Öteden beri bilindiği gibi Yunanistan Ege’de gayri askeri statüsü uluslararası anlaşmalarla belirlenen 23 adadan 16’sını, bu anlaşmaların getirdiği düzenlemelere aykırı olarak silahlandırdığı alenen ortada iken, Yunanistan bu adalarda ilk defa 1960 yılların başında silahlandırmaya başladı ve Türkiye 1964 yılında Yunanistan’ı bu konuda protesto etti. Sonrasında 1975 yılında Türkiye Yunanistan’ı bu adaları silahlandırdığı için Birleşmiş Milletler’e şikayet etti, nota verdi ve bu silahlandırmanın Türkiye’yi tehdit ettiğini vurguladı. 1976 yılından itibaren de bu silahlandırma daha da hızla artarak devam etti ve bugünkü duruma geldi. Bugün mevcut durum itibariyle mesela kuzeyde bulunan Midilli Adası, güneyde Rodos Adası gibi adalarda birer Yunan tümeni var., Ayrıca daha aşağı doğru indiğimiz zaman Limni, biraz daha aşağıda Sakız, Sisam ve bir de aşağıda İstanköy adalarında birer tugay var. Ayrıca diğer adalarda da tabur ve alay seviyesinde değişik büyüklükte Yunan birlikleri bulunuyor. Tabiidir ki burada bahsedilen 23 adadan 16’sı denildi ama 23 adadan 21 tanesi silahlandırılmış durumda.

* * *

Bu kapsamda daha önceki açıklamasına göre Milli Savunma Bakanlığı Eski Genel Sekreteri Ümit Yalım, anlaşmalara aykırı olarak silahlandırılan 16 adanın durumunu değerlendi rirken; Yunanistan gayri askeri statüdeki 23 adanın 16’sını anlaşmalara rağmen silahlandırdı. Bu adalar ne zaman silahlandırıldı? Türkiye bu konuda şimdiye kadar neden bir adım atmadı? Bu kriz ne ölçüde derinleşir? Şeklindeki sorusu ise halen cevapsız kalmış durumda. Konuy la ilgili açıklamasını sürdüren Ümit Yalım;” Türkiye’nin o işgal edilen 18 ada ve bir kayalık üzerinde durması lazım bu adaları geri almak için öncelikle diplomatik yolların denenme sinde fayda bulunuyor çünkü elimizde Lozan Anlaşması ve Paris Anlaşması var. Bu anlaşmalar belli ve burada Yunanis tan’a verilen ada sayısı 14’tür fakat şu anda 18 adayı da alarak 32’ye çıkardı. Bu anlaşmaları ortaya koyduğumuz zaman Yunanistan bu adaları terk etmek durumunda.” Son duruma göre Yunanistan Megalo-ideasının geldiği noktada sürekli alışkanlık haline getirdiği Türkiye karşıtı tahrik ve kışkırtmalar yanında iktisadi gücünün çok üstende kime karşı silahlandığını tahmin etmek herhalde zor olmasa gerek.

* * *

Hal böyle iken, Türkiye'nin elindeki uçakları modernize ederek üst seviyeye çıkarma isteği de, şu an NATO ülkeleri nin yaptığı çalışmalarla eş zamanlı olarak ilerliyor.Bu anlam da ABD, 5. nesil savaş uçağı olan F-35'leri aktif olarak kullanmaya hazırlanırken aynı projedeki Türkiye'yi çıkarınca, Türkiye elinde modernizasyon bekleyen uçakların işte bu seviyeye uyumlu hale gelmesi için çalışmaya başladı.Bu arada Ankara'nın Rusya'dan NATO sistemleriyle uyumsuz uzun menzilli hava savunma füzesi S-400'leri satın alma karar sonrası F-35 programından çıkarılması sonrası, MMU projesi, Türkiye'nin gelecekte 5. nesil savaş uçağı sahibi olabilmesi için tek plan olarak kaldı. TX-F'lerin hangardan çıkış tarihi olarak 2023 belirlendi. TUSAŞ CEO'su Temel Kotil, TUSAŞ'taki 4 bin mühendisin bininin, yani ekibin dörtte birinin bu proje için çalıştığını açıkladı. Kotil'e göre ilk test uçuşunun 2025'te yapılması; seri üretime de 2030'da başlanması planlanıyor. Eğer planlandığı gibi giderse, her yıl ortalama 24 uçak üretilmesiyle birlikte 5. nesil savaş uçaklarının Türk Hava Kuvvetleri'ndeki mevcut filonun yerini alması 2040'ı bulacak.

* * *

Sonuç olarak, Rusya'dan satın alınan S-400 füze savunma sisteminin parçaları Haziran 2019'da Türkiye'ye ulaşmaya başladı. ABD, bu sistemlerin NATO sistemleriyle uyumlu olmadığı ve gizli askeri bilgilerin Rusya'nın eline geçebilece ği gerekçesiyle Ankara'ya tepki gösterdi ve Temmuz 2019'da yeni nesil savaş uçağı F-35 üretim sürecinden Türk ortakları nı çıkarttı. Ancak bunun için, ABD Kongresi'nde kabul edilse ve ABD Başkanı Joe Biden onay verse bile, hukuki olarak yeni bir süreç işlemesi gerekiyor. Halihazırda ödenmiş olan 1,4 milyar dolar, F-16 satışı için aktarılamıyor. Yani siyasi bir uzlaşıyla nihayetinde para ABD'de kalacak olsa bile öncelikle bu paranın teknik olarak Türkiye'ye iade edilmesi, sonra yeni anlaşma kapsamında yeniden ABD'ye ödeme yapılması gerekiyor.Bu duruma karşılık Yunanistan’ın son gelinen noktada Başbakan Miçotakis’in ABD’de 16 Mayıs’da Başkan Joe Biden ile görüşmesi ve 17 Mayıs’ta da Kongre’de yapacağı konuşma ile ilgili Atina’daki beklentiler giderek artarken; Ana muhalefetteki Radikal Sol Koalisyon’un (SYRİZA) lideri eski Başbakan Aleksis Çipras, Real News gazetesindeki demecinde, Miçotakis’ten beklentisinin, ABD’nin Türkiye’ye F-16 savaş uçağı vermesini engellemesi olduğunu belirtmesi ve Miçotakis’in ABD’deyi ziyaretinde F-16 savaş uçağının Türkiye’ye verilmesini engellemeden bahsetmesi NATO’daki çatlağın kimler tarafından çıkarıldı ğının açık kanıtı durumunda.Çok tabii Türkiye’nin F-16 Sa vaş uçakları talebi konusunda halen mütereddit davranmaya devam etmesini anlayabilmek de mümkün değil.Ancak Türkiye’nin de F-16 savaş uçakları için ABD’nin bu mütered dit duruşunu beklemek yerine en akla uygun seçenekler üzerinde durmasının zamanı geldi de geçiyor bile.