YÜKSEK ENFLASYON AYRICA GIDA GÜVENLİĞİNİ DE TEHDİT EDİYOR

Abone Ol

Son duruma göre Türkiye İstatistik Kurumu’nun en on açık ladığı Şubat/2022 Ayına ait resmi enflasyon oranı yüzde 48,69 olarak açıklandı ise de;Diğer bir Enflasyon Araştırma Grubu'na (ENAGRUP) göre yüzde 114,87 oranında daha yüksek çıkması sürpriz olmadı. Çünkü TÜİK’in Şubat/2022 Ayına ait Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi(Yİ-ÜFE) ise bir önceki aya göre %7,22, bir önceki yılın Aralık ayına göre %18,43, bir önceki yılın aynı ayına göre %105,01 ve on iki aylık ortalamalara göre %56,83 oranın da artış göstermişti. Bu arada temel girdilerden elektiriğe yapılan %127 lik zam ile doğal gaza yapılan %50 lik zam yanında artık döviz kurundaki dalgalanma durumuna göre neredeyse süreğenleşen akaryakıt zammı da olaya dahil edildiğinde üretim girdilerinde ortaya çıkan zincirleme etki ile A Dan Z’ye tüm tüketim maddelerinin fiyat artışları üzerinde yarattığı olumsuzluklar bu defa özellikle halkın temel gıda ürünlerindeki kaliteyi de olabilecek en alt seviyelere kadar inmesine neden teşkil ederken; piyasalar da öteden beri zaten doğal gıda bulma yönünde ortaya çıkan zorlukların geldiği noktada çift rakamlı yüksek enflasyondan kaynaklı sağlıklı gıdaya erişim neredeyse im kansız hale gelmiştir.

Bu kapsamdaki yapılan araştırmalar kötü beslenme sebebiyle ortaya çıkan sağlık sorunlarının ve bunların maliyetlerinin sigara, kanser gibi başka önemli sorunların önüne geçtiğini gösteriyor.Artık şeker, tuz ve unun ne kadar zararlı olduğunu biliyoruz.Ancak tükettiğimiz gıdalar neredeyse tamamen bunlardan oluşuyor. Örneğin bir kutu kolada 15 tane küp şeker bulunuyor ve bu miktar bir çocuğa hiperaktivite ve dürtüselliğe neden olacak enerji yüklemesi yapabiliyor. Ayrıca damak tatları çok gelişmemiş çocuklar kısa zamanda bu gıdaların bağımlısı hale gelebiliyorlar. Uzun vadede şeker, tuz ve un temelli gıdalar ve bunların içindeki katkı maddeleri çocuğun bedensel ve zihinsel gelişimine ciddi zararlar da verebiliyor. Ayrıca belirtmek gerekir ki, besin ve sağlık hizmetlerindeki gelişme ve son yenilikler, eski dönemlerde karşılaşılan bazı sorunları ortadan kaldırırken, bazı yeni sorunlar getirmiştir. Gelişen teknolojinin getirdiği üretim teknikleri ve tüketici beğenisinin çeşitlilik kazanması sonucunda, gıda katkı maddeleri (GKM) besin endüstrisinde kullanılması ise her geçen gün art maktadır.

Kısaca değinmek gerekirse;gıda katkı maddelerinin tarihsel gelişimlerinin iki etki ile şekillendiği anlaşılmaktadır. Bunlardan birincisi; gelişen teknoloji paralelinde gıda saklama yöntemlerinin de geliştirilmesine duyulan gereksinimdir. İkinci etki ise; tüketici gözünde gıdanın mevcut kalitesinin daha iyi algılanmasını sağlamaktır. Bu etkilerden ilki uluslar arası gıda ticareti de düşünülünce, bu maddelerin gerekliliğini de ortaya koymaktadır.Bu sebeple Gıda Katkı Maddelerinden kendimizi tamamen soyutlama mızmümkün değildir. Dikkat etmemiz gereken nokta ise, bu maddeleri yasaların belirlediği şekilde ve miktarda kullanılmasını sağlayarak tehlikeleri olabildiğince minimumaindirmektir.Çok tabii olarak da her türlü GKM'nin üretimden tüketime kadar olan aşamalarında Sağlık Bakanlığı'nm hazırladığı tüzük ve yönetmeliklere uyulmalı; bu şekilde tüketime sağlıklı gıdalar sunulması temin edil melidir.Aslında gıda kontrolü bu yönde ,devletin tüketici menfaatini korumak konusunda uyguladığı politikalardan birisidir.

Sonuç olarak,kapsamı oldukça çok geniş olan gıda kalemle rinden daha çok üretimi ve imalatı yapılan gıda maddelerin de maliyet faktörü önemli bir yere sahip bulunmaktadır.Bu anlamda fiyat istikrarının bir türlü sağlanamadığı durum larda rekabet şartlarına göre fiyat lehine olurken;kalite açısından ise maalesef makul seviyelerin çok altına kadar inildiğine tanık olunmaktadır.Bu yüzden özellikle gelir dağılımının oldukça bozuk olduğu ülkelerde daha çok sağlıksız ve ucuz gıdalara ağırlık verilmekte olduğundan; dolayısı ile gelecekte maliyeti çok yüksek oranlara kadar tırmandıran ağır nitelikli toplumsal sağlık sorunlarına da yol açtığı görülmektedir.Genel perspektif açısına göre özet lemek gerekirse;Türkiye'de tarım sektörünün küçük ve parçalı bir yapıya sahip olması, tarım politikalarının istikrarsız ve kağıt üzerinde uygulanan politikalardan oluşması, işsizlik sorununun yüksek ve vatandaşların alım gücünün düşük olması, genel enflasyon oranlarının yüksekliği ve artan gıda enflasyonu, gelir dağılımı adaletsizliğinin gün geçtikçe daha da artması, gıda fiyatları oynaklığının önüne geçebilecek bir kontrol mekanizmasının olmayışı, çiftçi ile tüketici arasındaki aracıların sayısının ve kar marjlarının giderek artması sonucu çiftçinin eline geçen fiyatların düşmesi ve tüketicinin ödediği bedelin artması, spekülatif artışlara neden olan kurum ve kişilere yeterli yaptırımların uygulanmıyor olması, gıda güvenliği konusundaki yasal yaptırımların ve denetim uygulamalarının yetersizliği büyük sorunlara yol açmaktadır.