. Bunun yanında hayal gücüm önemli bir ilham kaynağıdır benim için.
6) Aslında içinizdeki tüm düşünce ve dünyanızı yazarak kelimelerle aktarıyorsunuz, beklediğiniz tepkileri aldınız mı? Okuyucularınızdan bu bağlamda nasıl geri dönüşler aldınız?
Çok güzel geri dönüşler aldığımı söyleyebilirim. Birçok okuyucum yazılarımda kendilerini bulduklarını söylüyorlar ve benim için gerçekten harika bir durum. Onlardan aldığım olumlu tepkiler beni yazma konusunda cesaretlendirmektedir.
7) Örnek aldığınız size ilham olan kitaplar veya yazarlar var mıdır?
Benim kendime özgü bir yazı tarzım olduğu için kimseden ilham aldığımı söyleyemem ama çok sevdiğim yazarlar vardır. Dostoyevski, Tolkien, Isaac Asimov gibi yazarları çok severim ve kitaplarını defalarca kez okumuşumdur.
8) Okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?
Okuyucularınıza okumalarını söylemek isterim. Ne olursa olsun mutlaka okuyun. Okumak onları güçlendirecektir, okumak onları daha iyi bir insan yapacaktır. Benim veya başka bir yazarın romanlarını okumaları fark etmez sadece okusunlar.